Trump ve Trumpizm - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Trump ve Trumpizm

Bekir AzgınBekir Azgın

Amerika’nın cumhurbaşkanı Donald J. Trump, saat 18:30’da çok samimi olduğu birileriyle akşam yemeğine oturmamışsa yatağına girer ve orada hem günün yorgunluğunu atar hem de akşamları yapılması gereken işleri tamamlamaya koyulur.

Yatakta yediği akşam yemeği, çoğunlukla cheseburgerden yani peynirli hamgurgerden oluşmaktadır. Başkanın zehirlenme fobisi olduğu için cheseburgerleri öteki yemeklere tercih eder. Onlar önceden pişirildiği için içlerine zehir karıştırmak zor oluyor.


Michael Wolff, “Fire and Fury: Inside the Trump White House” (Alev ve Hiddet: Trump’ın Beyaz Sarayı’nın İçinde) adlı kitabında seçimlerden hemen önce, seçimlerden sonra ve Beyaz Saray’daki ilk 8 aydaki Trump’ı ve çevresini anlatmaktadır.

Sözü edilen bu süre içinde Trump’ın yanı başında olan ve ona akıl danışmanlığı yapan kişi, baş stratejisti Steve Bannon idi. Herkesin, hatta Trump’ın kendisinin bile seçimlerden ümidini kestiği zamanlarda dik duran ve çevresine moral verip enerji aşılayan kişiydi Bannon.

Trump’ın saat 18:30’da akşam yemeğine en sık davet ettiği ve en çok güvendiği insandı. Selâmsız sabahsız Başkan’ın çalışma odasına girebilen ender kişilerden biriydi. Ne var ki Trump’ın çocukları ile geçinemiyordu. Hatta birbirlerine hasımdılar. Beyaz Saray’da en tehlikeli kişilerin Başkan’ın kızı İvanka ve damadı Jared Kushner oldığunu söylerdi. Hatta bu ikiliden “Jarvanka” olarak söz ederdi. İkisinin de babaları gibi politikanın P’sinden anlamadıklarını dile getirirdi sık sık. Ne var ki Jarvanka ikilisi, birçok üst düzey yönetici yanısıra Bannon’un da başını yediler.

Trump, Beyaz Saray’a taşındığı ilk günlerde hizmetlilere iki emir vermişti. Birincisi, “Yatak odamdaki hiçbir çeyi ellemeyeceksiniz. Özellikle de diş fırçasına dokunmayacaksınız. Yatağımı ben kendim sererim. Yerde bir gömlek varsa onu kaldırmacaksınız. Yerdeyse onun orada olmasını istediğim için yerdedir.” İkincisi, “Yatak odamda en az üç televizyon olmalı. Orada bir tane var. Hemen iki tane daha yerleştirilsin.”

Trump okuma özürlüdür. Hatta bazıları onun okuma güçlüğü çeken disleksik biri olduğunu iddia eder. Kendisi hakkında yazılan haberlerin bile sadece başlıklarını okur. Bannon, işvereni için “Adam okuldan nefret ederdi, bundan sonra da onu sevmesi beklenemez” diyor.  Bilgisinin tümü TV programlarına dayanmaktadır. Bu nedenle aynı anda üç program birden izlemektedir.

Yatakta yaptığı ikinci iş de telefonda saygı duyduğu insanlarla konuşmak, onların fikirlerini sormak, övünmek ve onlarla dedikodu yapmaktır. Telefonda konuştuğu insanların hemen hemen hepsi de Amerikalı milyarderlerdir. Milyarderler başarılı, meşhur ve akıllı insanlardır. Söylediklerine saygı duyulmalı. Dünyanın en meşhur milyarderi de kendisi olduğu için herkesin kendisine saygı göstermesi gerekir. Saygı yetmez, onu sevmeli. Bir de görüşlerine kesinlikle karşı gelinmemeli.

Bu telefon görüşmelerinde kendisinin ne denli önemli bir kişi olduğunu vurgulamak için etrafında bulunan herkesin beş para etmediğini sık sık dile getirir. Danışmanları, bakanları, hatta çocukları bu karalamalardan nasiplerini alırlar. Adamın huyu öyle, huy da can altında. Jarvanka ikilisi için “Bunlar New York’ta kalmalılardı. Bir şey bilmiyorlar ve hiçbir işe de yaramıyorlar”, oğluları için de “Tanrı akıl dağıtırken bizimkiler arka odada oynuyorlardı” diyebiliyor.

Baş stratejist Bannon’a göre, Trump’la birlikte Beyaz Saray’da yeni bir dönem başlatılmıştır. Bu yeni dönemde Bannonizm-Trumpizm (B-T) ilkeleri yürürlüğe konacaktır. Bir kısmı konmuştur da.

İyi de bu B-T ilkeleri nelerdir? Multi milyarder olan Bob Mercer ve kızı Rebekah, Bob’un milyarlarından ka’le alınmayacak küçük bir kısmını harcayarak yeni bir hareket yaratmak amacıyla bir grup oluşturdular. Grubun amacı, muhafazakâr parti olan Cumhuriyetçiler arasında en muhfazakârları bir araya toplayan “Çay Partisi”nden daha muhafazakâr bir hareket yaratmak.

Oluşturulan grup içinde Steve Bannon ve İvanka Trump da bulunuyordu. Bu grubun ortaya çıkardığı ilkeler şöyle özetlenebilir: Radikal bir pazar ekonomisi hayata geçirmek, küçük devlet vizyonunu yaygınlaştırmak, eğitimin okuldan eve taşınması, her türlü liberal görüşe karşı çıkmak, kaldırılan eyaletlerde ölüm cezasının geri getirilmesi, Hristiyanlığı savunan ama İslâm karşıtı olan bir vizyon, Monetarist görüşü yaygınlaştırmak, Amerika’da insan haklarına karşı çıkan bir hareket oluşturmak.

Bannon bu ilkeleri alıp bunlara “kürtaj karşıtı olmak, homoseksüellerin evlenmesine karşı çıkmak ve Evangelistleri desteklemek” prensiplerini ekleyerep B-T ilkelerini oluşturdu. Trump da bunları hayata geçirmeye çalışıyor. Zaten Bannon, Beyaz Saray’dan kovulduktan sonra bunlar “Trumpizm ilkeleri” oluverdi.

Bannon ise kovulduktan sonra şöyle bir öngörüde bulundu: “%33.3 ihtimalle Başkan, FBI’nın başlattığı soruşturma sonucu itham edilecek, %33.3 ihtimalle kendisi istifa edecek, %33.3 ihtimalle yetersizliği nedeniyle kabine onu görevden alacaktır.”

Bannon, oluşturduğu grupla 2020’de Trump’ın aday olamaması için çalışmalara başlamıştır. İşin garibi, Bob Mercer de bu grubun içindedir. Demek ki bu işler için ayırdığı milyonları henüz tükenmemiştir.

xxxxxxxxxxxxxx

Not: Kitabın internet baskısını bana göndermek inceliğini gösteren Prof. Osman Özdemir’e teşekkür ederim.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar