Sözün kıymetini “lal” olandan,
Ekmeğin kıymetini “aç” olandan,
Aşk’ın kıymetini “hiç” olandan öğren
Şems-i Tebrizi
Bazen anlatmakta zorlandığımız, tam olarak ifade edemediğimiz duygular, anlar yaşarız.
Ya üzülmüşüzdür
Ya sevmişizdir
Ya haksızlığa uğramışızdır
Ya susmuşuzdur
Ya, lal olmuştur cümleler
Ya da,
Bir hiç!
Uzayıp giden aç yüreklerde…
Bazen bir cümle anlatır
Bazen bir şarkının dizeleri
Bazen bir dostun kahvesinde dökülür tüm duygular.
Bizi anlatan,
Sarıp sarmalayan şiirler.
Ruhumuza tek tek dokunan notalar.
Burunda sızlasa da sevdalar
Düşünmeden ağızdan çıkan sözler
Kırılmıştır sevdim diyen dudaklar.
Aylar birbirini kovalarken
Çiçekler gönülde solarken
Rüzgarlar kapıları döverken
Yağmurlar inceden çiselerken
Ömür bir kum saati misali
Akıp giderken…
Kah tok,
Kah aç iken
Kiymetini biliriz bir lokma ekmeğin.
Şükrederiz elimizde ki nimetlere.
Zaman can çekişirken içimiz de
Aç yüreğimizin iniltisini duyarken usuldan
Biriktirdiğimiz hayalleri tüketirken sol yanımızdan
Etrafımızda ki kalabalıktan
Süslü iltifatlardan
Karnı tok
Gözü aç’lardan
Vefasızlıktan,
Avuçlara dökülmüş gözyaşlarından
Geriye kalan,
Henüz doğmamış,
Umutlar…
Yağmurun gözyüzüne isyanı gibi,
Akan bir sel’in coşkusu gibi
Bir damla suyun,
Bir “can” olması gibi
Gecenin karanlığının ay’ı
Gündüzün güneşi gibi
Öldüm deyip deyip yaşamak gibi
Bu dünyadan hiç göçmeyecekmiş gibi
Her” bitti” dediğinde,
Yeniden “başlamak” gibi
Düştükçe,
Yeniden kalmak gibi
Her adımda biraz daha tecrübe etmek gibi
Yıllar su gibi akarken
Geriye dönüp baktığımızda
Daha dün gibi
Artık ben oldum derken
Bir “HİÇ” olduğunuzu öğrenmek gibi…
Daha fazla para, Daha fazla güce sahip olmak
Yetinmemek,
Daha fazlasını istemek
Kendi farkındalığımızı kaybettiğimizin göstergesidir.
Hayatımızı algılarımıza göre şekillendirip,
Mutluluğu maddiyatta arıyoruz.
Gerçek değerleri
Gerçek emeği
Gerçek dostluğu
Gerçek Aşk’ ı
Yitiriyoruz.
İçimizde ki gerçek mutluluğu kaçırıyoruz.
…..
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-Kimsin?
“Hiç” demiş Hoca. “Hiç Kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce bu defa Hoca sormuş:
-Sen kimsin?
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş gene Hoca.
-Herhalde vali olurum.
-Daha sonra?
-Vezir
-Daha daha sonra ne olacaksın?
-Bir ihtimal sadrazam olabilirim.
-Peki ondan sonra?
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “HİÇ”
-Daha niye kabarıyorsun be adam!
Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım:
“Hiçlik Makamında!”
…..
Herkes bir şey olmaya çalışıyor,
Sen bir “HİÇ” OL.