Kıbrıs’ta son köleler (Hafta sonu yazıları 8) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıs’ta son köleler (Hafta sonu yazıları 8)

 

Geçtiğimiz hafta içinde Başaran Düzgün ve Hüseyin Ekmekçi ile arabada gidiyoruz.
Başaran, purosunu içmek için sabırsız.
Hüseyin’in öyle bir derdi yok.
Ben de tütünsüz.
Canım asılıyor.
Neyse ki yol uzun değil.

Arabada ondan bundan konuşuyoruz.
Bir ara konu neydi hatırlamıyorum, ırk meselesi üzerine Hüseyin, Kıbrıslılarda ırkçılığın olmadığını belirtti.
Sonra, eskilerden dem vurarak,
-Biz onları “Arapçık” diye severdik, dedi.

Hüseyin’in bu hatırlatması aklımdan çıkmadı.
Gerçekten de öyleydi.
Arapçık…

Bizim yakıştırmalarımız kendimize özgüdür.
Teni biraz esmer olanı “Halayık” diye severiz.
Biraz daha koyu olanı “Arap” diye severiz.
Bu yüzden her evde Arap ve halayık çoktur.

Ama Arapçık başka.

Kimdi bu Arapçıklar?

Eski Lefkoşa’da sayıları çok değil ama Afrika kökenli siyasi ailelerin olduğu bilinir.
Hüseyin’in dediği gibi, bu “Arapçık”lara hiçbir zaman hor gözle bakmadı insanlar.
Öyle bir sorun olmadı.
Arapçık da Halayık da, buğday renkli de, beyaz da, hep birlikte güzellikler içinde yaşamlarını sürdürdüler.

Lakin geçmişte öyle değildi…

Eskiden kölelik vardı.
Bu köleliğin hukuku da mevcuttu.
Bir mal gibi alınıp satılıyordu “köle”ler…

Köleliğin tarihi çok eski.
Bazı tabletlerde bile kölelikten bahsedildiği anlaşılır.
Musevilik’te de, Hristiyanlık’ta da kölelik vardı.
İslam ise, ne kadar insanların eşitliğini dile getirse de, köleliği kullanmıştır.
Hz. Muhammed’in köle hukuku üzerine sözleri var.
Fakat konumuz bu değil.

Osmanlı Türkçesinde erkek kölelere “kul”, kadın kölelere de “cariye” denirdi.

“Uluslararası alanda köleliğin kaldırılması konusunu ilk ortaya atan
köle ticaretini yüzyıllarca koruyan İngiltere oldu. İngiltere 1807’de İmparatorluk ülkelerinde köle ticaretini yasakladıktan sonra 1814’te Fransa ile köleliğin kaldırılması için mutabakata vardı. Bunun sonucunda 1833’te İngiltere, 1848’de Fransa, 1858’de Portekiz ve 1863’te Hollanda, 1865’te ABD bütün kölelerin azat edildiğini duyurdu.” (*)

Bu gelişmelerin ardından Osmanlı 1857’de ilgili bir ferman çıkarmasına rağmen köleliği ortadan kaldırmadı.
Bu yüzden Osmanlı’ya kölelik konusunda dış baskılar sürüp gitti.
Tıpkı şimdi demokrasi konusunda olduğu gibi.
Kölelik tam anlamıyla Atatürk’le son buldu.

Kölelik hukukundan Kıbrıs’taki Türkler de payını aldı.
Azımsanmayacak sayıda Türk nüfusu, yanlarında köle barındırdılar.

Osmanlı’dan önce Lüzinyan, Ceneviz ve Venedik medeniyetlerinde de Kıbrıs’ta kölelik vardı.
Osmanlı gelince, bunları da kucağında buldu.

“Venedikliler zamanında, 1560 yılında, toprağa bağlı köle olarak bilinen pariciler 93.440 kişiyle ada nüfusunun % 33’ünü oluşturmaktaydı…” (**)

Osmanlı Kıbrıs’ında şer’iyye sicillerinden yapılan araştırmada (***) köle sahibi bazı ailelerin adres ve isimleri verilir. Bu kayıtlar 1800-1868 tarihleri arasını kapsar:
Lefkoşa Ayasofya mahallesinde Hacı İbrahim Ağa’nın kölesi Said.
Lefkoşa’nın Cami-i Cedit mahallesinden Abdullah oğlu Mustafa, kölesi Hasan.
Tophane mahallesinden Hacı Ahmet kölesi Mercan.
Lefkoşa’da Tahte’l-kale mahallesinden Hacı Hüseyin b. Abdi’nin azatlı kölesi Zenci Âlime bint-i Abdullah Hatun.
Kıbrıs Muhassılı Ali Ruhi Efendi’nin azatlı câriyesi Mâhire bint-i Abdullah
Hatun.
Lefkoşa’nın Ömeriye mahallesinden Hacı Ömer Efendi’nin azat etmiş olduğu kölesi Mercan.
Değirmenlik kazasının Abohor köyünden Yasakçıoğlu Yusuf Ağa’nın azatlı kölesi Zenci Mahbub.
Kaymakam Hafız Bey b. Halil Ağa’nın zenci kölesi Halime bint-i
Abdullah.
Lefkoşa’nın Ebu Kavak Paşa mahallesinden Hacı Abdülkadir’in azatlı kölesi Mercan.
Lefkoşa’nın Cami-i Cedit mahallesinden Necibe bint-i Abdullah’ın kölesi Süleyman.
Lefkoşa’nın Ömeriye mahallesinden mahkeme kâtibi Hüseyin Efendi’nin azatlı kölesi zenci Bahit. (****)

Buraya bir kısmını aldık…
Köleliğin son demlerinde azatlıklar sıklaşmış, artık o insanlar diğerleri gibi toplum içinde eşit muamele görür ve eşit muamele yapar olmuş…

Bu son köleler, 1800-1900 yılları arasında ve belki de kimisi 1900’lü yılların ilk çeyreğine kadar yaşamış olmalılar.
Kimilerinin ileri nesilleri de aramızdadır…

(*)KIBRIS’TA KÖLELiK (1800-1878), Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi,
Yrd. Doç. Dr. Güven DİNÇ, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
Dr. Cemil ÇELİK, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
(**) Aynı yapıt
(***) Aynı yapıt
(****) Aynı yapıt


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar