Hani hep derim ya “belediye seçimleri en küçük bir heyecan yaratmadı bende ve dahi seçmende.”
Partiler de heyecanı öldürmek için hiçbir masraftan kaçınmıyorlar adeta.
Ellerinden geleni yapıyorlar.
Birisi yolumu kesse ve “söyle bakalım hangi şehirde hangi partinin adayı kimdir” diye sorsa vallahi çuvallayacağım.
Harmancı, Sertoğlu, Güngördü, Arter ve onların rakipleri deyip, eveleyip-geveleyeceğim.
Şüphesiz başkaları da vardır ama gözünündekilerden maada hiçbiri vatandaşın ezberinde yoktur.
Niye yoktur?
Çünkü bir parti hariç hepsi kafa karışıklığı yaratacak hareketlerde bulundular.
Ne adaylarını doğru dürüst lanse ettiler ne de kurmaya çalıştıkları ittifakı sonuna kadar desteklediler.
Bunlar aslında yenile maruz kaldığımız bir durumdur.
Halbuki geçen seçimler ve ondan sonrakiler öyle miydi?
***
Geçmişte seçimlere daha çok zaman olmasına karşın partiler harıl harıl çalışırlardı.
Görevdeki belediye başkanları son bir yıl kala adeta şaha kalkarlardı.
İcraat üstüne icraat yaparlar, imajlarını cilalarlar ve bir dört yıl daha halkın onayını almak için cırmalarlardı.
Muhalefettekiler bir yıl kalmasını bile beklemeden adaylarını belirlerler, adaylar çarşı-pazar gezerler, ev ev kapı çalarlar, seçim takvimini beklemeden davullar-zurnalar çalarlar ve halkı heyecanlandırmak için herşeyi yaparlardı.
Nihayette seçmen de bunlardan etkilenir ve gidip oyunu kullanırdı.
Seçmenin hakkını teslim etmek gerekir.
Etmek gerekir çünkü her türlüsünü denedi.
Yeri geldi muhafazakar adaylara oy verdi, yeri geldi “açın açın” diyenleri destekledi.
Biçare seçmen belki yaşadığı şehirleri kurtarır diye yelpazenin her kanadından adayı oyları ile belediye başkanı yaptı.
Yani seçmen, değiştirmesini de bildi cezalandırmasını da.
Fakat politikacılar ne hikmetse bu mesajı almadı.
Almadığını bir yana bırakın, şimdilerde seçmenin kafasını karıştırmak için herşeyi de yapıyorlar.
***
Bu yazının ana fikri nedir bilir misiniz?
Batmış veya icraat yapmaktan aciz belediyeler için sandığa gideceğiz ve oy kullanacağız.
Partiler belediyelerin batmış olmasını veya icraat yapma acizliklerinin bulunmasını umursamayıp, tam bir kaos ortamı yaratıyorlar.
Bize de düşen bu kaosun peşinden sürüklenmektir.
Sürüklenmek isteyen buyursun doya doya sürüklensin.
Vallahi ben yokum…
