Toplumcu Demokrasi Partisi, aslında manifesto demiyor. Onun yerine “Katılım Vizyonu” diyor ve halkı bu harekete gönüllü katılmaya davet ediyor.
Öne çıkarttıkları ekonomi…
Güçlü bir ekonomik yapı yaratılmadan, herhangi bir reformun gerçekleşeceğine inanmadıklarını söylüyorlar. Bunun içinde teşviklere sınırlama ve takip sistemi getirme dikkat çekiyor. Ayrıca bir yenilik olarak “kümelenme”den bahsediyorlar. Böyle bir örgütlülenmenin maliyeti düşüreceğini, daha fazla dış pazara ulaşılabileceğini savunuyorlar. Üretimde kalitenin artması konusuna da geniş yer vermişler.
Göç yasası denilen yasanın kaldırılması ve eşit işe eşit ücret, kullandıkları sloganlardan…
Sağlıkta tam gün esası ve tüm diğer partiler gibi Genel Sağlık Sigortası hedefi var…
Eğitimde burs yerine kredi sistemi, tam gün eğitim, yerel merkezi üniversite sınavı ilginç vaadler…
Trafik, Lefke madeni ve taşocaklarına geniş yer ayrılmış. Taşocaklarının sayısının fazla olduğu, ihtiyaç fazlasının kapatılacağı belirtiliyor. TDP de, imar planlarının hayata geçirilmesini savunuyor ve bunu 6 ay içinde yapmayı öngörüyor.
Askerlik süresinin yeniden ele alınmasından, vicdani ret ve profesyonel askerlikten bahsediliyor.
Sosyal konut, yeni bir hava yolu şirketi kurulması, yeni kumarhane izni verilmemesi, dokunulmazlıkların sınırlandırılması, Kıbrıs sorununun çözümüne kadar güven yaratacak adımlar atılması benim not ettiğim diğer vaadleri.
Bu arada azınlık, ilhak ve asimilasyon formüllerine karşı duruş özellikle vurgulanmış, vatandaşlık konusunda TDP de beyaz kimlik formülünü benimsiyor…
BU SON ŞANS…
Geçen ay nüfusu bilmediğimiz için, seçmen sayısını da bilmediğimizi yazmıştım.
Son dönemde vatandaş yapılan 12 bin kişiyle demografik yapının ciddi şekilde bozulduğunu, bunun da sosyal, ekonomik yapıyı bozma yanında, bu ülkenin insanlarının siyasi iradelerini sıfırlayacağı görüşümü ortaya koymuştum…
Rakamlara göre, KKTC’de seçmen sayısı 2013’de 172 bindi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de 177 bin. İki yılda ortalama 5 bin artmıştı.
Buna bakarak, 2018 seçimlerinde en fazla 180 bin civarında olabilirdi. Ama yeni vatandaşlıklara bakarak sayının 200 bini geçeceğini tahmin etmiştim.
Neyse ki olmadı.
YSK açıkladı, seçmen sayısı 190 bin 551…
Anlaşılan vatandaşlığı kapan arkadaşların, bu ülkenin yönetimiyle ilgili bir dertleri yok. ‘Gelelim, oy kullanalım’ falan gibi…
Ya da pek taze vatandaş olduklarından, seçmen kütüklerine yazılamamışlar…
Ama bence bugün için…
Bundan sonra ne olacağını kestirmek güç.
KKTC’nin kendi doğurganlık oranı % 1 civarındayken, buna eklenen on binlerce nüfus ve onların yüksek doğurganlık oranlarıyla nereye varacağımız belli değil.
Kendi sayımızın üstünde yabancı nüfus barındıran sayılı ülkelerdeniz.
Ayranımız yok içmeye ama, elimizdeki refah seviyesini de daha aşağılara düşürecek bir yoldayız.
Her neyse, bu seçimde beklenen dış etkinin en alt düzeyde kaldığı anlaşılıyor.
O halde hala zaman var bir şeyleri değiştirmek, kötü gidişe son vermek bakımından.
Belki de son şans…
YERİN KULAĞI VAR
SEÇMEN DE HAKLI:
Partilerin aday listelerine bakınca, karma oy kullanacak olanlara hak vermemek elde değil. Hemen hemen tüm partilerde kaliteli ve iş yapabilecek adayların yanında, birçok da “boş” ve kapasitesi olmayan adayların olduğunu görüyoruz. Hal böyle olunca da seçmen, karma oya yönelerek içlerinden iyi olanları seçmek istiyor haklı olarak…
“HP DAVUTOĞLU PROJESİYDİ”:
DP Genel başkanı Serdar Denktaş’ın Yenidüzen gazetesine verdiği röportajdaki sözleri çok tartışılacak. Özellikle de Halkın Partisi’yle ilgili söylediği, “Türkiye eski Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun projesiydi. Davutoğlu’yla birlikte onlar da bitti” sözleri, HP tarafından “DP’nin baraj altında kalma korkusu” olarak değerlendirildi. Konu burada kalmayıp, iki parti arasında daha da tartışılacak gibi görünüyor…
SEVİYE DÜŞÜYOR:
Seçimlerde son düzlüğe girilirken özellikle sosyal medya üzerinden partiler ve adaylarıyla ilgili olmadık iddialar da her geçen gün dozunu artırıyor. Adayların ve partilerin secerelerini araştırmak veya yaptıkları bir paylaşımdan yola çıkarak bel altı yorumlar yapmak pek hoş olmuyor. Keşke daha adil bir yarış tercih etsek…
KİMSE BOŞUNA BEKLEMESİN:
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün banka dekontlarıyla ilgili olarak önce suskun kalan partiler, şimdi ortak ses verip, “paranın kaynağını” açıklaması için Özgürgün’e çağrıda bulunuyorlar. Ancak partilerden ve toplumdan gelen bu seslere kulak tıkayan Özgürgün’ün, seçim öncesi bir açıklama yapacağını kimse beklemesin. Kendi ayağına kurşun sıkmaya hiç niyeti yok… Görev yeni Meclis Başkanı’na düşecek. Yeni mal bildirimiyle eskisini karşılaştırıp, gerekirse yargıya götürmek gibi…
ANKET REZALETİ:
Gün geçmiyor ki basında ve sosyal medyada yeni bir “anket” sonucu yayınlanmasın. Ancak yayınlanan bu anketler öyle komik oluyor ki, “anketciliğin de içine ettiler” dedirtiyor insanlara. Birbiriyle alakasız sonuçlar, birinde barajda kalacak denilen parti, bir diğerinde nerdeyse iktidara oynuyor. Yapmayın kardeşim bu işi de ayağa düşürmeyin. Sırf kazanacağınız üç-beş kuruş için ne kendinizi, ne de vatandaşı kandırmayın, günün sonunda siz rezil olursunuz…
HAZIRLIKLI OLUN:
Yeni seçim sistemi sonuçlar bakımından bazı partileri oldukça üzecek gibi görünüyor. Eskiden İlçede aldıkları oy oranına göre kaç vekil çıkaracakları hasaplanırken, yeni sistemde, İlçede aldıkları oy oranı değil, ülke genelindeki oy oranı baz alıncak. Yani bir bölgede çok iyi bir oy alsanız bile, ülke genelindeki oy oranınız düşükse, o bölgede vekil bile çıkarmama ihitmaliniz olacak. Onun için kimse bölge hesabı yaparak yanılmasın…
ZİRVEDEKİLER
Meral Akıncı: “Tarihten günümüze engeli olmayanların yarattığı dışlanmışlık, yalnızlık ve baskılanmaya karşılık engelli kişilerin kendisi gibi olanlarla dayanışmasına ve sosyal direnişine yol açtı. Bunun olması için engelli bireyler çok büyük efor, gayret, enerji ve zaman harcadılar, harcıyorlar. Böylece toplumsal dönüşümü sağlarken engelli anlayışın getirdiği sınırlar, yeni anlayışla toplumsal yaşama katılımı da getirdi”…
DİPTEKİLER
Gıda Güvenliğinde Dünyanın Dibindeyiz: TDP’nin seçim broşüründe dikkatimi çekti. Gıda güvenliğinde limit üstü kalıntı oranı AB’de % 2,5… Üçüncü Dünya ülkelerinde % 6,5 bizde ise %11,6 imiş… Sonra neden bu kadar kanser vakası var… Daha ne olsun…
Foto Gündem
