Genelde dünyamızda ve özelde yurdumuzda bolca yaşanmakta olan; ayrışmaların, çatışmaların, kutuplaşmaların, dağılmaların, bölünmelerin aksine, yarın güzel bir birlikteliğe, ortak bir hedef doğrultusunda ortak bir amaç etrafında birleşmeye, güce güç katmaya tanık olacağız yarın.
Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) tanımlaması yerine, Demokratik Toplum Örgütleri(DTÖ) tanımlamasını daha uygun ve anlamlı bulanlar da var. ama bu sadece küçük bir ayrıntı. Esas amaç önemli.
Mağusa ilçemizde faaliyet gösteren demokratik toplum örgütleri, gruplar, dernekler, birlikler, inisiyatif ve platformlar güzel ve yerinde bir kararla, güçlü ve ses getirecek olan ilerici, aydın, yurt sevdalısı bir platform oluşturmak için kolları sıvamışlar. Yarın bir basın toplantısı ile bunu topluma müjdeleyecekler.
Bu oluşumda hangi demokratik toplum kuruluşları var derseniz:
Akdoğan Kültür Sanat ve Spor Derneği (AKSAD), Akova Kadınlar Derneği, Bağımsız Gençlik Platformu (BAGEP), Çevre Dostları İnisiyatifi, Denizler Mavi Kalsın İnisiyatifi, DoReMi Müzik Akademi Derneği, Famagusta Hiking & Trekking Club, Gazi Mağusa Halk Dansları Derneği (GMHDD), Gönendere Kültür Sanat Derneği, Güney Mesarya Tiyatro Topluluğu, Hayata Dokun Hareketi, KIBATEK, Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği, Kıbrıs Sanat Derneği, KKTC Alevi Kültür Merkezi M/sa Şb., Mağusa Gençlik Merkezi Derneği (MAGEM), Mağusa İnisiyatifi, Mağusa Kadın Merkezi Derneği (MAKAMER), Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu, Mağusa Kız İzci Örgütü Derneği, Mağusa Kültür Derneği (MKD), Mağusa Kültür Sanat Derneği (MAKSAD), Mağusa Suriçi Derneği (MASDER), Maraş Birlik ve Dayanışma Derneği (MARAŞ-DER), Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği, Mormenekşe Kadınlar Derneği, Mormenekşe Kültür Sanat Derneği (MORDER), Sakin Yaşam Platformu, Serdarlı Sağlık ve Kültür Derneği (SERSAD), Slow Food Salamis, Toplumsal Gelişim Hareketi (TOGEH), Üniversite Gençler Derneği (ÜGD), Yeni Boğaziçi Kadınlar Derneği ve Yıldırım Kadınlar Derneği, bu platformda yer alıyor.
Bu tüm şehirlerimize örnek olmalı ve en kısa sürede yurt geneline yayılmalıdır.
Beceriksiz, basiretsiz, vesayet çağıran, kendi ayakları üzerinde durmak gibi bir kaygısı olmayan, el avuç açan, har vurup harman savuran yöneticilerin, bu halka hiçbir fayda sağla(ya)mayacağı artık aşikar olmuştur. Zorlamaya, tekrar tekrar denemeye, her denemede yanılmaya artık gerek yoktur.
Kurtuluş, halkın kendi kendini yönetmesidir. Halk iktidarı artık son çaredir ve elzemdir. Halkı da bir araya getirecek olan demokratik toplum örgütleridir.
Atılan bu temel, bu kıvılcım, son derece önemli ve değerlidir. Devamı gelmeli ve halkın çıkarı her şeyin üzerinde tutulmalıdır.
Halkı oy deposu, geçim kaynağı olarak gören siyasilerden çok çektik. Yerimizde saymakla kalmayıp çok gerilere gittik. Mutsuzlaştık, fakirleştik, aşağılandık, horlandık.
Tam zamanıdır!
Demokrasiye inanan, çağdaş, laik, ilerici, aydın tüm kesimler önce bölgesel düzeyde, sonra yurt genelinde birleşmelidirler.
Bu hayal değildir. Gerçekleşmesi çok kolay bir beklentidir.
Doğrudan/direkt demokrasi için bu ilk kıvılcımı yakanları yürekten kutluyor ve başarılar diliyorum.
