Yalçın’ın paylaşımı şu şekilde:
İnsan, kendi başına gelince çok daha fazla hissediyor varlığı, yokluğu, çaresizliği ve öfkeyi!
Dün öğlen 1 civarı, bir haber düştü; “Geçitköy’de başlayan yangın Tepebaşına doğru ilerliyor” diye.
Yolda arkadaşlarımla kamp yapmaya gidiyordum.
Birazdan annem aradı.
“Evimiz yanıyor” dedi.
Nasıl ve kaç dakikada gittiğimi hatırlamıyorum ama neyi hatırladığımı anlatayım;
• Yetersiz sayıları ve ekipmanları olduğu halde, canla başla sabahın ilk ışıklarına dek son derece özverili şekilde çalışan itfaiye ekiplerini çok iyi hatırlıyorum.
• Köylünün imece usulüyle bir birine nasıl yardımcı olduğunu, sulama tankeri olanın, traktörü olanın nasıl yardıma koştuğunu çok iyi hatırlıyorum.
• Ateşlerden kaçan hayvanları kurtarıp, yıkayıp, ilgilenmeleri için çocuklara veren görevlileri ve o çocukların yüreklerindeki sevgiyi çok ama çok iyi hatırlıyorum. Bir de neyi asla ve asla unutmayacağım ve unutturmayacağım biliyor musunuz?
• Köy yanarken delinin darandığını, profesyonel fotoğrafçı ile resim çektirip tweet attığını.
• Güneyden gelen yardım teklifini nasıl reddettiğini ve kuzeyden yardım gelene kadar kaç hayvanın can verip kaç dönüm ormanın yandığını.
• Zamanında önlem alınmayınca nelerin olabileceğini.
Ve bir de şu helikopter meselesi…
Helikopter gadar daş düşsün o kabinenizin başına!