Korona virüs, unutulan birçok kavramı yeniden tartışma ortamına taşımakla, büyük sonuçlara yol açacak gibi görünüyor.
Özellikle kapitalist ülkelerdeki, bölüşümdeki haksız paylaşım, sosyal devlet ve sosyalist devlet tartışmalarını yeniden derinden alevlendirecektir.
Çin’de başlayan Korona Virüsü, büyük tahribatların yanısıra, sosyalist yönetimin insanları daha iyi koruyabileceğini de göstermiştir.
Dünyada yaratılan büyük zenginliğin % 80ini elinde tutan % 5 lik azınlığın, Korona virüs salgınında sınıfta kaldığı da iyice ortaya çıkmıştır.
Korona Virüsü, zengin-fakir dinlemeden herkesi etkisi altına almaya başlamıştır.
Paranın, herşeyi, özellikle salgın hastalıkları tek başına yenemeyeceği kesindir.
Silahlanma ve yoksul ülkelerin kaynaklarını talan etme, belirli bir azınlığı zengin edebilir. Ancak, bu yaratılan zenginliğin, bir azınlığın elinde toplanmasına, insanlık artık eskisi kadar sessiz kalamayacaktır.
Çin; italya, Fransa, Türkiye ve diğer birçok ülkeye maske ve ilaç yardımında bulunurken, toplumsal paylaşımın, insanlık yararına kullanılmasının güzel bir örneğini de vermektedir.
Mollaların yönetiminde olan İran’ın, tedbir almayı ihmal etmesi ve bu sorunu bir müddet allaha havale eden politikaları, İran halkına her geçen gün daha pahalıya mal olmaktadır.
İngiltere’de Jonson’un doğal bağışıklık teorisi de çok kısa zamanda çökerek, İngiltere’deki ölümlerin hızını arttırmıştı.
Türkiye’de, yetişmiş aydın gücünün Korona konusunda aldığı tedbirler ve Erdoğan yönetiminin bu virüse karşı mücadelede dini yolu değil, bilim yolunu tutması, mutlaka dikkate alınmalıdır.
Türkiye, iç dinamikleriyle artık bilimin yolunda ilerlemek zorunda kalmakla, geleceği için de ümit vermektedir.
Mustafa Kermal’in yaptığı devrimler ve bilimsel alandaki yenilik mücadelesi, şimdi Türkiye’yi rahatlatan sonuçlarıyla yaşamaktadır.
İç Anadolu’da ve Doğu Anadolu’da, “Bize Bir şey Olmaz” inanışı, devletin katı politikasıyla etkisiz hale getirilmiştir. Bu da , ümit verici değişikliklerin , topluma kabul ettirilebileceğini gösteren bir örnektir.
Dünya zorluklardan geçerken, iyi bir önderliğe ve fedakarlık politikalarına ihtiyaç daha da derinleşmektedir.
İnsanlık, bu Korona Krizi geçtikten sonra, birçok kavramı yeniden tartışma ortamına taşıyacaktır.
Çin’in virüse karşı verdiği etkili mücadelenin nedenleri ve sonuçları, İtalyan fiyaskosunun nedenleri, uzun uzun analiz edilip, dersler çıkartılacaktır.
Kapitalist sistemin, parayı en üste tutan politikaları ve insan sağlığına uzun vadeli yatırımlar yapmaması, bunun yerine silahlanmaya büyük kaynaklar ayırması politikası artık iflas edecektir.
Dünya , bu virüsle, küçük bir iç bahçe olduğunu herkese yeniden hatırlatmaktadır.
Kurtuluş yok tek başına özdeyişi, tam da bu günler içindir.
Sistemleri yeniden tartışıp, kıyasıya mücadele vermek
Yeni dönemin ana akımı OLACAKTIR.
