Yeni öğretim yılı başlarken - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Yeni öğretim yılı başlarken

Yeni öğretim yılı ilkokullarda yarın, ortaöğretimde ise salı günü başlayacak! Başlayacak başlamasına da nasıl başlayacak? Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, bir-iki okul dışında sorun yok diyor. İlkokullara atanacak 29 öğretmenle sorunların çözüleceğini söylüyor. Diğer taraftan KTÖS, 49 öğretmene ihtiyaç olduğu, bunun yanında 23 okul müdürü ve 10 tane de müdür muavini eksikliğine dikkat çekiyor. Okulların beşte birinde yönetici eksikliği varken, okullar öğretmensiz olarak açılacakken, birçok okulda tamiratlar ve inşaat atıkları ortadayken, bizi kaos içerisinde bir eğitim bekliyor demektir. Her ne kadar da Sayın Eğitim Bakanı Arabacıoğlu, düzenlediği basın toplantısında sorunları “en aza indirdik” şeklinde bir imaj yaratmaya çalıştıysa da gerçek durumla yarın karşı karşıya kalacağız.

Yıllardır eğitim yılı başında benzer sorunlar yaşanır ve her yıl klişe laflar ile sorumlular bu sorunları çözeceklerinden bahseder. Ancak biz yine her öğretim yılı başında yine öğretmensizlik, okullardaki inşaatlar, kitap eksikliklerini gibi konuları konuşmaya devam ederiz. Nedense bir türlü beceremeyiz.
Her öğretim yılı başında Albert Einstein’ın “Aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummak” lafı aklıma gelir. Kanımca tam da “beceriksizliğin” tanımdır aslında söylenen…
Yönetenler için mutlaka bir mazeret vardır olanı biteni açıklayan. Bu öğretim yılının mazereti de seçimler dolayısı ile yaşanan seçim yasakları ve bundan dolayı yapılamayan öğretmen nakilleri, münhaller falan filan. Bu durum sonucu değiştirmiyor. Sonuç; Okullar yine öğretmensiz, yine kaos, sistemden kaynaklı tıkanıklıklar, sorunlar sorunlar sorunlar…
Şimdi merak ediyorum çağdaş toplumlarda okulların açılacağı dönemde öğretmen eksikliği, kitap eksikliği, sıra sandalye eksikliği mi konuşulur?
Örneğin hemen hemen herkesin bir akrabasının olduğu İngiltere’de yeni öğretim yılı geçen hafta başladı. Hiç kimse öğretmen eksikliği, bina yapımı, inşaat, dengesiz öğrenci sayıları(bazı okullarda öğrenciler üst üste, bazı okullar da öğrencisizlikten kapatılıyor) gibi konuları konuşmuyor.
Kıbrıslı Türklerin bu kaderi değişmek zorunda, değişmeli. Bir süre yurt dışında yaşamış ve farklı etnik topluluklarla iletişim kurmuş biri olarak söyleyebilirim ki Kıbrıslı Türkler kadar eğitime önem veren toplum az bulunur. Çocuklarımızın iyi eğitim alması için canla başla çalışırız. Dünya kadar da para harcarız. Bunun karşılığını da görmek isteriz. Bu ülkede Anayasa’ya göre eğitim 15 yaşına kadar zorunlu, 18 yaşına kadar ücretsizdir. Buna rağmen yine de eğitim için harcadığımız paraların haddi hesabı yok. Çocuklarımızın doğru dürüst bir eğitim aldığını söylemek çok güç…
Vatandaş bu kadar sorunun yaşandığı eğitimde sorunlarını bireysel olarak çözme arayışı içerisindedir. Özel okullardaki öğrenci artışı inanılmaz boyutlardadır. Bu durum Dünya Bankası raporlarına kadar girmiştir. Devlet okullarından ümidini kesen ve çözümü özel okullarda arayan binlerce aile çocuklarını daha iyi eğitim kaygısı ile özel okullara göndermektedir.
Yönetenlerin bu konuda ciddi bir sıkıntısı olduğu kanısında değilim. Her yıl devlet okullarında bu sorunlar yaşandığına göre ortada ciddi bir yönetim beceriksizliği olduğu muhakkak…
Buna rağmen sayın bakan “kadroma güveniyorum” dediğine göre bir bildiği var. Ümit ederim sayın bakan haklı çıkar da eğitimde yaşanan sorunlar en erken bir zamanda çözümlenir. Çözümlensin ki Kıbrıslı Türkler de hak ettiği çağdaş eğitim uygulamalarına kavuşsun.
Kavuşsun ki çağdaş olsun
Kavuşsun ki dünyalı olsun
Kavuşsun ki!…


 

Çocuklar okula hazır, peki veliler hazır mı?

Yaz döneminin ardından okullar yarın açılıyor. Okul sıralarıyla ilk defa tanışacak çocuklar ve aileler için bu günler hem heyecan, hem de korku yüklü… Her eylül döneminde yaşanan manzara ise aynı; anne babasını bırakmak istemeyen çocuklar ve bu duruma dayanamayan veliler… Bu günleri rahat atlatmak ise sizin elinizde!
Çocuğun okula başlama sürecinde rahat olması ya da yaşadığı sorunları kolayca atlatabilmesinin, hem çocuk hem de aile için önemli bir uyum göstergesi olduğuna dikkat çeken çocuk psikiyatrisi uzmanı Dr. Emel Bellibaş, okulun ilk günlerinde ciddi problemler yaşayan ve bunlarla doğru bir şekilde başa çıkamayan ailelerin, ileride de benzer sorunlarla karşı karşıya kalabildiklerini söylüyor. Çocuğun okula devamının sağlanamamasını, akademik, sosyal ve duygusal gelişiminde sorunlar yaşamasına yol açabildiğini, çocuğun okula gitmemesi halinde ise zihinsel kapasitesini geliştiremediğini, temel akademik becerileri kazanamadığını, ayrıca sosyal yönden de sorunlar yaşayarak, yaşıtlarıyla sağlıklı ilişki kurmakta zorlanabildiğini belirten Bellibaş,  bunları neden olduğu sorunları ise şöyle sıralıyor: Okuldan, sosyal çevreden uzaklaşan çocuk, bir süre sonra performans kaygısı yaşayabiliyor, içe dönüklüğü artabiliyor, kendine akademik hedefler koymaktan kaçınıyor ya da hedeflerini küçültüyor. Yalnızlık duygusunda artışla birlikte evden çıkmayan, internete bağımlı ergenler halini alabiliyorlar. Vücut algılarında bozulmalar, yeme bozuklukları, obezite, öfke patlamaları da bu çocuklarda sık görülüyor.
Yeni okul dönemine olumlu başlangıç yapmanın çocuğun davranış, güven, sosyal ve akademik başarısını etkilediğini vurgulayan Pedagog Dr. Melda Alantar ise bu dönemin anne baba ve çocuk için güç olabileceğini vurgulayarak, “Bu döneminde hayatın artan hızına uyum sağlayabilmek için anne-babalar önceden plan yaparak, gerçekçi ve olumlu bakış açısı geliştirerek öğrencilere destek olabilirler” önerisinde bulunuyor.

 

Peki anne-babalar sorunsuz bir okula başlangıç için ne yapmalılar?

Okula ilk kez başlayacak olan çocukların anne babalarının bazen çocuklardan daha heyecanlı olabileceklerini dile getiren Uzman Pedagog Sevil Yavuz ise, bu ebeveynlerin “Çocuğumuz okulda sorun yaşar mı” diye endişelendiklerini söylüyor. Anne baba gibi çocuğun da bu kaygıyı taşımasının normal olduğunu belirten Yavuz, bu sorunun kolay aşılması için şu önerilerde bulunuyor: Çocuğunuzla birlikte okul için alış-veriş yapmak, onun seçtiği şirin okul-araç gereçlerini almak, çocuğunuzun okula başlama hevesini artıracaktır. Hem sizin için, hem de çocuğunuz için okulda ilk gün çok önemlidir. Bu nedenle çocuğunuzla birlikte okula gidebilirsiniz. Eğer çocuğa bakan bir bakıcı varsa veya çalıştığınız için akrabalarınız bakıyorsa mutlaka bu önemli günde işten izin alıp ona eşlik etmenizi tavsiye ederim. Çünkü arkadaşlarının anne veya babasını yanında görünce duygusallaşacaktır. Ayrıca bu günde, çocuk okulun kapısında korkar ve girmek istemezse, çocuğunuzu en iyi siz tanıdığınız için siz onu daha iyi ikna edebilir ve bu ilk başlangıç için ona güç verebilirsiniz.
Anne-babaların yapması ve yapmaması gerekenleri özetleyen Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Emel Bellibaş, anne-babaların yapması gerekenleri 8 maddede şöyle özetliyor:
1-Çocuğunuzun endişelerini saçma bulmayın
2- Önce kendinizi hazır hissedin
3- Okula başlamadan önce, yemek ve uyku saatlerini düzene sokun
4- Çocuğunuzu ilk gün mutlaka okula gönderin
5- Okulun ilk günlerinde çocuğa çok kalabalık eşlik etmeyin
6- Okula gitmeyi pazarlık konusu haline getirmeyin
7- İlk günler okul bitiş saatinden biraz erken okula gidin
8- Çocuğunuz okula gittiği için onu ödüllendirmeyin

 

Ayşe ve Ailesi Sınava Hazırlanıyor

Yazarı: A. Kadir Özer
Yayınevi: Remzi Yayınları
Konu: Ülkemizde, eğitim sisteminin farklı düzeylerindeki okulların giriş sınavları için yapılan “yarış” birçok açıdan yıpratıcıdır. Bir yanda ailelerin altına girdiği maddi ve manevi yük, diğer yanda çok küçük yaşlara kadar inen “yarışmacılar”ın karşı karşıya kaldığı acımasız psikolojik darbeler… Çoğu ebeveyn ve çocuklar yalpalayarak, darbe alarak bu koşuşturmanın içine girerler. A. Kadir Özer, gençlerin yaşadığı kaygı, temelde sınav başarısının insan olmanın yolu olarak görülmesinden kaynaklanır. Kaygı, bu söylemi sahiplenen gencin ödediği bir faturadır. Yıllar boyunca öğrencilerle sınavın bir “kişilik” değil, sadece “bilgi” düzeyi ölçümü yaptığı ilkesine bağlı kalarak çalışan A. Kadir Özer’in bu kitabı, bilgi düzeyini kaygının etkisinden korumayı amaçlayan tipik bir “gerçekçi sınav tutumu geliştirme” çalışmasının temel mantığını ve akışını yansıtıyor.

.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar