Ünlü oyuncu, televizyoncu ve şovmen Mehmet Ali Erbil, NTV sunucusu Gülay Afşar’ı, başrolünde yer aldığı “Türk Malı” dizisinin setinde ağırladı.
Mehmet Ali Erbil, NTV sunucusu Gülay Afşar’ı, başrolünde yer aldığı “Türk Malı” dizisinin setinde ağırlayarak zor geçen çocukluk dönemi, Ankara yılları, televizyona geçişi, Çarkıfelek başarısı ve evlilikleri üzerine samimi açıklamalar yaptı.
“3 yıldır karınca misali yazları çalışıyorum”
İş yoğunluğundan bahseden Erbil, “Karınca misali oldum 3 yıldır. Hep yazları çalışıyorum. 3 yıldır Çarkıfelek yapıyordum. Ama bu sene birazcık kanal zorladı ve yanına bir de dizi ekledik. Tabi ki yoruluyorum. Yaş artık kabul etmiyor” dedi
“Türk Malı’nda kanalın genel müdürünün iknasıyla ve Şafak’ı çok sevdiğim için rol aldım”
Reyting listesinde başarılara imza atan “Türk Malı” dizisinde Bahattin karakterine hayat veren Erbil, yoğun tempoya katlanmasının nedenlerini şöyle açıkladı: “Diziye beni kanalın Genel Müdürü Ömer Özgüner ikna etti. Şafak Sezer’le olması benim için özendiriciydi. Şafak’ı çok seviyorum ve de çok yetenekli buluyorum. Tepkileri de görünce, o yorgunluğu bir az olsun unutuyorsun.”
“eşlerimle ayrılırken bile dost kaldık, hiçbiri bana kıyamaz”
Dört kez evlenip boşanan Erbil, ayrıldığı eşleriyle arkadaş kalabildiğinden bahsetti. Eski eşi Nergis Kumbasar’la aynı dizide rol alan oyuncu dostluklarının hiç bozulmadığını da ekledi. Erbil sözlerine şöyle devam etti: “İnsani ilişkiler çok önemli bizde. Biz ayrılırken bile dost kaldık. Hiç kimse kıyamaz bana. Ben de gereken rollerimi oynadım ama evliliği pek beceremedim.”
“çocukluğum travmalarla dolu olduğu için evlilik hayatımda zorlandım”
Boşanmış bir anne babanın oğlu olan ve yatılı okullarda büyüyen Erbil, yürümeyen evlilikleriyle ilgili, “Çok normal bir aile düzeninde yaşamadım. 5 yaşımdan beri annem babam ayrıydı. Sonra yatılı okul… 14 yaşındayken ranzada, Allah’ım evleneyim ve hiç ayrılmamayım, diye dua ederdim. Bütün bunlar insanın psikolojisini de dengesini de etkiliyor. Bütün bunlar insanın geleceğini de etkiliyor. Özellikle de evlilik ilişkisinde o sevgiden yoksun olmak, sevgiye aç olmak, onu görememek dolayısıyla da gösterememek belki de doğal bir şey” dedi.
“babamın kucağında oturduğumu hiç hatırlamam”
Tiyatro ve sinema oyuncusu Saadettin Erbil’in oğlu olan ünlü şovmen babasının otoriter tutumuyla ilgili şunları kaydetti: “Babam tam bir Osmanlı erkeğiydi. Belki beni çok seviyordu ama o günün koşullarında öyle bir terbiye almıştı. Ben babamın beni kucağında oturtup sevdiğini hiç hatırlamam. Bu gerçekten acı bir şey. Şimdi ben bunun tam tersini çocuklarıma doğdukları günden itibaren göstermeye çalıştım. Ali Sadi 11 yaşına geldi, hala bensiz uyumaz.”
“14 yaşında Ankara Devlet Konservatuarı’na girdim, sınıf arkadaşlarım 20 yaşındaydı”
Cüneyt Gökçer’in keşfiyle “Küheylan” oyununda 17 yaşında ilk başrolünü sergileyen Erbil, Ankara Devlet Konservatuarı’nda geçen günlerini anlattı: “Ben 14 yaşında girdim, sınıf arkadaşlarım 20 yaşındaydı. Tiyatro aşkım, tiyatro sevgim muhteşemdi filan diyemeyeceğim, çok primitifti. Ama her zaman parmakla gösterilirdim. Terzi de olsam o yörenin en meşhur terzisi olurdum. Cüneyt Gökçer hocam belki de bu yüzden beni Küheylan’ın başrolüne seçti.”
“Yeşilçam’daki karakterler artık yok, değerlerini bilemedik, bilemediniz değerli halkım!”
Yeşilçam dönemini sevgiyle anan Erbil’in bir de serzenişi vardı: “Yeşilçam’daki karakterler maalesef artık yok. Vahi Öz, Ahmet Tarık Tekçe, Adile Naşit, Münir Özkul… Hiçbirinin karşılığı yok, kimler oynuyor dizilerde! Değerlerini bilemedik, bilemediniz değerli halkım!”
“televizyonda ilk müzik eğlence programını Derya Baykal ile birlikte sunduk”
Ankara’daki okul yıllarının ardından TRT İstanbul stüdyolarında çalışmaya başlayan Erbil o günleri şöyle anlattı: “Derya Baykal ile ilk müzik eğlence programını yapmışız. Bu düşündüğün zaman gerçekten hiç azımsanacak bir şey değil. İzzet Öz o dönem beni keşfetti ve bu programı Derya ve bana yaptırdı. Çiğdem Tunç’la müzikal döneminde bir aradaydık. Onunla hala akraba gibiyiz, ayrı ayrı işler yapsak da sevgimiz hiç bitmez.”,
“Kıbrıs’ta bir sokağa adımı verdiler, sokak ne çıktı tahmin edin?”
20 yıldır KKTC’de sahne alan Mehmet Ali Erbil, Kıbrıslıların sevgisini esprili sözleriyle dile getirdi: “Dediler ki hizmeti çok Kıbrıs’ın tanınmasında özellikle turizmde. Bir sokağa ismimi verdiler. Allah dedim razı olsun. Sokak ne çıktı? Çıkmaz sokak! Yolun sonu bana çıkıyor.”
“5 yıl üst üste Cannes’da birinci oldum. ABD’den ve İsrail’den teklif aldım”
Formatı dünyadan alınan “Çarkıfelek”i başarıyla ülkemize uyarlayan, yıllardır da yapmaya devam eden Mehmet Ali Erbil’in ünü sınırları çoktan aşmış. Ünlü şovmen bu başarının detaylarını da anlattı: “Cannes’te, CBS’in tüm game showlarının arasında Çarkıfelek’le 5 yıl üst üste ödül aldım. Esas format sahipleri İngilizcemi geliştirip orada sunmam için çok ısrar etti. İsrail’den teklif aldım, gel Türkçe sun dediler. Gitmeyi hiç düşünmedim. Biz ülkemizi seviyoruz, ülkemizde bizi sevsin!”
“Kahpe Bizans, Türk sinemasının dönüm noktasıydı”
90’larda ve 2000’lerin başında birçok filmde de rol alan Erbil, “Yabancı filmlere karşı çok ezik vaziyetteydik. Türk sinemasının dönüm noktasıydı Kahpe Bizans. Ondan sonra bir gişe oluşmaya başladı. Kahpe Bizans’la biz 100 salonda 2,5 milyonun üzerinde seyirci yaptık, şimdi 600’ün üzerinde salonla yapılıyor bu rakamlar. Hababam Sınıfı yaptık 3,5 milyon, 200 sinemayla.”
yeni Kolpaçino filminde Mehmet Ali Erbil de var!
Sinema konusunda artık seçici davrandığını söyleyen Erbil bir müjde de verdi. Erbil, “Şafak, Temmuz sonu Ağustos başı gibi film yapalım diyor. Bakalım nasıl olacak? Kolpaçino da olmayı çok istiyorum. Bana özel rol yazıyolar!” dedi.
“bu hastalık dünyada 70 kişide, Türkiye’de bir tek bende”
Sohbetin sonunda sağlığına da değinen Erbil, “Kapiller lying sendrom hastalığı dünyada 70 kişideymiş, Türkiye’de bir tek bende. Kaçış sendromu demek, yani damarlardan su kaçıyor, bağışıklık sistemini çökertiyor. Neyse ki Fransa’daki doktorum hastalığın ilacını buldu” dedi
