Öntaç Düzgün, Mete Hatay ve Orhan Eskiköy’e aleni teşekkür ile başlamak istiyorum.
Hani vardır ya gurur duyulacak bir iş yapılır ve siz de o işe aitsiniz, aidiyet duygusu üzerinden mutlu olursunuz.
Bizde, tam bir kısır döngüye dönüşen belediye seçimlerinde “alternatif belediyeciliğin” nasıl olabileceğini anlatan çok iyi bir iş çıkardılar.
Üstelik, Türkiye’nin en sorunlu bölgesine, Tunceli’ye bağlı Ovacık beldesine gittiler. Silahlı çatışmaların günlük rutin içinde yer aldığı bir coğrafyada saatlerce yolculuk yaptılar.
“Oturduğu yerden ahkam kesenlere” inat gidip yerinde gördüler ve yazdılar, görüntülediler, ortaya mükemmel bir iş çıkardılar.
Ne için biliyor musunuz?
Havadis misyonuna denk düşen idealler için.
Halkı daha iyi ve daha mutlu ve daha güzel bir dünyada yaşatmanın mümkün olduğunu göstermek için.
Yaşadığımız yerden başlayarak, aslında değiştirerek ve dönüştürerek tüm dünyanın güzelleşebileceğini örnekleriyle anlatmak için.
Ve ders alması gerekenlere bu dünyada “alternatiflerin” de olduğunu kavratmak için.
***
İkincisi, alternatif gazetecilik / yayıncılıktır Öntaç Düzgün, Mete Hatay ve Orhan Eskiköy’ün yaptığı.
Bizim buralarda pek örnekleri kalamayan.
Masa başı gazeteciliğin mesleğe hakim olduğu, masa başında türetilen sloganların gazetecilik zannedildiği bir dönemden geçiyor Kıbrıs Türk basını.
Hani hep derim ya burnumuzun dibindeki küresel olaylardan bile bir haber “yerel medya” değil, daha beteri “lokal medya” durumu ile karşı karşıyayız.
Ve kumar baronları ile ihtiraslı sermaye sahiplerinin dört bir taraftan kuşattığı bir ortamda “bağımsız gazetecilik / yayıncılık” yapmanın her türlü zorluğunu yaşıyoruz.
Yönetenler, uzaktan seyredip, bu kavgada kimin galip geleceğini merakla bekliyorlar.
“Bağımsız gazetecilik / yayıncılık” istediklerini söylüyorlar ama baronları veya ihtiras sahiplerini de onaylamaktan geri durmuyorlar.
Her programa koşa koşa gidiyorlar, davet edip onurlandırıyorlar.
Kamuoyu önünde “bağımsız gazetecilik / yayıncılık sözü veriyorlar ama söz verdiklerini yerine getirmemek için köşe bucak kaçıyorlar.
İlkesiz ve kişiliksiz bir girdabın içinde sürükleniyorlar.
***
Hükümet üyelerinin tümü, sosyal adalet ve sosyal devlete inandıklarını tekrarlayıp duruyor.
Hükümet üyelerinin iki tanesi sosyalist olduklarını iddia ediyor.
“İddia ediyor” cümlesinin altını çizerim çünkü iddia ettikleri gibi bir “sosyalist icraat” henüz göremedik.
Ovacık Belediye Başkanı (Komünist Başkan) Fatih Mehmet Maçoğlu’nun anlattıklarını iyi okumalarını tavsiye ederim.
Havadis gazetesindeki yazı dizisi ve Çarşamba günü Havadis TV’de yayına girecek “Ovacık belgeseli” tam da onlar içindir.
Halk için neler yapılabileceğinin örnekleri ile doludur.
Yeter ki yapmak istesinler.
Hayat, haklıdan ve halktan yanadır…
