Okulların 1 Eylül’de açılacağı artık kesin gibi… Önümüzdeki bir ay içinde çok büyük değişiklikler olmazsa öğretmenler üç hafta, öğrenciler dört hafta sonra okula başlayacak. İlk ve ortaöğretimde 50 bini aşkın öğrenci var.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile sendikalar arasında daha önce yapılan görüşmelerde okulların hangi koşullarda açılacağını Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin önerileri doğrultusunda olacağını, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yetkilileri sendikalara bildirmişti.
Hal böyle iken geçtiğimiz hafta içinde Başbakan Ersin Tatar Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun 28 Temmuz’daki birleşiminde “okulların 1 Eylül’de açılmaması için bir sebep bulunmamaktadır” dedi. Bu sözleri basında satır aralarında kaybolmuş olabilir ancak çok önemli bir durumun habercisidir.
Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin Türkiye’den gelen kişilerin 7 gün süreyle zorunlu karantinada tutulmasına ilişkin tavsiye kararının hükümet tarafından ciddiye alınmamasını da göz önünde bulundurursak, 1 Eylül’de okulların hiçbir şey olmamış gibi açılacağını düşünüyorum.
Yani bu ülkeye hiç covid-19 virüsü uğramadı ve dört ay evlere kapanmamış, korunmak için önlemler almamış gibi, eğer okulları 1 Eylül’de güle oynaya açarsak şaşırmayacağım. Artık bu ülkede her türlü anlamsız kararlar alınabildiği için gerçekten şaşırmayacağım.
Ülkede her geçen gün vaka sayıları artarken, okullarda ve taşımacılıkta hiçbir önlem almadan “bu ülkede covid 19 yoktur” diyerek okulları açtığımızda, tek bir çocukta olacak bulaşın hesabını kim verecek?
Bu arada okulların açılması taraftarıyım ancak herhangi bir önlem alınacağı konusunda bir ışık göremiyorum. Bu ışığı görebilmemiz için üzerinde çalışılan planlar olması gerekirdi. Bakınız o siyaset yapıyor diye çok eleştirilen KTÖS, dünyadaki uygulamaları inceleyerek okulların nasıl açılabileceği ile ilgili “Covid 19 Sonrası Okulların Yeniden Açılmasına Yönelik Rehber” isimli 16 sayfalık bir çalışma yaptı. Onlarca öneri arasında ben iki tanesini paylaşmak istedim;
1-“Tüm öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler ve okul çalışanları belirli aralıklarla doktor kontrolünden ve COVID 19 testinden geçirilmelidir. Yeni kayıt yaptıran ve sağlık raporu ile aşı kar olmayan öğrenciler okula alınmamalı sağlık kurumlarına yönlendirilmelidir. Okulda bulunan tüm öğrenci, öğretmen, yönetici ve okul çalışanlarının vücut sıcaklıkları okula geldikleri anda ölçülmelidir. Bunun için her okul girişinde bu amaçla ilgili cihaz ve personel bulundurulmalıdır”
2-“ Çocukların birbirlerinden en az 2 metre mesafede oturacakları sınıf düzeni oluşturulmalıdır. Her çocuğa sınıf içinde 2,5 metre karelik alan ayrılarak sınıfın oturma düzeni oluşturulmalıdır.”
Çocuklarımız için bunları istememiz gerekmiyor mu?
En erken bir zamanda bulunduğumuz rüyadan uyanıp bir ay sonra 50 bini aşkın çocuğun okula gideceği ve bir o kadar da insanın onları götürüp getireceği bir ortamı düşünerek, geç kalmadan gereken önlemleri almazsak, ülkeyi çok da iyi şeylerin beklediğini söylemek mümkün olmayacak. Umarım ben yanılırım.
