Salı Günü Bulgaristan’ın Varna kentinde yapılan Varna toplantısı, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) birbirlerini daha iyi anlamaları ve ilişkilerin onarılmasında önemli bir adım oldu.
Uzun bir süreden beri, Türkiye-AB ilişkileri sorun yaratıyordu. Özellikle Fetullah’cı 15 Temmuz darbesinden sonra, Erdoğan’ın Batılı ülkeleri eleştiren, Batılı ülkelerin de Türkiye’deki insan hakları konusunda Türkiye’yi sık sık uyaran politikaları, Türkiye- AB ilşikilerini zorlamaktaydı.
Toplantıda, Türkiye ve AB’nin diyaloğu açık tutma ve iş birliğini devam ettirme yönünde iradelerini ortaya koymalarının Tarihi önemi vardır.
Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bozulan ekonomik ilişkilerini yeniden düzenlemek zorunda olduğunu son günlerde TL nin erimesinden sonra kavramaya başlamıştır.
Bu nedenle, Varna toplantısı, Türkiye ve AB’nin birbirlerini daha iyi anlamaları ve ortak zemin oluşturma yönünde çaba sarf etmeleri açısından önemli bir adım oldu
Tayyip Erdoğan, bu toplantının Türkiye ve AB arasında güven tesis etmede önemli bir başlangıç olduğunu, ancak bu yönde somut adımların gelmesi gerektiğini toplantı sırasında sık sık dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa’nın geleceği için gerekli olduğunu, Türkiye’nin AB genişlemesinden dışlanmasının vahim bir hata olacağını belirterek ve güçlü, müreffeh ve istikrarlı bir Avrupa inşasında ortak hareket etmeyi önererek bir gündem oluşturdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vize serbestliği, Kıbrıs, terörle mücadele ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konularında sözlü ve yazılı olarak beklentilerini AB’ye
Bildirmesi, gelecek günler için önemlidir.
Herhangi bir ilişkide ilerleme sağlamak için, önce iki tarafın da net olarak pozisyonlarını açıklamaları gerekir. Bu da karşılıklı diyaloğun ilerlemesi için önemli bir adım. Bu zirve toplantısı Türkiye ve AB’nin birbirlerini daha iyi anlamaları ve ilişkilerin onarılmasında önemli bir adım olarak tarihe geçecek kadar önemlidir.
Bundan sonra adım adım ilişkileri yeniden inşa etmek ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağı noktaya getirmek gerekiyor. Türkiye’nin AB perspektifinin yeniden canlandırılması, demokrasi, hukuk, hak ve özgürlükler alanında ilerlemenin sağlanması ekonomiden siyasete kadar her alanda olumlu bir ivme yaratacaktır.
AB’ Türkiye’nin hiçbir zaman ihmal edemeyeceği bir olusumdur.
Türkiye İhracatının yarıya yakınını , üyeliğine aday olunan AB ile gerçekleştirilmektedir.
AB ,Türkiye biçin, bir yönetişim sistemi ve reform çıpası olmanın yanında, sosyal ve ekonomik bir model olarak da önemini koruyor. Türkiye de aynı şekilde AB için, güvenlik, enerji tedariki, göç yönetimi, terörle mücadele gibi farklı ve stratejik alanlarda vazgeçilmez bir ülke ve ortakpozisyonundadır.
Bu koşullar, ilişkilerin ileriye götürülmesini zorunlu kılmaktadır.
Varna Toplantısı, Tayyip Erdoğan’ın, şahin söyleminin sadece Türkiye ekonomisini yıprattığını anlaması ve daha alt tondan konuşma yapmasını sağlayarak, tarihi bir rol oynamıştır…
Şimdi bu toplantının sonuçlarını yakından görmek çok önemli olacaktır.
