Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan maddeler, bazı sendika yetkilileri ve birlik temsilcileri tarafından eleştirildi
“AKP’YE PEŞKEŞ”: Bengihan: Bu protokol Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda daha da azınlık haline düşmesine, Kıbrıs Türk kimliğinin yok olmasına sebep olacak. Kurumlarımızı özelleştirmeye çalışmak demek değerlerimizi tek tek AK Parti sermayesine peşkeş çekmeye çalışmaktır
“ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ GİDİYOR”: Elcil: Kıbrıs Türklerinin ekonomik ve siyasi özgürlüğünü elinden alıyorlar. Eğitim alanında da konu aynı, haklarımız teker teker elimizden alınıyor. Türkiye, Eğitim Bakanlığını tamamen eline almaya çalışıyor. Çocuklara yobazlık öğretilecek
“MADDELER TEHLİKELİ”: Güröz: Protokolde kooperatifin ticari bir bankaya dönüştürülmesi, özelleştirmeye çalışılması görülür. Bu durum hem kooperatife hem de çalışanlara zorluk yaşatacaktır. Eğer böyle bir durum söz konusu olursa, ayaklanacağız ve bu durum kavgamız olacak
EYLEM SEBEBİ: İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan maddeler, Hür-İş ve Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin de tepkisine yol açtı. Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, bütçe sınırlamasını kabul edilemez, Hür-İş ise hak budamasını eylem nedeni olarak tanımladı
Kardelen GÖKSU
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Hür-İş, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ve Koop-Sen yetkilileri, TC-KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan bazı maddeleri eleştirdi.
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı Güven Bengihan, önceki gün imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması ile Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda daha da azınlık haline düşeceğini, anlaşmanın Kıbrıs Türk kimliğinin yok olmasına sebep olacağını söyledi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Şener Elcil, Kıbrıs Türklerinin ekonomik ve siyasi özgürlüğünün imzalanan bu anlaşma ile elinden alındığını dile getirdi.
Kooperatifin büyük tehlikede olduğunu dile getiren KOOP-SEN Genel Başkanı Mehmetali Güröz ise “art niyet söz konusudur. Devlet olarak borçlardan kurtulmaya çalışmaktadırlar” diye konuştu.
HÜR-İŞ Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Çaluda, yazılı açıklamasında, “Anlaşmada yer alan kamu çalışanlarını ve işçileri mağdur edecek maddelerin tarafımızdan kabul edilmesi mümkün değildir. Bu maddelerdeki kısıtlamalar çalışanları ve işçileri ileriye değil daha da geriye taşıyacaktır” ifadelerine yer verdi.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği ise yaptığı yazılı açıklamasında, tarımsal destekler ve tarım bütçesinin artırılmadığı gerekçesiyle hükümeti eleştirdi.
Birlik açıklamasında, “Tarım Destek Paketinin” kimseyle paylaşılmadan, tartışılmadan ve ortak karar alınmadan Bakanlar Kurulu’ndan geçirildiğini, imzalanan ekonomik protokolde ise 2019 tarım bütçesinin kesinlikle aşılmayacağının teyit edildiğini savunarak, bunu “üzücü” olarak niteledi.
Bengihan: Anlaşma Kıbrıs Türk halkının lehinedir
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Başkanı Güven Bengihan, anlaşmanın protokol Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda daha da azınlık haline düşmesine, Kıbrıs Türk kimliğinin yok olmasına sebep olacağını kaydetti.
Bengihan, anlaşmanın ayrıca kooperatif hizmetini yok etmeye yönelik düzenlemeler içerdiğini dile getirdi.
Güven Bengihan şöyle konuştu: “İmzalanan bu mali protokol, Kıbrıs Türk halkının lehinedir. Halkın Partisi ve Ulusal Birlik Partisi zaten Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi olan AK Parti tarafından hazırlanan bir projenin ürünüdür. Kurulan bu yeni hükümetin amacı biat etmektir. Bu yeni protokole atılan imza ile Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda daha da azınlık haline düşmesine, Kıbrıs Türk kimliğinin yok olmasına sebeptir.
Eğitim alanında alınan kararlar laiklik, özgürlük ve bilimi yok etmeye yöneliktir. Okullarımızda uygulanmak için alınan kararlar, daha da İslamcı bir eğitim modeline geçilmesiyle ilgili atılına bir adımdır.”
“Kamudan alınacak olan hizmet kalitesini düşürür”
Kamu çalışanlarının maaş ve ücretleriyle ilgili tasarrufa gidilmesini de eleştiren Bengihan, şunları söyledi: “Kamudan alınacak olan halkın alacağı hizmetin kalitesinin düşmesi demektir.
Aynı zamanda sorma gir hanına dönen giriş-çıkış kapılarımız sebebiyle, suçlu ve suç oranında artış gözlenmektedir. Bu artan nüfusa yönelik hastanelerimiz, okullarımız, yollarımız ve hapishanemiz hizmet edebilecek durumda değildir. Bu artan nüfusa, hizmet edecek kamu personeline sınırlandırılma getirilirse düşüş yaşarız. Dayatmacı bir anlayıştan başka bir şey değil bu yapılanlar.
