Kıbrıs konusunda New York’ta yaşanan gelişmelerle birlikte yeni bir safhaya geçildi.
Yeni safha ile birlikte artık tünelin ucunda çözüm için ışık var.
New York’ta Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları arasında yapılan görüşme tünelin ucunda ışığın görünmesine neden oldu.
Dışişleri Bakanlarının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Liderlerinin Özel temsilcilerinin Yunanistan ve Türkiye’de görüşmeler yapmaları konusunda uzlaşmaları müzakere sürecine farklı bir boyut getirecek.
Rum tarafının Kıbrıs meselesini Türkiye ile doğrudan görüşmesine olanak sağlayacak bu gelişme, Kıbrıs Türk tarafının da Yunanistan’da görüşme yapmasına fırsat yaratacak.
Her ne kadar bu görüşmelerde mütekabiliyet, eşitlik ve denge esas alınmış olsa da burada önemli olan Rum tarafının Kıbrıs meselesini Türkiye ile görüşme fırsatı bulacak olmasıdır.
Bu gelişme Kıbrıs meselesindeki müzakere sürecinde ezber bozacak bir gelişmedir.
Ve bu gelişme ile birlikte son zamanlarda tıkanan Kıbrıs müzakere süreci yeniden çözüm yolunda ivme kazanacaktır.
Gelinen aşamada gözler ekim ayında müzakerelerin yeniden başlayıp başlamayacağı meselesine çevrilmiş durumdadır.
New York’ta Türk ve Yunan Dışişleri Bakanları arasında sağlanan mutabakata rağmen sürecin Kıbrıs’ta liderler arasında nasıl başlayacağı konusunda yaşanan sıkıntılar devam etmektedir.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ekim ayı ile birlikte liderlerle yapacağı zirve sonrasında ortak bir açıklama metni yayınlanmasını istemektedir.
Sürecin ancak ortaya çıkacak bir mutabakat metni çerçevesinde devam edebileceği konusunda ısrarlı olan Downer bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir.
Kıbrıslı liderler bir süre önce ayni dönemde bulundukları New York’ta bir birileri ile görüşmediler ama, iki taraf arasında dolaylı bazı temas ve görüşmeler gerçekleşti.
Bu temas ve görüşmelerde ana gündem maddesi ekim ayında yeniden başlaması beklenen görüşmelerin nasıl ve ne şekilde başlayacağı idi.
Bu çerçevede liderlerin yapması öngörülen ilk görüşmede ortaya bir ortak açıklama metni çıkması konusu da ele alındı.
Diplomatik kaynaklardan gelen bilgilere göre ortak açıklama metni konusundaki sıkıntı aşılmış sayılabilir.
Görüşmelerin önkoşulsuz bir şekilde iyi niyetle başlayarak, bugüne kadar Kıbrıs müzakere süreçlerinde ortaya çıkan parametreler ve mutabakatlar esas alınarak sürdürülmesi için son rötuşlar yapılıyor.
Liderlerin medyaya yaptıkları açıklamalar ve verdikleri mesajlara rağmen görünen o ki müzakere süreci sonuç almak üzere ekimde başlayacak ve süratli bir seyir izleyecek.
Hedefin 2014 yılı içerisinde Kıbrıs meselesinin artık tarihe mal edilmesi olacak olan müzakerelerde, bu kez de sonuç alınmayacak olursa sanırım herkesin kendi yoluna gideceği yeni bir sayfa açılacak.
Türkiye Kıbrıs meselesinin artık gündeminden çıkarılması konusunda kararlı.
Bunun için de yapıcı ama Kıbrıs Türkü’nün hak ve çıkarlarını koruyacak bir şekilde adımlar atmaya hazır bekliyor.
Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum temsilcisi ile önümüzdeki süreçte görüşecek olması da bu atılacak adımlardan sadece biri.
Gelinen aşamada, Türk tarafının 2004 Annan Planı sürecinde olduğu gibi ezber bozacak şekilde Kıbrıs meselesinin halli için çözüm odaklı çalışacağını söylemek yanlış olmaz.
Bu aşamada Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları ve bölgede yaşanan diğer gelişmeler sorunun çözümünü hızlandıracak unsurlar olarak duruyor.
Bu arada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kanadında hükümet ve Cumhurbaşkanlığı arasında Kıbrıs konusunda yakalanan uyum da müzakere sürecini olumlu etkileyecek bir başka unsur olacak.
Gelişmelere bakıldığı zaman bu kez Kıbrıs sorununun çözümü konusunda umutsuz olmak için bir neden yok.
Ama geçmişte yaşanan deneyimlere bakıldığı zaman yine de ihtiyatlı olmakta fayda var.
