Rumlar diyalog için GKK yerine KTBK'ni istiyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Güney KıbrısSürmanşet

Rumlar diyalog için GKK yerine KTBK’ni istiyor

rmmo

Rum yönetiminin Kıbrıs’ta askerî diyaloga,  BM’nin ve Güvenlik Konseyi’nin istediği gibi Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) ile değil Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ile oturmaya hazır olduğu bildirildi.

Fileleftheros’un haberine göre BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın, BM Güvenlik Konseyi’nin Ocak ayındaki kararına atıf yaparak, her iki tarafa, askerî düzeyde diyalog önerdiği mektubuna biri Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, diğeri Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis imzasını taşıyan iki mektupla cevap verdi.


Gazete BM Genel Sekreteri’ne gönderilen her iki mektuptan, Hristodulidis imzasını taşıyan ilkinin tamamen askerî diyalogla ilgili olduğunu, Anastasiadis imzasını taşıyan ikincisinin ise Kıbrıs’taki durumla alakalı olmakla birlikte konuya de değinildiğini yazdı.

Habere göre Hristodulidis’in mektubunda Rum yönetiminin askerî diyaloğa, Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) değil, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) heyeti arasında yapılması şartıyla karşı olmadığı iletildi.

Anastasiadis’in mektubunda, Hristodulidis’in konuyla ilgili mektubunda yer verilenler hatırlatıldı. Rum yönetiminin bugüne kadar yapılan temaslarda,  BM Güvenlik Konseyi’nin BM Barış Gücü görev ve yetkilerinin belirlendiği 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı kararı çerçevesinde hareket ettiği belirtilen mektupta şu ifadelere de yer verildi:

“ Yani, diyalog savaşan taraflar, Milli Muhafız Ordusu ve Türk işgal ordusu arasında olmalıdır. Kıbrıs hükümeti açısından yerel düzeyde yani işgal kuvvetleri komutanlığı ile diyaloğu kabul etmesi bir çeşit ödün de sayılabilir çünkü Kıbrıs toprağındaki savaşan silahlı kuvvetler, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye silahlı kuvvetleridir.

Birleşmiş Milletlerin, sözde Kıbrıs Türk ordusu ile diyalog ile ilgili gerekçesi konusunda Kıbrıs hükümeti, böyle bir şeyin verimsiz olacağına işaret ederi. Hiçbir Kıbrıslı Türk asker Türk üst düzey komutanlığından onay almadan karar alabilecek durumda değildir.  BM’nin, elbette Kıbrıs Türk tarafının benimsediği yaklaşımı ile, askeri diyalog yapılmasının arkasındaki düşüncedeki gibi,  ateşkes hattı boyunca çıkabilecek sorunlar hemen çözülemez.

BM’den yapılan resmi açıklamalarda, iki toplumlu düzeyde bir mekanizma kurulmasında ısrar edildiği ortadadır. Lefkoşa, BM’nin tarif ettiği gibi böyle bir mekanizma kurulursa, ‘fiili durumun normalleştirilmesine ve dolayısıyla Ada’nın daimi bölünmüşlüğüne hizmet edecek yeni bir adım olacağından endişe duyuyor.”

TUZAKLAR….

Haftalık Simerini de “Ara Bölge Mekanizmasının Tuzakları” başlıklı haberinde Elizabeth Spehar’ın, ateşkes hattının güvenliği ile ilgili meselelerde askerler arasında doğrudan temas mekanizması çerçevesinde, RMMO ile GKK arasında ara bölgeyi ilgilendiren konuların görüşülmesi ve güvenlik risklerinin azaltılabileceği görüşünü ileri götürdüğünü yazdı.

Gazete dikkatli incelendiğinde, Genel Sekreter’in raporunda dile getirdiklerinin, BM Barış misyonlarının rolünün revize edilmesi ve ABD’nin, barış güçlerinin Kıbrıs’tan ve diğer bölgelerden çekilmesi tezi çerçevesinde olduğunun görüleceğini yazdı, şunları ekledi:

“Diğer bir deyişle, kulağa güzel gelmekle birlikte tuzaklar da içerebilecek bir tez. Spehar’ın önerdiği ve Başkan Anastasiadis’in önüne koyduğu, onun da incelenmesini istediği mekanizma iki tarafı keskin bıçaktır. Böyle bir mekanizma, işlemeye başlaması halinde BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’tan çekilmesi konusunun gündeme getirilmesine ve ara bölgenin, gücü elinde tutan ve ara bölgenin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait olduğunu kabul etmeyen Türkler tarafından talep edilmesine sebebiyet verecek.

Hükümet öneriyi, Türk tarafının işgal kuvvetleri komutanının milli muhafız ordusu komutanı ile aynı masaya oturmasını kabul etmesinin zor olacağını aklında tutarak görüşüyor. Çünkü Ankara Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, dolayısıyla Milli Muhafız Ordusu komutanını da tanımıyor. Milli Muhafız ordusu, saldırı tehdidi altında olduğu anlamına gelen gereklilik yasası tahtında ve uluslararası toplum tarafından tanınmış olarak faaliyet gösteriyor. Bu da BM anayasasının 51’inci maddesi uyarınca bize, meşru devlet olarak savunma hakkı da tanıyor. ”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar