Kıbrıs konusunda 2018 yılında çok değişik gelişmeler yaşanabilir.
Güney Kıbrıs’ta yapılacak olan seçimlerden sonra Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlayabilmesi için çok büyük bir olasılıkla birileri girişim yapacak.
Müzakerelerin kaldığı yerden başlayabilmesi için arayış gündeme gelecek.
Annan Planı’nı bir yana bırakırsak, Kıbrıs konusundaki yarım asırlık müzakere sürecinde çözüme en çok Cenevre’de yaklaşıldı.
Rum Lider Nikos Anastasiades’in tutumu nedeni ile orada yakalanan tarihi çözüm fırsatı yitirildi.
Oluşan tarihi çözüm fırsatının kaçırılmış olması aslında Kıbrıs konusunda ilgili tüm tarafların bazı gerçeklerle de yüzleşmesine neden oldu.
Rumların Kıbrıslı Türklerle eşit koşullarda bir yetki paylaşımına gitmek istemediğini, böyle bir çözüme hazır olmadığını Rum Lider Nikos Anastasiades’in ağzından işitti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaklaşık iki yıl Kıbrıslı bir çözüm bulunabilmesi çin Rum Lider Nikos Anastasiades ile gerçekleştirdiği görüşmelerde ortaya kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm modeli çıkması için herşeyi yaptı.
Müzakere sürecinde önemli riskler aldı.
Ama olmadı.
Rum ve Yunan tarafının sıfır asker ve sıfır garanti tezlerindeki inat ve ısrarları müzakere masasını berhava etti.
Masaya getirip direttikleri böylesi bir talebi Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğunun kabul etmesinin mümkün olmadığını Rum tarafı görmek istemedi.
Makul bir noktada buluşulup ortaya bir çerçeve anlaşması çıkarılabilmesi için esneklik gösterip adım atmadı.
Türk tarafının süreci bir çerçeve anlaşması ile sonlandırma hedefi ile masaya getirdiği makul yaklaşım ve önerileri elinin tersi ile itti.
Akıncı’nın bu konuda müzakerelerin her aşamasında ısrarla söylediği “Bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit algısı oluşturmamalı” prensibini Rum Liderliği anlamamakta direndi.
Sonuç ortada…
Kıbrıs meselesi 2017’de de çözümsüz kaldı ve belirsizliğe sürüklendi.
2018’de görünen o ki, müzakereler başlayacaksa bu ancak yeni bir yöntem, takvim ve hedefle başlayabilir.
Çözüm odaklı olması kaydı ile taraflar yeniden görüşme masasına dönebilir.
Ama bunun için öncelikle Rum Liderliğinin Türk tarafını çözüm istediği noktasında ikna etmesi, bunun için de ezber bozacak bir adım atması gerekecek.
Bugüne kadarki yöntemlerle Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulamayacağı artık ortaya çıktı.
2018’de çözüm hedeflenecekse müzakereler bu gerçek dikkate alınarak yeni bir anlayış, yöntem ve hedeleri esas alarak kurgulanmalıdır.
Artık kimsenin nafile müzakere turları ile görüşür gibi yapmaya ve zaman kaybetmeye niyeti yoktur.
Su bir şekilde akıp yolunu bulacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
