Kripto telefonlar toplanıyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Bilim ve Teknoloji

Kripto telefonlar toplanıyor

TÜBİTAK bir yandan da üst düzey görevlilere dağıtılan kriptolu telefonları toplayıp inceliyor..

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kriptolu telefonların da dinlendiği yönündeki açıklamasının ardından TÜBİTAK hemen harekete geçti.


Başbakan, bakanlar ve devletin üst düzey görevlilerine dağıtılan tüm kriptolu telefonlar toplatılarak incelemeye başlandı. Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da TÜBİTAK'taki paralel yapılanma ve işleyişine ilişkin de çalışma talimatı verdi. Ayrıca TÜBİTAK'ta paralel yapının son 3 yıl içinde çok sayıda personeli işe alarak yapılanmaya gittiği, 4 yıl içinde 600 kişinin işten çıkartılıp 2 bin 200 yeni personel alındığı belirlendi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı ile konuştuğu kriptolu hattın bile dinlendiğini açıklamasının ardından TÜBİTAK'ta "kırmızı" alarm verildi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve devletin üst düzey görevlilerinde bulunan kriptolu telefonların hepsi toplatılarak nasıl dinlendiğine ilişkin bir çalışma başlatıldı. Kriptolu telefonlarda, dinlenilemez denilen "kırmızı" hattın, normal hat diye adlandırılan "beyaz" hat üstünden nasıl dinlendiği üzerinde çalışılıyor. TÜBİTAK; ODTÜ ve Bilkent'ten Elektronik ve Haberleşme Mühendisleri'nin de aralarında bulunduğu bir ekip kurarak kriptolu telefonları tek tek inceleyecek.

TÜBİTAK YAPILANMAYA GİTMİŞLER

Diğer yandan TÜBİTAK'ta paralel yapının son 3 yıl içinde çok sayıda personeli işe alarak yapılanmaya gittiği ortaya çıktı. 4 yıl içinde 600 kişinin işine son verildiği ve 2 bin 200 yeni personel alındığı belirlendi. Bu personellerin alımları sırasında, TÜBİTAK'ın imamı diye adlandırılan bir kişinin işe gireceklerden para da istediği iddia edildi. TÜBİTAK'a gelen ihbar mektuplarını değerlendiren Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve bakanlık yetkilileri, imamın nasıl çalıştığı, kimleri işe aldığı, stratejik görevlere kimleri getirdiğine ilişkin çalışma başlattı. Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında "Devletin kriptolu telefonlarını bile dinliyorlar. Bir Cumhurbaşkanı Başbakan ve bakanları ile konuşamaz. Değişiklik yapıldığı anda hortladılar. Bunlarla ilgili yasal süreci işleteceğiz. Bunların izini süreceğiz. Bunlar böyle kalamaz. Kaldığı sürece ailelerin mahremi diye bir şey kalmaz. Hukuksuz kayıtlarla binlerce kişiye şantaj yapabilirlerdi" demişti.

DOKUNUNCA KENDİ KENDİNİ YOK EDEN TELEFON

Boeıng firması, çok gizli görüşmeler için kullanılmak üzere tasarlanan ve kendi kendini yok etme özelliği bulunan bir telefon üretti. Cep telefonunun gövdesine müdahale edildiği takdirde, telefon otomatik olarak içindeki tüm verileri siliyor ve kendi kendini çalışmaz hale getiriyor. Boeing firmasının geliştirdiği telefon modeli Black (Siyah) adını taşıyor. Telefon daha çok, işadamları ve kişisel veriler konusunda kaygılı olan kullanıcıların kullanımını hedefliyor. Daha çok ürettiği uçaklarla bilinen firma, ABD Başkanı da dahil olmak üzere ABD hükümeti görevlileri için güvenli iletişim hizmetleri sunuyor. Bu model kitlesel kullanım için hazırlanmadığından fiyatı ve piyasaya sürülüş tarihi ise henüz belirsiz.

KRİPTOLARA ASKERİ CASUSLUK DAVASI ÜZERİNDEN ULAŞTILAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bakanların kriptolu telefonlarının dinlenmesi ve ses kayıtlarının hemen her gün internette yayımlanması, Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı ve TÜBİTAK gibi kritik kurumlara yönelik operasyonları yeniden tartışmaya açtı. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarındaki sanıkların avukatlığını üstlenen Hüseyin Ersöz, kriptolu telefonların nasıl dinlendiğinin ipuçlarının İstanbul'daki Askeri Casusluk davasında bulunduğunu ileri sürdü. TÜBİTAK'ta kadrolaşan personel vasıtasıyla kriptoların çözüldüğünü ve kayıtların servis edildiğini belirten Ersöz, özetle şunları söyledi:

*M.M., A.A.,C.H.B., Y.Ç. TÜBİTAK çalışanlarıydı. Gözaltına alındılar. Operasyonu yöneten ve iddianameyi hazırlayan, daha sonra görevden alınan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen'di. Savcı, 17 Aralık operasyonu savcısı Celal Kara'ydı. B.A., TÜBİTAK'ta diyetisyendi. Davanın sanığı oldu. Kritik hiçbir görevde yer almadı. Ancak eşi Yunan asıllıydı. Davanın kurgusu için elverişliydi. Aramalarda bu kişilerin bilgisayarlarına, bütün dijital medyalara ve cep telefonlarına el kondu. TÜBİTAK'ın elinde bulunan tüm kripto bilgileri ve programlar bu aramalar sırasında polisin eline geçti.

*Bu isimler hakkında askeri casusluk suçundan beraat kararı verildi. Bu isimlerin askerlerle hiçbir bağlantısı yoktu. İşte bu noktada, tüm kurgu davaların ana delili olan dijital dokümanlar devreye sokuldu. Davanın sanıklarından Albay İbrahim Sezer'e ait olduğu ileri sürülen CD'nin içinde kayıtlı dijital dokümanlarda isimleri geçen onlarca asker, TÜBİTAK çalışanları ile birlikte davanın sanığı haline getirildi.

*İşini düzgün bir şekilde yapan bu isimler, bu kurgu davayla TÜBİTAK'tan tasfiye edilmeseydi, paralel yapının devlet sırrı niteliğindeki bilgilere ulaşması da mümkün olmayacaktı.

*Çok daha büyük bir tehlikenin yakın olduğunu unutmamak gerek. 2009'da Genelkurmay'ın kozmik odasında yapılan aramada elde edilen bilgiler kimin elinde? İşte bu sorunun da hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar