Köklü bir gelenek: 56. Limasol şarap festivali - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Poli

Köklü bir gelenek: 56. Limasol şarap festivali

 

Hasan Karlıtaş
Hasan Karlıtaş

29 Ağustos – 10 Eylül tarihleri arasında Lefke Turizm Derneği’nin öncülük ettiği, Limasol Şarap Festivali turuna katıldık. Köklü bir geçmişe sahip festivale geçen sene de katılmıştık. Festival kapsamında kurulan üç ayrı sahnedeki müzik eğlence, Kıbrıs şarkıları, halk dansları gösterileri, 1.5 ve 2.5 Euro karşılığında alınan bardaklarda kurulan noktalarda yapılan sınırsız şarap ikramı, müzik eşliğinde üzüm suyu çıkarma geleneği canlandırması, sergiler ve yeme içme üzerine düşünülmüş anlayış dikkatimizi çeken konular oldu. Festival alanındaki herkesin işitebildiği müzik yayını ve meşhur Vraka Adam Heykeli önündeki coşkulu danslar aklımızda yer etti…


 

KIBRIS VE ŞARAP

Kıbrıs ve şarap, tarih sürecinde ayrımaz bir ikili olarak, çok yakın ilişki halinde oldu. Yapılan araştırmalar neticesinde 5000 yıllık Kıbrıs Şarabı, Dünya daki en eski ve en güzel şaraplar arasında gösteriliyor. Dünyanın en eski şaraplarından biri olarak kabul gören, tatlı Commandaria şarabı, benzersiz özelliklerinden dolayı, haklı bir üne sahip. Limasol bölgesinde yetiştirilen, bu özel şarap, “kralların şarabı ya da şarapların kralı” olarak da bilinmekte. Bu sene 56. gerçekleştirilecek olan Limasol Şarap Festivali, Limasol Belediyesi öncülüğünde 1961 senesinden beri düzenleniyor. Festivale, Güney Kıbrıs’ın dört önemli şarap üreticisi olan Etko, Leol, Keo ve Sodap da katkıda bulunuyor.

Şarap Festivali, Leymosun karnavalı ile birlikte, Limasol’un en önemli etkinliği durumunda. Festival her sen üzüm hasadının sonuna doğru, Ağustos sonu ve Eylül başında yapılıyor. Karnaval ise şubat ya da mart aylarında, Kıbrıs’ın en kalabalık ve renkli gösterisi olarak adından söz ettiriyor.

 

DAHA UZUN VE SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN ŞARAP İÇİN

El Sanatları, yeme-içme ağırlıklı standlar yanında, dört firma haricindeki daha küçük bölge üreticileri de festivale katılıyor. Standlarda şarap tadımı yapmak da mümkün. Her yıl düzenlenen şarap festivali, “Daha uzun ve sağlıklı yaşam için şarap için” sloganıyla, Limasol Belediye Bahçesi olarak bilinen alanda düzenleniyor. Tabii ki, her içki tadında içildiği sürece anlamlıdır. Festivale, Şarap temalı sergiler, üzüm ezme faaliyeti, halk dansları gösterileri, yerel ezgiler ve farklı sahnelerde düzenlenen etkinlikler renk katıyor. Kıbrıs’ta üzümden yapılan, şarap haricinde, zivaniya, paluze, sucuk ve köfter kültürünü de unutmamak gerek… Üzümü ve ürünlerini yaşatmak, kültürü yaşatmak, demek… Girişin 5-Euro ücretli olduğu şarap festivalinde, kurulan standtlarda ticari yön bulunsa da, keyifli zaman geçirmenin uğruna göze alınmalı. Yerli halk yanında, yabancı turistlerin de festivale ilgisi oldukça yoğun. Özellikle hafta sonları gece 12.00 ye kadar devam etkinliklerde, binlerce insan, festival coşkusuna ortak oluyor.

 

ŞARAP MİTOLOJİSİ

Kıbrıs şarabı, tarihin farklı evrelerinde adından sürekli olarak söz ettirmiştir. Araştırmacı Strabo’nun yaşadığı dönemlerin öncesinde (MÖ 64/63 – MS 24) bile oldukça ünlüydü. Strabo “Coğrafya” isimli kitabında, Kıbrıs şarabıyla ilgili anakdotlar ve mitolojik söylencelere de yer vermiştir

Farklı anlatım şekilleri olsa da, benim farklı kaynaklardan yararlanarak düzenlemeye çalıştığım, insanoğlunun şarap ile tanışmasını anlatan mitolojik söylence şu şekildedir; Kral Ikarus, tanrı Dionysos’u gerçek kimliğini bilmeden, Atina ziyareti sırasında oldukça iyi ağırlar. Bu iyiliğin karşılığını vermek isteyen Dionysos, tanrıların içkisi olan ve ölümlülerin varlığından haberdar olmadığı şarabın nasıl elde edildiğini Ikarus’a gösterir. Ona şarap, hediye eder. Ikarus bunun sevinciyle, yolda karşılaştığı iki çobana, şarabından tatması için verir. Çobanların başı, şarabı içtikten belirli bir süre sonra, dönmeye başlar ve yere yığılır. Can havliyle Ikarios ve askerlerine saldırırlar. Böylece şarabın ölümsüzlerin içeceği olduğu ve ölümlülerin onu tüketemeyeceği kabul görür. Bu hikâye, Yunanca “Şarabı ilk kez içenler” yazısıyla birlikte, Baf kazasındaki “Dionysos’un Evi”nde, taban mozaiklerinde de anlatılmıştır.

Templer Şövalyeleri, Kıbrıs’taki “Büyük Komutanlık” (Grand Commandarie)larını kurdukları Goloş (Kolossi) kalesinde kendi şaraplarını üretmeye başlamışlar ve bu şarap da halk dilinde Gumandarga (Commandaria) adını almıştır. Dünyanın bilinen en eski şaraplarından olan Gumandarga, günümüzde Kıbrıs’ta özellikle Güney Kıbrıs sınırları içerisinde yer alan Limasol bölgesinde hala üretilmektedir. Bu şarap “dünyanın en güzel şaraplarından biri” olarak ün yapmıştır. Tarihsel bir dayanağı olmasa da, Osmanlı Hükümdarı şaraba düşkünlüğü ile bilinen, Sultan II. Selim’in 1571’de Kıbrıs’ın fethetmesinin nedenleri arasında Kıbrıs şarabı olduğu da söylenir…

Geçtiğimiz sene Levon Bağış tarafından Lefke Avrupa Üniverisitesi’nde gerçekleştirilen, şarap konulu sunumda, Bağış’ın şu sözleri aklımda yer ediyor. “Şarap sadece alkollü bir içki değil kültürdür.”

 

VRAKA MAN – DİZLİKLİ ADAM KIBRIS FİGÜRÜ

Festival girişinde yer salan, “Vraka man: Dizlikli Adam Kıbrıs Figürü” oldukça dikkat çekici. Festival hatırası olarak herkes önünde fotoğraf çektiriyor. Yaklaşık 7 metre boyundaki çalışma Kıbrıs kültürünü yansıtan başarılı bir eser. Vraka Adam yanında İngilizlere anlatım yapan kişinin şu sözlerine kulak misafiri oluyorum; “Drink wine for a longer life. or Drink wine for a better life.”

 

KIBRIS’IN EN HIZLI GELİŞEN VE DÖNÜŞEN ŞEHİRLERİNDEN LİMASOL

Limasol, Kıbrıs’ın güney kıyısında yer alan, Başkent Lefkoşa’dan sonra ikinci büyük şehir özelliğinde. 2015 nüfus sayımına göre nüfusu 101 bin dolayında olsa da, turist ve yaz dönemindeki artış ile 150 bini bulduğu tahmin ediliyor. Çevresinin tarihçesi neolitik döneme kadar, tarihlendirilse de şehir merkezindeki ortaçağ yapıları dikkat çekiyor. Şehirin dönüm noktası ile alakalı en çok anılan konu, 1191 senesinde, donanması rüzgara kapılan Arslan Yürekli Richard’ın nianlısı Berengaria’nın Kıbrıs’a sığınmak zorunda kalması neticesinde Isaac Kommenus tarafından maruz kaldığı muamele neticesinde Kıbrıs’ı ele geçirmesidir. Kilometlerce uzanan sahil yolu, Limasol Kalesi, Arkeoloji Müzesi, Camii, el sanatları müzesi, hayvanat bahçesi, Koloş Kalesi, Ağratur üssü, Ladies Mile plajı, limanı ve marinası en bilinen noktalarıdır. Turizm anlamında yaklaşık 100 bin yatağa sahip Güney Kıbrıs’ın, en önemli tristik yatak sayısı yine Limasol’da bulunuyor.

1974 öncesinde Kıbrıs’lı Türklerin de yoğun olarak yaşadığı yerleşim yerlerinin başında gelen Leymosun, kendine özgü yaşam koşulları, Türk mahallesi, cümbezi, kubbeli çeşmesi, garavolli tatlısı ve unutlmayacak renkli simalarıyla bambaşka bir kültür.

Limasol ya da Leymosun, 1974 sonrasında çok hızlı bir değişim yaşasa da, keşfetmesini ve hissetmesini bilen için o özel ruh halen bir yerlerde duruyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar