Dünyada Korona salgını durmak yerine artmaya devam ediyor. Özellikle nüfusu fazla olan ülkelerde virüs hala can alıyor.
Korona’nın, Amerika, Brezilya , Rusya ve Hindistan’daki yayılma hızı , tüm insanlığı endişeye sokacak boyuttadır.
Çevremizde, Türkiye ve İran’da alınan tedbirlerle koronanın yayılma hızı kesilmeye çalışılıyor.
Türkiye’de son olarak yine sert tedbirler yürürlüğe girmeye başladı.
Sokaklarda maske takmayan insanlara 900 TL ceza kesiliyor. Bu maske takmayanlar sorumsuzluklarına devam ederlerse, cezanın arttırılacağı ve bunun 3000 TL civarında olacağı konuşulmaktadır.
Koronaya karşı korunma tedbirleri ve yaşamsal olan ekonomik faaliyetler, bugün tüm dünyada büyük bir çelişkiye yol açmaktadır:
Korona ya karşı koruyucu tedbirler, izolasyon politikalarını ön plana taşırken, ekonomik faaliyetler ve tüketim toplum ağırlıklı yaşam tarzı, dışa açılmayı, dünya ile bütünleşmeyi gerektirmektedir.
Bu iki unsur, önemli çelişkileri de içerisinde taşımaktadır.
Kapanarak, kendimizi ve etrafımızı koruyabiliriz. Ancak birçok ülkenin toplumsal yapısı ve bu devletlerin sosyal devlet politikalarından uzaklaşmaları, insanları daha açık ve iç içe bir yaşama zorlamaktadır.
Kışa doğru bütün ülkelerde ikinci ve üçüncü korona virüs dalgasının yaşanacağı şimdiden bellidir.
Kendi ülkemizde görülmese bile, korona dünya çapındaki rekorlarını yenilemeye devam etmektedir.
İnsanlık korona ve benzeri salgınlara karşı mücadele ederken, kapanma yerine açılımı destekleyecek politikaları, ekonomik zorluklar nedeniyle ön plana geçirmek zorunda kalmaktadır.
Koronaya karşı aşılar bu nedenle acilen insanlığın hızmetine sunulmalıdır.
Kapitalizmin vahşi sömürü politikaları, sağlık alanına gerekli yatırımların yapılmasını dünya çapında engellemiştir. Bu politikaların geri plana itilip, toplum sağlığını esas alan yeni politikaların ön plana geçebilmesi için, insanlığın yeni bir özgürlük ve devrim dalgasına ihtiyacı vardır.
Korona dan sonra dünya aynı dünya olmayacaktır sözleri içi boş sözlerdir. Bu sözlerin yeni politikalarla ve radikal düşünce akımlarıyla desteklenmesi gerekmektedir.
Kuzey Kıbrıs gibi küçük alanların kapanarak koronadan sağlık alanında fazla etkilenemeyeceği, geçen aylarda yaşanarak öğrenilmişti.
Bu yaşam tarzının sürdürülemeyeceği, üretim ve dağıtım potansiyelimizin yetersizliğiyle de iyice açığa çıkmıştı.
Turizm sektörü, eğitim sektörü ve ticaret Kuzey Kıbrıs’ta ekonomiyi döndüren ana güçlerdir.
Tedbirle beraber, bu ana güçleri harekete geçirme, Kuzey Kıbrıs için gereklidir.
Kapanma, Kuzey Kıbrıs’ın havasız kalmasıdır. Açılım ise sağlık problemleri ve potansiyel tehlikeleri gündeme getirecektir. Bu iki faktörü bilinçli bir şekilde birleştirmekten ve yeni tedbirlerle ekonomiyi harekete geçirmekten başka bir yol yoktur.
.
