Lüzinyanlar’la Tekeoğulları’nın birbirlerine karşı saldırı ve savaşlarını Poli dergisinde aktarmıştık.
Bu Tekeoğulları, Oğuz Türklerinden gelme Türkmenlerdi.
1360 yıllarında Lüzinyanlar Antalya ve çevresine saldırılar düzenlerken, Teke Beylikleri de Kıbrıs’a saldırıyor hatta Pendaya ile Karpaz’a çıkarma yapıyorlardı…
…
Aradan yıllar geçecek Kıbrıs Kralı Janus olacak onun da başı Mamluklular’la derde girecekti.
1400’lerin ilk çeyreğinde Memluklular Kıbrıs’a saldırmaya karar verince Leymosun’a çıkmışlardı.
Hedefleri daha içerilere gidip Lefkoşa’ya kadar varmaktı.
Lefkoşa zengin, varlıklı bir yerdi.
Ganimet dürtüsü Arapları ta oraya kadar sürükleyecekti ve adanın birçok yerine…
…
İşte bu olaylar sırasında Kral Janus’un yanında güçlü kuvvetli, eli sağlam kılıç tutan bir delikanlı vardı.
Anlatılanlara göre ona “Teke’nin oğlu” derlermiş.
Bir yazarın da dediği gibi büyük ihtimal bu Teke’nin oğlu, o Teke Beyliklerinden gelme biriydi…
…
Daha önceleri Pendaya ve Karpaz’a çıkıp buraları yakıp yıkan Tekeoğulları askerlerinden ölenler var mıydı bilmiyoruz.
Ama bir “Teke’nin oğlu” nun elli altmış yıl kadar sonra Kıbrıs Kralı Janus’un yanında bulunacağı, onun adına Araplarla çarpışacağı ve henüz genç yaşta iken cansız bedenini de Kıbrıs’ta bırakacağı düşünülemezdi diye düşünülebilir mi bilemiyoruz.
Gerçi bu konudaki hikaye oldukça yetersizdir ki ne söylesek, nasıl yorumlasak yanlış da olabilir.
Başka bir şey daha vardı.
O dönemleri yaşamış olan tarihçi Mahera’ya göre Arap ordusu içinde 2000 tane Türkmen savaşçı bulunuyordu.
Acaba o genç Tekeoğlu’nu bu Türkmenler’den biri öldürmüş olabilir miydi?
…
Lefkoşa Leymosun arasında karargah kuran Kral Janus Memluk askerleri ile savaşmak niyetindeydi.
Beklenen an gelmiş Memluklular bir tepede görünmüşlerdi.
Yıl 1426.
Olay şöyle:
Kral büyük bir cesaretle ordusunu Arapların üzerine sürer ve onlara epey zayiat verir.
Bunun üzerine Araplar gerisin geriye kaçmaya başlarlar.
Kralın ordusu acemi olmasına rağmen başarı elde eder ancak acemiliği yüzünden geriye çekilirken sağa sola savrulup kaçışır.
O kargaşa içinde olmalı Kralın ordusuna mensup bir süvari Tekeoğlu’nu tanımayıp onu Arap sanarak üzerine çullanmaz mı?
Anlatıldığına göre bu öyle bir çullanmaydı ki genci vücudu mızrak ve kılıç darbeleri ile delik deşik edilir, Tekeoğlu oracıkta can verir…
…
Belki de bu topraklarda ilk ölen “Türk” odur, kim bilir…
