Köşemden: Sn. Akıncı’nın Uyarısı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Köşemden: Sn. Akıncı’nın Uyarısı

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Doğrusu “iyi hazırlanmış” stratejisi iyi ayarlanmış, ağızdan çıkanı kulağın en iyi şekilde ve “haklısın” diyerek duyacağı bir konuşma yahut Rum tarafı ile BM’lerin dikkatine sunulan bir uyarıydı.

Buna karşın Sn. Akıncı’nın henüz “gemileri yakıp yakmadığını” bilemiyorum. Çünkü bu “konuşma” bir kanaat değil “yeni bir politikanın” habercisiydi.


KISACA diyordu ki Sn. Akıncı ODTÜ yaptığı konuşmada, “sorun olduğu sürece çözüm arayışı devam eder. Ne olacaksa müzakere edilerek olacaktır. Biz diyalog kapılarını ve BM’ler parametrelerini kapatacak değiliz.”

Ve ekliyor: “Bundan sonra ne olacağı konusunda çok netim: Herkesin gerçekçi olması lazım. Kıbrıs Türk halkı elli yıllık tecrübesinin ardından artık ayni yöntemler ve anlayışlarla bizi yine ayni sonuçsuzluğa götürecek bir müzakere sürecine girmez…”

Ve devam ediyor: “Böyle ucu açık 50 yıl daha sürsün yaklaşımı artık kendi kendini tüketmiştir… Ne olacaksa görüşerek uzlaşarak olacaktır. Sonuç “ayrılık” bile olsa görüşerek uzlaşarak olacaktır…”

BİR:   (Tabi elimizde konuşmanın tamamı yok ama olsa bile özde yorumlanacak “görüşler” zaten ortada.) Nitekim  Sn. Akıncı bir kez daha ifade ediyor. (Ki biz de ne diyorduk sürekli bu köşede?)  Türk-Rum halkı yan yana bu adada var olduğu ve çözümsüzlük sorunu da devam ettiği sürece müzakereler ve çözüm arayışları devam eder. Sn. Akıncı bu gerçeği vurguluyor.

İKİ: “Bundan sonrası için çok netim” diyor Sn. Akıncı. 50 yıldır devam eden sorunu yine sonuçsuzluğa götürecek bir müzakere sürecine girmem” diyerek de açık seçik “artık müzakerelere biz de kendi kırmızı çizgilerimizle oturacağız”  uyarısını yapıyor   ve bu kararlığını da “ne olacaksa görüşerek uzlaşarak olacaktır” diye ortaya koyuyor hatta sonuç “ayrılık” bile olsa!”

DÖRT: “Biz diyor diyaloga hazırız.” Tabi Güney’deki Başkanlık seçimlerini hatırlatarak o tarafın müzakerelere hazır olmadığını da ifade ederek öylesi bir atmosferde müzakereleri  seçim malzemesi yaptırtmayacağının da altını çiziyor.

KISACA: Algıladığım şu oluyor: Sn. Akıncı, Anastasiadis’li Rum yönetimini de aşıp kilise ve Rum halkı ile harmanlanan müzakerelerin sürekli başarısızlığa toslamasından bıkıp usanmış, restini çekmiş, BM’ler parametrelerinden vazgeçmem demiştir ama “eğer müzakere masasına oturursak artık kendi parametrelerimizi de ortaya koyacağız” uyarısını yapmıştır.

GERİYE  kalan soru şudur: “Bundan sonrası için nasıl bir çözüm istiyoruz? masaya garantilerle siyasi eşitliği asla tartışmamak koşulunda mı oturacağız? Dahası “konfederal sistem mi gelecek gündeme?”

_______________________________________________________________________________

SEÇİM GELİYOR: (AFİYETLER OLSUN, HAZMI TAAM  OLSUN!)

Seçim sathı mailine girdik mi? Henüz değil. Önce seçime katılacak siyasi partilerin “Özgürgün’le Erhürman” şokunu üzerlerinden atıp şaşkınlıktan kurtulmaları gerekecek! (Bazı parti başkanları daha çok ayılıp bayılmamak için   başlarına kurşun döktürebilirler!)

SIKINTIM nedir?  Ortada seçimin lafı bile yokken mevcut iktidara kimseler laf anlatamaz, aldı başını giden denetimsizlikler yanı sıra bundan sonra da  ne yapılırsa yapılsın ne trafik ne çarpık yapışlaşma ne pislik sorunlarının asla çözümlenemeyeceği gerçekler yaşanırken falan… Seçim propagandalarına girildiğinde bu ülkede hangi sorunun çözümünü umacak, hangi sorunun lafını edeceksiniz ki?

LAFIN kısası “biz “köşeciler” susarken  seçim sandığına soyunan adaylar konuşacak! Konuşacaklar da ne?

 Yeni  geleceklere  lafımız olmamalı! Ne var ki daha şimdiden “ben de adayım” diyenleri işittikçe “nevrimiz dönüyor!” “Tefecisinden üç kâğıtçısına… Dolandırıcısından sahtekârına… Toplum katlarında şaibe ile töhmetin altında olanlardan tutun da “işini gücünü bırakmadan eğer seçilirse işine gücüne daha çok iş güç katma fırsatı” bulacağının hesaplarında… Adaylığa soyunan komprador burjuvazisine kadar… Kimi ararsanız var! Seçmene kalan hangi cins ve markayı severse  seçip seçip sandıktan çıkarmak!

SONRA? Bilmiyorum! Memlekette hâlâ kapatılmadık arazi kaldı mı? Peşkeş çekilmedik toprak? Ham yapılmadık “yap işlet devret” numarasında elli yıllığına tahsisi yapılmadık evkaf malı?

YA yeni müşavirler? Müdürler, kaymakamlar, yeni istihdamlar?

Değil mi ki yeni bir iktidar gelecek. Elbette kadrolar da yenilenecek!  Yenilenirken de “hazmı taam olsun tabi ki ham yapılacak!

Sonra şöyle denilecek? “Belki etik değil ama yasaldır!” Eee, neme lazım demokrat memleket… Seçimimiz hayırlı uğurlu olsun!

_______________________________________________________________________________

KISACA TAKILDIĞIM: (MERAK BU YA!)  

Merak bu ya! Mağusa gölü diye bildiğimiz kışları su toplayan fakat gitgide parsel parsel iskâna açılırken bir ucuna apartmanlar, öteki ucuna yurtlar, diğer ucuna da  iki üç katlı evlerin yapıldığı bu yeşil alan kime aittir, nasıl dağıtılmaktadır, parasal gelirler devlet hazinesine hangi miktarlarda yatmaktadır?

Merak bu ya? Dün de yazdım, bazı okuyucular dediler ki yeniden yaz. Kimdir bu adam ki suçlarıyla nedeniyle bakanlar kurulu kararıyla KKTC’den ihraç ediliyor, ardından bakanlar kurulu kararıyla  yeniden yurda dönüyor ve yeniden olay çıkartıp yeniden tutuklanıyor. Böyle bir adam neden Bakanlar Kurulu tarafından yurda sokuluyor hem de ihraç edilmişken? Kimdir bu önemli adam?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar