Minarelerimizde ezan sesi susmuş! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Minarelerimizde ezan sesi susmuş!

Piyasa ekonomisinde de bildiğim kadarı dinimizde de herkes, her kurum, aldığı hizmetin karşılığını ödemeli. Can alma, hırsızlık, tecavüz gibi cürümlerde bazı kökten dinci Müslüman ülkelerde zamanımızın kaldıramadığı, modern dünyanın tasvip edemeyeceği din adına halen çok ağır cezalar uygulanmaktadır. Vallahi ben bu ülkede sersem oldum! Borcunu ödemeyen camilere bizim elektrik kurumu elektriği kesiyormuş gibi şikayetler var. Kesecek tabii! Dinin yarattığı hissiyata sığınarak bu sorumluluğu, bu mükellefiyeti yerine getirmemek, elektriği çalmak ne denli dinimize uygundur, buna cevaz verir? Laikliği benimsemiş ve mümkün mertebe uygulamaya çalışmış, hoşgörülü, yani değişik görüş ve dinlere saygılı, övüneceğimiz ender asaletlerimizden biri olan bu olgunluğumuza rağmen, bu konuda bile bazı Türkiye basınında şamar oğlanı olmamız beni kızdırıyor. Siz dini bir hizmet alacaksınız, huzura kavuşacaksınız, cennetin yolunu açacak bir adım atacaksınız, ondan sonra da cemaat olarak o hizmetin karşılığını ödemeyeceksiniz. Veya dinine bağlı babalarınızın, dedelerinizin, din hizmetlerini karşılamak için vakfettikleri ve gelirlerinin o yönde kullanılmasını şart koştukları gelirleri başka sahalarda kullanacaksınız. Bu dinimize sığar mı? Bilemiyorum.
Bu konuda bu ülke çorbaya döndü. Bir yandan fuhuş evleri, kumarhaneler, diğer yandan mantar gibi biten camiler, külliyeler. Allah bizim ikiyüzlülüğümüzü bağışlasın. Dinin getirisi inanca bağlı bireyseldir.  Şahsa inancı doğrultusunda huzur getirip yaşam kalitesini yükseltmede bir etken olması beklenmektedir. İş özünden sapar, şekilciliğe saparsa, inanın din bile görevini yapamaz, ters teper.
Toplum olarak biz yalnız güçsüzü kollamamız ve desteklememiz gerekir. Yalnız onlara toplumsal kaynak aktarmamız yüzde yüz rasyoneldir. Güçsüz kimdir? Ailesi tarafından gereği gibi bakılmayan, korunmayan çocuklar, yaşlılar; İşleyemeyecek durumda hastalar; engelliler ve hayvanlar. Bunların içinde en güçsüzü ağzı, dili olmayan hayvanlardır. Bu ülkede okumuş geçinen birçok insanın hayvanlara karşı duyarsızlığını bir tarafa bırakın, yaptığı işkence benim yaşam kalitemin dibe vurmasını sağlayan, adalet dışında, en büyük etkendir. Bu yüzden sağlığım mümkün kılsa ülkeyi yeni baştan terk edebilirdim.
Benim çalışkan, üretken, doğruyu çekinmeden söyleyen sevgili anneciğim. Seni çok özledim, seni rahmetle anar, bu gün beni affedeceğini umarım. O, kimseyi ellettirmediğin giysilerini, gözün gibi sakladığın elbiselerini bu gün hayvan dostu, hayvanları seven, koruyan kalbi güzel üç genç bayanımıza “sevimli dostlar” yararına teslim ettim. Bana ilk defa kızmayacağına emin olarak!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar