Kıbrıs yaz mevsimine adım adım girerken, Kuzey Kıbrıs da normalleşmeye çalışıyor.
Bu normalleşme çabalarının ardında, ekonomik çıkmazın da önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır.
Yaz mevsiminde, sıcak havanın etkisiyle Korona virüsünün yaşama ortamı azalmakta ve bulaşıcılığı en alt düzeye gelmektedir.
Kıbrıs gibi sıcak ülkelerde, her bir derece sıcaklık artışının, virüsün yayılma ortamını % 3 azalttığı yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır.
Ancak, yaz’dan sonra, havalar soğuduğunda ve turist ile yabancı öğrenciler gelmeye başladıklarında , Korona’nın yeniden bizi ziyaret etmesi çok yüksek bir olasılıktır.
Diğer ülkelerin tecrübelerinden faydalanmak için, yetkililer özel çaba göstermeli ve bu konuda yeni örgütlenmelere gitmelidirler.
Bu hafta,Türkiye’de Gaziantep’te korona’ya karşı alınan tedbirlerin gevşetilmesi ve Doğu’lu yaşama dönülerek, aile, dost ziyaretlerinin başlamasıyla, koronada bir patlama yaşandı.
Kıbrıs’ta da, yurt dışından gelecek insanlardan korona gelmesi durumunda, sosyal yaşam tarzımızdan, koronanın hızla yayılacağı unutulmamalıdır.
Bu karantina günlerinde alınan önemli bir ders de EKONOMİ alanındadır.
Kuzey Kıbrıs’ta, kendimize yeten bir ekonomi yaratılamamasının acısını hepimiz çektik. Önümüzdeki dönemde de çekmeye devam edeceğiz.
Devletin bürokratik yapısı ve Kıbrıs asıllıların üretime yeterli önemi vermemesi, hepimize alabildiğine etkiledi.
Kuzey Kıbrıs’ta üretim ve hizmet sektöründe çalışan yabancılar, elde ettikleri paranın önemli bir kısmını yurt dışına göndermek zorundadırlar. Bu durumda ise , iç piyasadaki paranın önemli bir kısmı yurt dışına akmakta ve ülke içerisindeki para sirkülasyonu alabildiğine azalmaktadır.
Kıbrıslılar artık, evlatlarının üniversite bitirmeleri durumunda, bu insanlara bürokratik mekanizmalar içerisinde yer vermenin imkansız olduğunu anlamalıdırlar.
Gerçekte bu durumu politikacılar kavramalı ve Kıbrıslıları üretim alanına yeniden çekmek için, hangi teşvik politikalarının gerektiğini , düşünmelidirler.
Türkiye, bu dönemde , daha yeni yeni para verme konusunda protokol imzalatarak harekete geçmiştir.
Gerçekte, Türkiye’nin dönüşüm planlarından önce, Kuzey Kıbrıs politikacılarının dönüşüm stratejileri belirlemesi gerekmektedir.
Önümüzdeki günlerde, turizm ve eğitim sektöründen topluma fazla bir gelir gelmiyeceği de unutulmamalıdır.
Korona günlerinde, özellikle İngiltere’de yaşayan Kıbrıslılar arasında, Rum olsun, Türk olsun, Pakistanlılardan sonra en fazla ölüm gerçekleşmiştir.
İngiliz sistemi, kendilerinden olmayan bu insanları hiç önemsememiş ve 60 yaşın üstündeki insanları hastaneye bile almamıştır.
İster Türk ister Rum olsun, emekliliklerini İngiltere’de yaşayarak geçirmek isteyen Kıbrıslılar, ACI BİR DERS almışlardır.
Kuzey Kıbrıs yönetimi, İngiltere’de yaşayan vatandaşlarını ve onların birikimlerini adaya mutlaka çekecek YENİ politikalar üretmelidir.
İngiltere’de ve diğer ülkelerde yaşayan Kıbrıslıların, adaya dönüş yapmaları, kendi yaşamları için de bir GEREKLİLİK haline dönüşmüştür.
Korona veya başka salgınlar için, yurt dışında yaşayan insanlarımıza sahip çıkmak, bağımsız bir ekonomi kurma çalışmalarına da önemli katkılar yapacak bir adımdır.
Artık, aklımızı kullanma zamanı gelmiştir. İçinde bulunduğumuz çıkmaz ancak yeni politikalarla aşılabilir.
