Ne zaman “BM’ler” diye söze başlayacak olsam bu 165 üyeli dünya örgütünün sayesinde dünyanın başına neler geldiğini düşünürüm!
“Doğanın” bile karmakarışık rejim bunalımına girdiği, yazlarla kışların birbirine karıştığı, savaşların ve mülteciler dramlarının yaşandığı dünyamızda hiçbir siyasi ve insanlık sorununu çözemeyen BM’lerin şimdilerdeki Genel Sekreteri Guterres’in “Kıbrıs sorununa yönelik ısrarlı ilgisini” anlayamıyorum!
NİTEKİM Crans Montana’dan beridir rölantiye alınan sorun bakıyoruz ki Guterres’in çabasıyla fakat bu kez “tehlikeli madde” çağrışımı yaparcasına başına “stratejik” kelimesini de alarak müzakere masasına taşınmak isteniyor!
Nitekim deniyor ki haberlerde “Guterres’in 2 Haziran 2017’de Crans Montana’da sunduğu altı maddelik stratejik anlaşma ve kapsamlı çözüme hazırlık çerçevesi müzakerelere zemin teşkil edecektir…”
Guterres’in yeni özel danışmanı bayan Lute bu stratejik anlaşmaya zemin oluşturmak için de yakında adaya gelecektir!
Ve ardından politik atraksiyonlarıyla oynaşan kelimeler dizileri!” Ki yan yana geldiler mi “son aşamada yapılacak “referandumdan cırlamaya, “TC’nin garantisinden” vazgeçmeye kadar Rum tarafının istediği ne varsa hepsi de var!
ANLAYACAĞINIZ biz başımızı kuma sokmuş kıçımızı ayazlatırken, Kıbrıs sorununu nasılsa çözebileceğine inanmış Guterres, bir türlü “2004’lerin Genel Sekreteri Annan” gibi “çözüm planına” adını kazıyamamanın sukûtu hayalinde uğraşa didine nihayet adının yer aldığı “Guterres Stratejik Çözüm Planının” sahibi oldu! Bundan sonra masaya oturacak olanlar, Türkiyesiz bir Kıbrıs yaratmak ve Kuzeyin bir bölümünü Rum’a hediye Etmek karşılığında siyasi eşitlikten de feragat eden Türk tarafının himmet ve destekleriyle Guterres planını hayata geçirmek için müzakerelere devam edecekler! Hem de bu müzakereler “stratejk” olacaktır haa!
**********
GARİBANI DÖVİZ DE VURUR TL’DE!
Müdürlük kapıları önünde iki üç kuruşluk kredi talebi için ellerimiz göbeğimizde kavuşturulmuş.. Yüzümüze kondurduğumuz “çaresizlik” ifadeleriyle bekleştiğimiz.. Velinimetimiz bankalar… Henüz döviz vurgunu karşısında “kimi koruyup güvenceye aldığı belirsiz” bir kararla TL bazında faizlerini yükseltmeye başladılar!
Nitekim dün Mağusa’daki bir banka da siftah bismillah “kredi faizlerini yüzde 19’a yükselttiğinin ilmü haberini gönderdi bize kapalı zarfın içinde!”
PARA’dan anlamam! Fakat para ile oyun oynanmayacağını bilirim! Neyse ki sizin oynayıp oynamamanızın tırnak kadar kıymeti harbiyesi yoktur! Sizi döviz vururken de oynatırlar, TL ile de!
Kısaca eğer mal ve hizmetlerine artan döviz kurları oranında zam yapan tüccar yada işadamlarıyla bankacılar sınıfından değilseniz; ister sigortalı olun ister sabit ücretli! İster dövizle borçlanın isterseniz TL ile! Pahalılık oranında maaşlarınıza zam yansıtılmazsa ayvayı yediniz demektir!
NİTEKİM başladı işte: Haberlere göre “Bankalar kredi faizlerini yükseltmeye başladılar!.. Bu yıl zor geçecek deniyordu inanmıyorduk meğer doğruymuş! 2017’i aratacak galiba…
*****
BİR umut var ama: Tatsız faiz artışları haberleriyle ayni anda, bir süredir beklenen KKTC-TC Ticaret Odası Forumu” oluşturulmasına yönelik iki devlet arasında protokol imzalandı.. (Gerçi yıllardır TC ile KKTC arasında Mali ve ekonomik protokoller yapıldı ama uygulanmadıkları için tırnak kadar faydaları olmadı) belki bu sonuncusuyla göl maya tutar!
BU yeni Ticaret anlaşmasını henüz okumadım, incelemedim.. Ancak KKTC sosyoekonomik yönden gitgide kısırlaşır ve Güney’deki ete bile muhtaç duruma gelirken Türkiye ile hem ticari hem de ekonomik konular yanı sıra “akıllı yatırımlarla” sosyoekonomik yapısını genişletip hacimlendirilmesi gerekiyor..
ÇÜNKÜ özellikle son yıllarda KKTC’de TC sermayesi ile yatırımları artar, sürekli aleyhimize gelişen TC’den ihracatla üretimimiz olumsuz etkilenip zayıflarken; bu tip anlaşmalara çok ihtiyacımız vardır.. Bunu da ancak bizatihi Türkiye’deki yetkililerle pişirip kortacağız ki son anlaşma “büyük ekonominin küçük ekonomiyi elinden tutup kaldırması olacaktır!” Yahut biz öyle zannediyoruz ve gelişmeleri merakla bekliyoruz çünkü geçmişte de yığınla “mali ve ekonomik protokoller imzalanmış” ama uygulama girişimi şansı bile bulamamışlardı!
**********
KISACA TAKILDIĞIM: ERHÜRMAN’DAN ÖNCE VE SONRA!)
Bu defa Sn. Erhürman desteksiz attı! Ve dedi ki “50 yıllık sorunlar 50 günde çözülemez…”
Yapmayın Sn. Başbakan! Sizin o elli yıl değdiniz zaman diliminde bu adada ilk kez “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle özgür ve egemen bir Türk devleti oluştu!”
İlk kez anayasası, meclisi ile çok partili, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik düzenler kuruldu..
İlk kez (zaman zaman canımızı sıksalar da) kendi belediyelerimizin, polisimizin, okullarımızın, sağlığımızın, üniversitelerimizin, turizmimizin kısaca varlığımızın sahibi mutlakı olduk!
Kaldı ki Sn. Erhürman o elli yılın içinde Soyer hükümetinden Yorgancıoğlu hükümetine, oradan Kalyoncu hükümetlerine kadar CTP ağırlıklı hükümetler de geldi geçti siyaset hayatımızdan! (Sizce onlar da mı 50 yıllık sorun yaratanların suçlusudurlar? Ki temizle temizle temizleyemiyorsunuz!)
YANİ Sn. Erhürman şimdi şöyle mi diyelim: “Bu ülkede milattan önce elli yıl gelip giden iktidarlar vardı memleketi mahvettiler!.. Milattan sonra gelen Erhürman hükümeti enkaz buldu ama düzeltecek inşallah! Demek ki neymiş KKTC’nin tarihi? “Erhürmandan önce elli yıl ve Erhürman hükümetinden sonrası yıllar!..” Hadi görelim bakalım, ispat et iddianı!