Türkiye Cumhuriyeti’nin 2015 Bütçe Yasa Tasarısı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2015 Bütçe Yasa Tasarısı

Türkiye’de 2015 yılı Bütçe Yasa Tasarısı, TBMM’ye 473 milyar TL olarak takdim edilmiştir. 473 milyar TL toplam Giderlere karşılık 452 milyar TL Toplam Gelir öngörülmüş ve 21 milyar TL açık(iç borçlanma) ile yani toplam bütçenin % 4.4 ‘ü gibi çok düşük bir açıkla bütçe uygulama hedefi konmuştur. Türkiye’de Bütçe Açığı GSYİH’nin % 0.8 gibi düşük ve Maastrich kriterlerinin çok altında bir orana düşürülmüştür. Maastrich kriteri GSYİH’nin % 3’üdür. 2015 yılı bütçe açığı ise GSYİH’nin % 0.5 oranında, öngörülmektedir.

2014 bütçe uygulama sonuçlarına göre ise 352 milyar TL vergi gelirleri ve 72 milyar TL diğer gelirler olmak üzere 424 milyar TL toplam gelir ve 448 milyar TL toplam giderle, 24 milyar TL bütçe açığı tahmin edilmektedir. GSYİH’ye oranı (tahmin) %1.3. Türkiye’de bütçe gelirleri ile toplam cari, transfer ve yatırım harcamalarının % 95-96’sı karşılanmakta, yıllık açık yani iç borçlanma % 5 gerçekleşmektedir. Son 10 yılda güçlü ve disiplinli bir yapı oluşturulmuştur. Önceleri bütçe için borçlanmalar çok yüksek, ya Merkez Bankası kaynaklarından veya yüksek enflasyon pahasına karşılıksız para basılarak harcamalar karşılanmakta idi. Bütçe açığı çok yüksekti örneğin en son 1999’dan 2002 arası Bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı %64-67 arasında, bütçe finansman açığı da % 33-36 oranında ve GSYİH’nin %15 ile %16.5 arasında çok yüksekti.
Türkiye’de son 10 yılda Bütçe gelirlerinde tahsilat etkinliği ve denetimi ve gelişen GSYİH’den devletin payını arttırmış olması, bütçe açığını % 4 ile 5’lere ve GSYİH içinde de % 0.5’lere (yüzde yarım) en düşük seviyelere getirmiştir. KKTC için bu dönem en şanslı ve yararlanılacak bir dönemdi. Ancak KKTC’de gelir arttırma kapasitesi, gelişen GSMH’ye göre çeşitli nedenlerle geliştirilemedi. Devlet payını etkin bir uygulama ile yükseltemeyerek, Bütçede yüksek borçlanmalarla açıklar devam etmektedir. Burada gelişen ekonominin büyük bir çoğunluğunun kayıt dışında kaldığı açıktır.
Türkiye’de büyümede, 2014’de % 3.3 gerçekleşme tahmini var, 2015 için de % 4 büyüme öngörülmüştür. GSYİH 2014’te cari fiyatlarla 1,764 milyar TL, 2015’te 1,945 milyar TL öngörülmektedir. İhracatta ise 2014’e göre % 8 küsur artışla 2015 yılında 173 milyar$ hedef alınmıştır. İthalatta % 5.7 yani daha az artış hedef alınarak 258 milyar$ öngörüldü. Buna rağmen bu öngörülerle Dış ticaret açığı geçen yılki açığın bir milyar$ fazlasıyla 85 milyar$ tahmin edilmiştir. Enerji Bakanı ve Maliye Bakan’larının açıklamalarından da görüldüğü gibi, enerji ihtiyacının % 74’ünün dışa bağımlı olduğu ve enerji ithalat miktarının da 56 milyar$ ile gerek dış ticaret açığı ve cari açığın önemli bir kısmını, hatta tüm cari açık rakamı büyüklüğünde olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla bu konuda uzun vadede enerji kaynaklarının geliştirilmesi, kısa vadede ise ithal edilen ülkelerle görüşmeler sonucu fiyatlar düşürülmeye çalışılıyor. Enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşan politikaların uzun vadede ve belli oranda başarı gösterebileceği anlaşılmaktadır. Konunun çok taraflı ve çetrefilli, büyük yatırım ve sermaye gerektiren bir alan olmasından kaynaklanmakla beraber, konu üzerinde tüm yetkililerin kaynakların değerlendirilmesi için yoğun bir çaba içinde bulunması ve gerek Rusya ve gerekse Azerbaycan ve Irak’la olan bu konulardaki temasların başarılı bir yolda olması, gelecek için gelişmelerin, önemli ölçüde olumlu ve ümit verici olacağı beklenmektedir.
