Simerini, Yalluridis tarafından kaleme alınan makaleyi okurlarına “16 Mart’ta Olan, Sadece, Mevzuatların Tıraşlanması Olarak İfade Edilen Şey Değildi… Bir Devletin İnfazı” başlığıyla okurlarına aktardı.
Makalesinde Güney Kıbrıs’ın AB’ye, Avrupa Birliği’nin ve Avrupa siyasi kültürünün, yani Avrupa müktesebatının Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlayacağı beklentisiyle girdiğine işaret eden Yalluridis “Avrupalılar, demokrasi ve hukuk devleti yerine 2004’te Kıbrıslıları, ırkçı Annan planını kabule teşvik ettiler” dedi.
Yalluridis, Güney Kıbrıs’ın Euro Bölgesi’ne girişini de, Avrupa’nın AB ve Euro Bölgesi olarak güçsüz üyelerine destek vereceği beklentisiyle desteklediklerine işaret ederek özetle şunların altını çizdi:
“Oysa 16 Mart 2013, Kıbrıs’a toplum olarak, devlet olarak ve sarsılmış dünyada ve AB çerisindeki perspektifine ve var oluşuna silinmez bir damga vurdu ve Kıbrıs’ın devletlik yapısı infaz edildi. Kıbrıs üçüncü tarafların, uluslar arası unsurun gözünde artık meşruiyetinin bir bölümünü, yani müzakerecilik kabiliyetini ve uluslararası devlet varlığı olarak siyasi açıdan var oluşunu yitirdi.
Kıbrıs, en büyük yarayı aldığı 1974’te bile yalnız hukuki ve kurumsal açıdan değil siyasi açıdan da uluslararası tanınmışlığa sahip olarak dimdik ayakta, itibarlı ve güçlü kalmıştı.
Özellikle önceki hükümetlerin trajik hata ve yanlışlarından ve Euro Bölgesi’ndeki ortakların düşmanca tavrı dolayısıyla bugün Kıbrıs’ın devletlik varlığı azalmıştır. Artık güçlü konumda devlet varlığı olarak müzakere edemiyor, tamamen güçsüz devlet pozisyonundadır.”
