Zamanında ‘Sultan Süleyman’la herkesin kalbine giren Mabel Matiz, yepyeni bir albümle, ‘Gök Nerede?’ ile sesleniyor sevenlerine… Diş hekimliğini bırakıp müziğe geçen, instagram profilinde “aşk, huzur ve sanat için yaşıyorum..” diyen, ‘Kumral Ada Mavi Tuna’dan adını alan bir romantik… Biraz melankolik… ‘Mabel Matiz’ ve ‘Yaşım Çocuk ’ albümlerinden doğup büyüyen üçüncü albümü “Gök Nerede” ile yolculuğuna devam ediyor….
İlk albümden Gök Nerede’ye sesiniz nasıl farklılaştı?
Kendimi değiştirmeyi, çalışmayı, aramayı seviyorum. İlk albümün kayıt günlerinden bu yana tam 5 yıl geçti, çok toydum elbette. Bu sürede yüzlerce konser yaptık. Tecrübe, pek çok şeyin yönünü değiştirebiliyor. Ayrıca 1 yıldır ses eğitimi alıyorum. Fatma (Karaca) Hoca’nın sesime ve şarkıcılığıma çok büyük katkısı oldu. “Gök Nerede” albümü sesimin sınırlarının peşine düştüğüm bir dönemin ürünü diyebilirim.
Yeni albümün sound’unu nasıl tarif edersiniz?
Bir arkadaşım albümü dinledikten sonra şöyle bir şey söyledi: Albüm onda Dorian Gray ve Binbir Gece Masalları arası bir hikaye canlandırmış. Bunu çok sevdim ve sahiplendim. Albüm pek çok uca dokunuyor gerçekten de. Bir tarafında klavsenler obua’lar, synth’ler ve batı yaylıları, diğer tarafında buzuki, cümbüş, keman ve doğu perküsyonları var. Soğuk ve sıcak, uzak ve yakın, taş ve toprak bir arada. Her şarkı ve aranjman ayrı bir haritayı işaret ediyor. Bu zenginliği seviyorum. Bu albümün sound’unun toplamıyım ben. “Gök Nerede” bütünde, dünyayı işaretleyen bir dünya albümü bana göre.
Mabel Matiz için söz ve müzik yazmak nasıl bir süreç? Neler ilham kaynağı, içe yolculuk nasıl?
Gözümü dört açmış halde yaşıyorum sanırım. Herhangi bir şey yazmamı sağlayabilir. Bu çok küçük bir söz ya da bir an olabiliyor. Genelde yüzeyde karşılaştığım bir şeyin ya da birinin hemen altına inmek, derinini görmek istiyorum. Oralarda çokça kafa patlatırım. Şiirle, sinemayla, görselin bütün alanlarıyla çok ilgiliyim. Yolculukları çok seviyorum, ilham verici buluyorum. Albümdeki pek çok şarkı pek çok ayrı şehirde yazıldı: Kars, Berlin, Urfa, Midilli… Dil üzerine çalışmak, denemeler yapmak beni yükseltiyor. Dil, uçsuz bucaksız bir uzay ve onu bütün bu tetikleyicilerle eğip bükmek, değiştirmek, genişletmek ayrıca ilham verici.
‘Gel’, albümün çıkış parçası, sözleri çok etkileyici.. “Gel, anla dikenimden… Güllerim uyansın bahçelerimde…” Hikayesi nedir?
‘Gel’, öncelikle kişisel bir şarkı. Uzun zamandır aşık olamıyordum ve bunu gerçekten istediğim, kendimi tamamen buna açtığım bir noktada bu niyetle oturup bu şarkıyı yazdım. Onu çağırdım, yani aslında bir nevi totem. İki ay sonra gerçekten büyük aşık oldum, hayatım değişti. Ardından da Sarışın’ı yazdım zaten 🙂 Bendeki bu küçük mucizesinin de ötesinde ‘Gel’in albümde ve bütünde benim için şöyle bir önemi daha var. Bu şarkı insanları birleştirsin, barıştırsın, yürekleri eşitlesin istiyorum. “Anla dikenimden” dizesinde öyle bir gönderme var. Farklılıklarımızı, köşelerimizi anlayıp, görüp, gülümseyip, yan yana durabilelim istiyorum artık. Çok fazla nefret var, bu çok yorucu. Bir hayat var ve sevgisizlikle, kabalıkla hem onu hem birbirimizi sık sık ıskalıyoruz gibi hissediyorum.
Gök nerede?
Gök içimde. İçimizde… Onu orada bulmadan başımızı yukarı kaldırıp aslına huzurla bakabileceğimizi sanmıyorum.
Yeni albümün konser programı nedir?
Mart ve Nisan aylarında yaklaşık 30 şehri kapsayan bir Türkiye turnemiz olacak. Gidebildiğimiz her yere gitmek istiyoruz.
Daha farklı projeleriniz var mı yakın zamanda? Müzikle ilgili veya müzikten farklı bir konuda…
Şimdilik net bir şey yok.
Hangi müzik tarzlarını beğeniyorsunuz?
Sanırım metal hariç nerdeyse her şeyi dinliyorum. Ruh halime bağlı. Bu aralar klasik müzik dinliyorum.
Dinlediğiniz müzisyenler kimler?
Gününe göre değişiyor… Sade, Woodkid, Marissa Nadler, James Blake, alt-J, Massive Attack, Sezen Aksu, Zeki Müren, Yıldız Tilbe, Satie, Rachmaninov… İlk aklıma gelenler…
NURİ BİLGE FİLMİNDE OYNAMAK İSTERİM
Hayalleriniz neler? Yön ne tarafa?
Dünyaca ünlü şarkılar yazmak istiyorum. Bir araya gelmek istediğim çok fazla müzisyen ve şarkıcı var. Ortak çalışmalar beni yükseltiyor. Farklı dillerde şarkılar yazıp söylemek ve ilerde bunlardan oluşacak bir world music albümü yapmak hayalim var. Sinemayla da çok ilgiliyim, sevdiğim yönetmenlerden birinin bir filminde küçük de olsa bir rolüm olsun isterdim. Reha Erdem, Nuri Bilge, Almadovar gibi… Belki bir müzikal… Her an her şey olabilirmiş gibi geliyor.
Katılmak isteyeceğiniz uluslararası bir festival veya müzik olayı var mı?
Glastonbury Festivalinde sahne almak isterim.
