UBP Eroğlu’na teslim…
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün önceki günkü basın toplantısında söyledikleri iyi okunmalı. Ne diyor Özgürgün, “Ben UBP’ye başkan olmak için öne çıkmadım. Partiyi yönetmek, başkanlık yapmak istiyorum. Sorumluluğumu biliyorum. Birisinin partiyi dışarıdan yönetme düşüncesi varsa, onu aklından çıkarsın, buna izin vermem”… Bence bu sözler basın toplantısını düzenleme nedeninin özetidir. Peki ama Özgürgün “partiyi yönetmek, başkanlık yapmak istiyorum” derken bazı parti içi bazı rahatsızlıkları mı gündeme getirmek istedi. Demek ki, kendinden başka birlerinin partiyi yönetmek gibi bir sevdası var… Sözleri, bu iddiaların doğruluğunu tesciller gibi görünüyor… O zaman konuyu biraz daha açalım. 28 Temmuz seçimlerinden büyük yara alarak çıkan UBP’nin, Genel Başkan ve Başbakanının sandığa kalması sürecinin birileri tarafından organize edildiğini artık sağır sultan bile biliyor. Hiç kuşkusuz parti içerisindeki Truva atları hem Meclis’in, hem UBP’nin bu şekilde dizayn edilmesinde başrol oynamışlardır. Öyle anlaşılıyor ki “birileri” hala daha tatmin olmamış… Olmazlar tabii… Hedef UBP’den uzakta kalmak değildi ki. Hedef, DP’yi sıçrama tahtası olarak kullanmaktı. Şu ana kadar tıkır tıkır işleyen senaryonun şimdiki adımı, UBP ile DP-UG’nin birleşmesinde yaşadığı sıkıntıyı bertaraf etmek, bu birleşme konusuna set çeken azınlığı da ( bazı vekil ve belediye başkanları) “terbiye” etmek için, “B” planını devreye koymak… Anlaşılan bu adımların ayak sesleri duyulmaya başlamış ki, Hüseyin Özgürgün tekrardan “lades” olmamak için böylesi büyük laflar etmeyi ve “başkan” benim demeyi tercih etmiş…
Halbuki o birileri adamlarını parti içerisinde söz sahibi olabilecekleri yerlere çoktan getirdi. Hem de Özgürgün’ün onayı ile… UBP Parti Meclisi’ne yapılan yeni atamalara şöyle bir bakın, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. 28 Temmuz seçimlerinde DP içerisindeki Ulusal Güçler kanadı için ve İrsen Küçük’ün kaybetmesi çalışan bazı isimler, bugün UBP içerisinde taltif edilmişlerdir… Yeni oluşan Parti Meclisi, Genel Sekreterliği kazanan Sunat Atun, UBP içerisinde ileriye dönük hazırlanan plan çerçevesinde bu görevlere getirilmişleridir. Siz bakmayın Özgürgün’ün “partiyi ben yönetirim” dediğine. Aslında olayın böyle olmadığını ve iplerin birilerinin elinde olduğunu o da çok iyi biliyor. Haksız da sayılmaz. Çünkü, 2 yıl sonra yapılacak kurultayı kazanmak istiyorsa, ya “abisinin” isteklerini sorgusuz sualsiz yerine getirecek, ya da yerine bunları yapabilecek bir başka figür çıkarılacak… Bu plan da 2015 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin garanti altına alınması planıdır.
Kurultay’da “aslanlar gibi” savunduğu ve tüzüğe rağmen Genel Başkan ilan ettiği İrsen Küçük’ü, seçim harcamaları nedeniyle polise ihbar eden Özgürgün, günü geldiğinde, “sağda birlik” adına DP ile de birleşecek, Eroğlu’nun “sağın” lideri olarak Cumhurbaşkanı adaylığını da bizzat kendisi ilan edecektir. Zaten başka türlü o koltukta bir gün dahi oturamayacağını o da çok iyi biliyor…
YERİN KULAĞI VAR
SADECE KONUŞUYOR: Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı geçen gün, elektrik santrallerine filtre takılmadığını vurgulayarak, “Filtre takmak lazım. Niye takılmadı? İşte problem buradan kaynaklanıyor. Bir işi yaparken başından sağlam tutmazsak ondan sonra düzeltmek çok zor. En başından bir işi yaparken ilkeleri koyacağız sonuna kadar takipçisi olacağız” demiş… Sayın Bakan 15 Eylül’de AKSA’ya yaptığı ziyarette, bir ay içerisinde filtre takacakları konusunda kendisine söz verdiklerini söylemişti. AKSA’nın verdiği süre 15 Ekim’de doluyor. Araya bayram girecek, bayramdan sonra inşallah filtre takılmış olur. Yok eğer takılmamışsa, bundan sonra Sayın Bakırcı’nın verdiği hiçbir söze inanmayacağım…
NE HALE DÜŞTÜ: 30 yıllık UBP’nin bugün geldiği nokta gerçekten ibretle izlenmeli. İktidar sefasını en çok süren ve en rahat dönemlerde iktidar olan UBP, bugün “Medine dilencisi” gibi üyelerinden, sempatizanlarından, sağdan soldan para dileniyor. Son seçimlerde harcanan paraların hesabı eski başkan İrsen Küçük’ten soruluyor, hem de polis vasıtasıyla. Hey gidi koca UBP, bu hallere düşecek parti miydin..?
