Matbaa, kıldan çuval ve şarap - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Matbaa, kıldan çuval ve şarap

Kıbrıs adası ile ilgili Padişah II. Selim’dir.

Sarı Selim.
Şarapçı.
Eğlenceyi ve şarabı seviyor.
Bazı tarihçilere göre, II. Selim’e Kıbrıs’ın şarabı tavsiye edilir.
O da bunun üzerine adayı alır.

Lala Mustafa Paşa adayı aldığında, geri İstanbul’a döner.
Bazı bilgiler, Mağusa’da olmak üzere 2 Bin Yeniçeri’nin adada kaldığıdır.

Ada alındıktan sonra II. Selim’in ünlü sürgün hükmü gündeme gelir.
Tarihçiler bu hükümle yaklaşık 30 bin kişinin adaya gönderildiği bilgisine yer verirler.
İlk kalemde belirlenenler şunlar:
“…Ne kadar şirretlikle, eşkıyalıkla isim yapmışlar, yersiz yurtsuz takımı, komşularıyla sürekli toprak kavgası edenler, bekar olup işi gücü olmayıp leventlik eyleyenler…”

Belirli zanaat ve meslek sahiplerinin sürgün hükmüne dahil olduğu da bilinir:
“Babuççu, başmakçı, terzi, takyeci, kemancı (ipek kumaş dokuyan), mutaf (Keçi kılından çuval dokuyan), hallaç, aşçı, başçı, mumcu, semerci, nalbant, bakkal, debbağ, demirci, benna (inşaat ustası), taşçı, kuyumcu, kazancı…”

Sürgün hükmünün tarihi 1571

Kıbrıs’ın güzel şarapları olduğu bilinir.
Şarapçılık çok eski.
Roma döneminde bile Kıbrıs’ın şarapları bilinmekte.
II. Selim haksız değil.

O dönemlerde Avrupa’da matbaa çoktan icat olmuş.
Gutenberg tarafından  icat olduğu da bilinir.
42 satılırlık İncil 1455 yılında basılır.
Lakin uzun yıllar matbaa ne bize ne Türkiye’ye girer.
Türkiye’de ilk matbaa 1726 yılında kurulur.

Tarihler arasındaki fark büyük.

Bizler kıldan çuval yapmaya devam ederken, onların matbaalarında merdaneler binlerce baskı yapmayı sürdürüyordu.

Bir tarafta matbaa,  bir tarafta keçi kılından çuval…
Böyle geçti yüz yıllar.

II. Selim bize uyar.
Hiç yoktan şarabı seviyordu…

İstanbul’da bir köprüye III. Selim ismi verildi.
Alevilerin başını kıl gibi kesip doğratan Selim.
Bizim Selim, o Selim değil…
Bizimki “Ayyaş”

Şimdi, çok şükür sürgün hükümlerine gerek yok.
Nasıl olsa havadan karadan giriş serbest…
Gelenler arasında taşçı, aşçı, benna başı çekmekte.
Yersiz yurtsuz olanlar da var.
Tecavüz, taciz, cinayet “eyleyenlere” de bakılırsa, şirret kesimin hala rağbet ettiği bir ada burası.

Fakat şarap güzel.
II.Selim haksız değil.
Hele de kırmızısı olursa.
Şarabı, adanın kadim ahalisi Rumlar yapıyordu.
Yine onlar yapıyor.
İyisini.
Commandaria…

Rivayete göre, bir gün meyhaneye giden Roma komutanına meyhaneci en güzel şarabı sunar.
Kumandan önündeki şişeye bakar ve,
-Bu ne biçim şişe, diyerek çıkışır.
Şişenin boyun kısmı eğridir.
Durumu kurtarmak isteyen meyhaneci,
-Bu şişe özel olarak kumandan için yapılmıştır. Başını saygıyla önünüzde eğmektedir, der.
O gün bugün şarap Commandaria şarabı diye anılır (mış).

1571’de ada şarabı için alınmışsa, 1974’te neyi için alındığı hala anlaşılamamıştır.

Bizde boynu eğik şarap şişesi yok.
Lakin eğilmiş baş çok…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar