Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, 1 Ocak 2014’ten sonra dershanelere izin yenilemeyeceğini açıkladı. Birçok dershane bu gelişmenin olacağını bildiği için daha önceden devletin de desteği ile özel okula dönüştü. Birçok dershane de bundan sonra ne yapacağını düşünmeye başladı.
Peki! bu gelişmelerden sonra, yani dershanelerin kapatılacak olması, Türkiye’de eğitimin sorunlarını çözecek mi? Çözmedi, çözemeyecek de…
Gerek Türkiye’de gerekse KKTC’de eğitimdeki sorunların kaynağı dershaneler mi? Tabii ki hayır.
Sorun, dershaneleri yaratan sınav odaklı eğitim sisteminde… Sınav odaklı eğitim sistemi terk edilmediği sürece dershaneler de devam edecek. Türkiye’de eğitimi yönetenler bunu bilmiyor mu? Biliyorlar ama bilmiyormuş gibi yapıyorlar. Bu kararla birlikte Türkiye’de dershaneler merdiven altına girecek. Eğitim adına daha kötü sonuçlar doğuracak. Aslında yapılması gereken sınav odaklı eğitim sistemini terk etmektir. Hakkını yememek gerekir ki Türkiye bu konuda ciddi adımlar atmış durumda… Umarım erken zamanda da hayat bulur.
Gerek Türkiye’de gerekse KKTC’de sınav odaklı eğitim sistemi nedeniyle vatandaş dershanelere çok ciddi miktarlarda paralar ödemek zorunda kalıyor. Türkiye’de dershane ücretleri yıllık bin ile 8 bin lira arasında değişiyor. Anadolu’da dershaneler daha ucuz olduğu biliniyor. Büyük şehirlerde ise butik dershanelerin ücretleri yıllık 8 bin liraya kadar çıkıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Türkiye Eğitim Meclisi Sektör Raporu’na göre Türkiye’de dershaneler için yılda 2 milyar lira harcanıyor. Buna ek olarak 500 milyon da sınavlara hazırlık için alınan kitaplara harcanıyor.
******
KKTC’de durum farklı değil. Dershanelere çok ciddi miktarlarda paralar harcanıyor. Devletin yarattığı sistem nedeniyle vatandaşın cebinden çok ciddi miktarlarda paralar çıkmaktadır. Örneğin kolej sınavı dolayısı ile aileler dershanelere yıllık ortalama 5 bin 500 lira ödemektedir. Bir de bunlara sınava hazırlık kitaplarına harcanan paraları da eklerseniz karşınıza çok ciddi bir miktar ortaya çıkar. Ülkemizde kolej sınavına her yıl ortalama bin 500 kişi giriyor. Bunların da büyük bir kısmı dershaneye gidiyor. Sadece kolej sınavına hazırlık için harcanan yıllık toplam para 7.5 (1500×5000) milyon lira civarında…
Ülkemizde üniversiteye hazırlık için durum, kolej sınavına hazırlıktan farklı değildir. KKTC’de üniversiteye girişin birinci aşaması olan YGS’ye her yıl 2 bin civarında öğrenci girmektedir. Üniversiteye hazırlık için de her öğrenci için harcanan yıllık ücret 5-6 bin civarındadır. Bu da bize gösteriyor ki ülkemizde üniversiteye hazırlık için 10 (2000×5000) milyon lira harcanıyor. Yani bu ülkede kolej ve üniversiteye giriş sınavlarına yılda harcanan para 17-20 milyon lira arasında… Bu rakama bir de GCE sınavlarına hazırlık için harcanan özel ders paralarını da eklerseniz karşınıza korkunç bir rakam ortaya çıkar. Devletin geçen yıl eğitime yaptığı alt yapı yatırımları ise sadece 7 milyon lira. Yani vatandaşın dershanelere harcadığı para devletin eğitimin altyapısına harcadığı paranın neredeyse üç katı… İşte durum bu kadar basit ve açık…
******
Burada dershaneleri tek suçluymuş gibi göstermek ne Türkiye’de ne de KKTC’de eğitimdeki sorunları çözmez. Dershaneler, sınav odaklı olan eğitim sistemimizin yarattığı kurumlardır. Verdikleri hizmetin karşılığını da almak durumundadır. Bu da onların en doğal hakkıdır. Sınav odaklı eğitim sistemi devam ettiği sürece de bu böyle olmaya devam edecektir. Burada yapılması gereken sınav odaklı eğitim sisteminden kurtulmaktır. Yoksa vatandaşın cebinden her yıl 20 milyon lira uçup gitmeye devam edecektir. Bu konuda acaba yeni eğitim bakanımız Sayın Mustafa Arabacıoğlu’nun bir düşüncesi var mı? Sınav odaklı eğitim sistemi ile ilgili ne düşünmektedir, çok ciddi merak içindeyim.
Ülkemizde maaşların eridiği, hayat pahalılığının arttığı bir ortamda sınav hazırlığı için harcanan paralar ailelerin belini bükmektedir. Bir de bu paraları veremeyenleri düşündüğümüz zaman ülkemizdeki “eğitimdeki fırsat eşitsizliği” gün gibi ortaya çıkmaktadır.
Ne yazık ki gerçek bu!