ÖNCE HAYAL ETMEK GEREK: Hem Başbakan Yardımcısı, hem de ETKGS Bakanı Serdar Denktaş, kırsal kesim arazisi alan ancak ekonomik nedenlerden dolayı temel dahi atamayan gençleri konut sahibi yapacaklarını kaydederek, “Konutları biz yapacak, gençlerimizi de kira öder gibi koçan sahibi yapacağız” demiş. KKTC ekonomisi uçuyor dediğinde Ersin Tatar’ı çok eleştirmiştik. Demek ki gerçekten ekonomimiz uçuyor. Baksanıza, Serdar beyin iddiasına göre binlerce gence ev yapıp dağıtacak durumdaymışız… Bu değirmenin suyu nereden gelecek ki? Memur maaşlarını ödemekte zorlanan hükümet, milyonlarca liralık yatırım yapmaya hazırlanıyor. Korkarım Lefkoşa Belediyesi’nin batmasına sebep olan konutlara benzeyecek.
SÖZ VERDİĞİNİZ REFORMLAR NE OLDU: Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, hükümetin, ülkede var olan sorunları çözmek için çalıştığını; bunları adil şekilde ve sıraya koyarak çözmenin en büyük kriterleri olduğunu söylemiş. İyi de Sayın Başbakan henüz daha bir şey gördüğümüz yok. Her Allah’ın günü bir sürü kabul ve buralarda söylenen beylik sözler. Vatandaş artık, seçim öncesi bahsettiğiniz reformları görmek istiyor. Günler bir bir geçiyor…
BIRAKIN ÖYLE ZANNETSİN: UBP Genel Başkanı Özgürgün, dıştan müdahaleye izin vermeyeceğini ve partiyi kendisinin yöneteceğini söylemiş. Halbuki Parti Meclisi’ne yaptığı son kontenjan atamalarına baktığımızda, partiyi kimin yönettiği apaçık görülüyor. Seçimlerde açık açık DPUG’ye çalışanları başkan kontenjanıyla Parti Meclisi’ne almasını nasıl izah edebilir? Özgürgün bu açıklamalarıyla ancak kendi kendini kandırıyor…
DAHA DOĞRU OLURDU: CTP milletvekili Ömer Kalyoncu, devlette işe alınmalarda öncelik, bir önceki hükümet tarafından işten durdurulan CTP’lilerin olacağını söyledi. Keşke öncelik CTP’lilerin diyeceğine, öncelik hak edenlerin deseydi daha doğru olmaz mıydı acaba..?
EN KOLAY İŞ ZAM: Kıb-Tek’in yeni yönetim kurulu aklınca çare bulmuş, elektriğe zam yapacakmış. Halihazırda, tükettiğimiz elektrik bedelinin iki misli fiyat ödemekteyiz. Yani faturanın üstündeki rakamın yarısı elektrik maliyeti, yarısı vergi, şu, bu… Günah da dinin yarısı be kardeşim. Zam yapmak kolay, marifet kurumun piyasadan alacağı 565 milyonu toplamak. Ve de en önemlisi, birilerinin rantiyesi haline gelen kurumu verimli çalışır hale getirmek. İşte bunun için “Kıb-Tek’e, işten anlayan birilerini atasalar” diye dua etmiştik…
ZİRVEDEKİLER İzzet İzcan: BKP Genel Başkanı İzcan, CTP -DP hükümetinin şeffaf olmadığını, tutarlı davranmadığını vurgulayarak, “Dün söylenenler bugün unutulmuştur. İcraatlarla söylenenler birbirini tutmamaktadır. Paketle ilgili yapılan açıklamalar çelişkilidir. Mazbata mağdurlarının sorunları, çiftçinin, üreticinin sorunlarının çözümü için hiçbir adım atılmamıştır. Bu hükümet halka verdiği sözleri gerçekleştirmemektedir. Şeffaf değildir. İkiyüzlü bir siyaset izlemektedir” dedi.
DİPTEKİLER Kıb-Tek Yönetim Kurulu: Yeni atanan Kıb-Tek Yönetim Kurulu, zaten tahsilat sorunu yaşayan kurumun alacaklarını toplayabilmesi için karar üretmek yerine, borcunu ödemeyenleri ödüllendirerek, elektriklerinin Kasım ayı sonuna kadar kesilmemesini kararlaştırmış. Peki ama bu karar ile borcunu gününde ödeyen aboneye haksızlık yapmıyor musunuz efendiler? Öyle anlaşılıyor ki niyetiniz, Kıb-Tek’in borç yükünü daha da artırarak, özelleştirmeye kapı açmak… Hiç şikayet etmeyin o zaman.
FOTO GÜMDEM
Gazimağusa’da dün ölüm virajı olarak adlandırılan Tuzla- Gazimağusa Devlet Hastanesi yolunda meydana gelen kazada yüz yüze çarpışan araçlar hurdaya döndü