Protokolde, toplu sözleşme haklarının sınırlandırılacağı, toplu sözleşme kapsamında olanların haklarının budanacağı söylenmektedir. Toplu sözleşmeyle elde edilen haklar geri götürülüyor.
Hükümetin programında halkın alım gücünün arttırılacağı yazıyordu. İmzalanan protokolle halkın alım gücünün gerilemesine neden olunmaktadır. İmzalanan protokol, hükümet programındaki söylemlerle örtüşmemektedir.”
“Değerlerimizi tek tek AK Parti sermayesine peşkeş çekiliyor”
KTAMS Genel Başkanı Güven Bengihan, anlaşmanın ayrıca, kooperatif hizmetini yok etmeye yönelik düzenlemeler içerdiğini belirterek, “Kıbrıs halkının dayanağı olan kooperatifçiliği kapatarak yok ederek, ticari bankaların önünü açmaya çalışmaktadırlar. Elektrik kurumu, telefon dairesi gibi kurumları özelleştirmeye çalışmak ise değerlerimizi tek tek AK Parti sermayesine peşkeş çekmeye çalışmaktır” diye konuştu.
Elcil: Haklarımız teker teker elimizden alınıyor
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, yıllardan beri protokollerin faydasını görmediklerini belirterek “yeni protokol de Kıbrıs Sorunun, Kıbrıslı Rum ve Türk arasında değil. Türkiye ve Kıbrıslı Türkler arasında olduğunu bizlere göstermektedir” dedi.
Elcil, “İmzalanan bu protokolle, Kıbrıs Türklerinin ekonomik ve siyasi özgürlüğünü elinden alıyorlar.
Aynı zamanda eğitim alanında da konu aynı, haklarımız teker teker elimizden alınıyor. Türkiye Eğitim Bakanlığını tamamen kendi eline almaya çalışmakta. Gerici bir eğitim verilecek, çocuklara yobazlık öğretilecektir. Hem birçok şey elimizden alınıyor hem de ekonomik kooperatiflerin sermayesi de ortadan kaldırılıyor” diye konuştu.
Şener Elcil, tüm bunların yanı sıra bu anlaşmada, toplu sözleşmenin de ortadan kaldırıldığını, limanların, Kıb-Tek’in, Telefon Dairesinin Türkiyeli şirketler tarafından devralınmasının öngörüldüğünü ifade etti.
“Hayat pahalılığı ve gelirlerin azaltılması demek, Kıbrıs Türkünün fakirleşmesi demektir” diyen Elcil, şunları belirtti: “Siyasi irade kavramı ortadan kaldırılmaktadır. Para için her şeyini satacak Ersin Tatar ve Kudret Özersay hükümeti kurulmuştur. Alınan 750 Milyon kesinlikle yeterli değildir. Bize ait olmayan askerler bile bu paranın içerisinden ödenmektedir. Savunma bütçesi de bu paranın içerisinden çıkıyor. Yapılan protokol bize dilenci politikasını anımsatıyor. İr dilenci gibi para aklama politikası uygulanmaktadır.”
Güröz: Devlet borçlardan kurtulmaya çalışıyor
KOOP-SEN Genel Başkanı Mehmetali Güröz, imzalanan anlaşma ile kooperatifin büyük tehlikede olduğunu dile getirdi.
Güröz, “İmzalanan protokolde, kooperatifi ele alan maddeler kesinlikle tehlike unsuru maddelerdir. Protokolde kooperatifin ticari bir bankaya dönüştürülmesi, özelleştirmeye çalışılması görülür. Bu protokoldeki maddeler gerçekleşirse, ortakları ne olacak ve bankanın sahibi kim olacak bu sorular sorulmaktadır. Kooperatiflikten çıkarılması düşüncesi bile tehlikelidir” diye konuştu.
Bu durumun hem kooperatife hem de çalışanlara zorluk yaşatacağını kaydeden Güröz, “Eğer böyle bir durum söz konusu olursa, tüm çalışanlar olarak ayaklanacağız ve bu durum bizim kavgamız haline gelecek. Aynı zamanda yasal olarak ta büyük bir sorun yaşatacak bir durumdur” dedi.
KOOP-SEN Genel Başkanı Mehmetali Güröz , şunları kaydetti: “Bu maddeler bize düşünülmeden yapılan maddeler olduğunu gösteriri, Devletin, kooperatife büyük bir borcu vardır. 2006 yılından bu yana devlet borcuna bir kuruş ödeme yapmadı. Önce borçlarını ödesinler daha sonra düzenlemeyi. Aynı zamanda devletin bizlere hiçbir katkısı yoktur, protokolde neden yer almaktayız diye sorarız.
Borçlu ne zamandan beri borcu olana hüküm giydirmeye çalışmaktadır. Bu protokole göre kooperatifin kapatılması söz konusudur. Bizim gözümüzde bu yaptıkları davranışta bir art niyet söz konusudur. Devlet olarak borçlardan kurtulmaya çalışmaktadırlar.”
Çiftçiler Birliği hükümeti eleştirdi
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, tarımsal destekler ve tarım bütçesinin artırılmadığı gerekçesiyle hükümeti eleştirdi.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, “Tarım Destek Paketinin” kimseyle paylaşılmadan, tartışılmadan ve ortak karar alınmadan Bakanlar Kurulu’ndan geçirildiğini, imzalanan ekonomik protokolde ise 2019 tarım bütçesinin kesinlikle aşılmayacağının teyit edildiğini savunarak, bunu “üzücü” olarak niteledi.
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, UBP-HP hükümetinin icraatlarının ilk sırasında yer alan Ekonomik Protokol’ün imzalandığı ve bunun ülke açısından oldukça önemli bir gelişme olduğu belirtildi.
“Söylemlerin aksine…”
Açıklamada, hükümetin kurucu ortağı Ulusal Birlik Partili bakanların, geçmiş hükümet döneminde muhalefetteyken dile getirdikleri, özellikle 2019 yılı tarım bütçesindeki “yetersizlik ve tarım bütçesinin artırılması” gerektiği söylemlerinin aksine imzalanan protokolde tarım bütçesinin “kesinlikle” aşılmayacağının teyit edildiği iddia edildi.
“Neden diğer hiçbir bütçe için böyle bir gereksinim duyulmazken tarım bütçesi ile ilgili böyle bir ihtiyaç duyulmuştur?” diye sorulan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Vebali yine üretici karşılayacak gibi…”
“Yapılması gereken o kadar plan ve proje varken, devam eden projeler ve geriden gelen ödemeler dâhil, yılbaşını eksi olarak açan bütçenin bu yılki rakamlarla daha fazla açık vereceği ya da mevcut bütçeye uyum sağlamak adına çeşitli oyunlarla kesintiye gidilmesi gerektiği görülmektedir.
Çeşitli vaatlerle yola çıkılırken, en önemli konu olan bütçe hesaba katılmamış, bunun vebali de yine üretici karşılayacak gibi görünmektedir.
Gizlice geçirilen Tarım Destek Paketinin de kimse ile paylaşılmadan, tartışılmadan ve ortak karar alınmadan Bakanlar Kurulu’ndan geçirilen ve halen bugün ilgili taraflarla paylaşılma ihtiyacı duyulmayan desteklerin artışlar karşısında eriyip bittiğinin görmezden gelinmeye çalışılması boşunadır.
Yıllardır aynı yerde sayan tarımsal desteklerle üretimin devamının sağlanamayacağını 2019 yılı bütçesi hazırlanırken de dile getirilirken bugün hükümette olan vekillerimizin ve bakanlarımızın da bizlere verdikleri desteği anımsıyoruz.
Peki şimdi ne değişmiştir ki aynı destek miktarları onaylanmış ve sadece özellikle tarım bütçesinin aynen uygulanacağı konusunda bir anlaşmaya gerek duyulmuştur.
Bütün dünyada olduğu gibi Anavatan Türkiye de de tarıma destekler hem çeşitlendirilmiş hem de artırılmışken bizim bir arpa boyu yol kat edememiş olmamız gerçekten üzücüdür.”
Çaluda: Toplu İş Sözleşmelerine direkt müdahale vardır
HÜR-İŞ Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Çaluda, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanan iktisadi ve Mali işbirliği Protokol’ünde yer alan bazı maddelerine tepki gösterdi.
Çaluda yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi;
‘’Hür –İş Federasyonu olarak kamu çalışanlarının ve işçilerimizin menfaatlerini korumak asli görevlerimiz arasında yer almaktadır. Protokolde yer alan kamu çalışanlarını ve işçileri mağdur edecek maddelerin tarafımızdan kabul edilmesi mümkün değildir. Bu maddelerdeki kısıtlamalar çalışanları ve işçileri ileriye değil daha da geriye taşıyacaktır.’’
Çaluda, protokolde yer alan maddelere göre 2019 Reform eylem planında yer alan kamu sektörünü ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi’ne direkt müdahale olduğu belirterek, bu müdahalenin çalışanların kazanımlarını elinden almakla ayni anlama geldiğini ifade etti.
Kamu çalışanlarının aylık (maaş-ücret) ve diğer ödeneklerinin düzenlenmesi yasası ile oluşturulan ücret rejimini bozucu ilave hak ve menfaat verecek herhangi bir yasal düzenleme ve toplu iş sözleşmesi yapılmaması kamu çalışanlarını ve işçileri daha da geriye götüreceğini ve yeni işe girecek olanları da mağdur edeceğine dikkat çekti.