2015 TC Bütçesi içinde vergi gelirleri, toplam Bütçe Gelirlerinin % 86’sı oranındadır. Toplam vergi gelirleri olan 390 milyar TL içinde % 30 küsur Gelir vergisi ve Kurumlar vergisi, % 24 ÖTV, % 30.5 dahilde ve ithalde alınan KDV olmak üzere % 64.5 olarak, dolaylı vergi ağırlıktadır. % 14.3’te motorlu araçlar vergisi, BSMV, damga resmi ve harçlardır ki bunlar da kazanç vergisi olmasa da direk alınan muamele vergisidir. Toplam gelirler içinde vergi dışı olan diğer gelirler ise % 16’ya yakındır.
Gider bütçesinde görülen ağırlıklı kalemler, personel giderleri ile cari transferler toplamı % 62’dir. KKTC’de de 2015 Bütçesinde % 75’dir. GKRY’de % 67’dir. GKRY’de personel giderlerinin oranı KKTC’den % 1’den biraz daha yüksek, transferler ise daha düşüktür.
Türkiye Cumhuriyeti 2015 Bütçesi’nde, yatırımlara 48.5 milyar TL ayrılmıştır. Maliye Bakanı Sn Şimşek’in bütçe açıklamasında, alt yapı yatırımlarına büyük önem verildiğini bu anlamda karayolları ağı, deniz ve hava ulaşımına ağırlık verileceğini, istihdam artışına, teknolojik alt yapı ve inovasyonun destekleneceğini, kayıt dışılıkla mücadele edileceğini, istihdamda kayıt dışılığın % 52’den %36’ya düşürüldüğünü, finansal piyasaları derinleştirileceği ve halka yayılmasını teşvik edeceklerini, temel önceliklerin eğitim ve en büyük payın bu sektöre ayrıldığı, tasarrufların teşvik edileceği, SGK’nın desteklenmeğe devam edileceği, ve tarım sektörünün de destekleneceği, vurgulanmıştır.
Bu yıl büyüme hedefi % 4’e yükseltilmiştir. Özelleştirmede de, özellikle petrol gibi stratejik alanlarda THY örneğinde olduğu gibi % 51 hisselerin Devletin elinde ve kontrolünde olması kaydıyla yapılacağı açıklanmıştır. Türkiye’nin çok yönlü tecrübelerinden KKTC ekonomisi gelişimine yarar sağlayacak her alanda, özellikle özelleştirme, vergi uygulamalarında etkinlik için alınacak önlemler, kayıt dışılıkla mücadele, piyasanın geliştirilmesi ve istihdam odaklı teşviklerin ve yatırımların onaylanması, öncelik almalıdır.
Devlet bütçesinden yapılmış harcamalarla, tahsis edilmiş araziler ve teşviklerle ve muafiyetler sağlanarak devletin vazgeçtiği vergilerle, yatırımcıya aktarılan devlet imkânlarıyla gerçekleşmiş tüm mevcut yatırımlarda, dünyanın her yerinde olduğu gibi yerli istihdam mecburiyetinin getirilmesi şarttır. Yıllar önce teşviklerle yatırımların başlatıldığı ve veya hazır tahsis edilen yatırımlarda, KKTC’de bu şart yerine getirilmekte idi. Ve %80-85 personel istihdamı yerli işgücünden yapılmakta idi. Son dönemlerde yatırımlar arttıkça bu konu niye Yetkililerce sarfınazar edilmekte, anlamakta güçlük çekilmektedir. İşsizliğin arttığı bu dönemlerde buna daha fazla itina göstermek gerekir. Kalkınmak ve toparlanmak ve piyasayı da canlandırmak istiyorsak insan odaklı politikalara önem vererek işsizliğin azaltılmasına en başta özen göstermemiz gerekir.
Bu hem sosyal huzur ve sosyal adalet getirecek hem de kapalı ekonomimizin hareketlenmesine ve kamu gelirlerinin de arttırılmasının en büyük nedenlerinden biri olacaktır. Aksi halde teşviklerin ekonomiye olumlu yansıması çok sınırlı kalarak belli bir çevreye hapsedilmiş olmaktadır.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar