Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, hem Kamu Hizmeti Komisyonu hem de YÖDAK çok tartışılmıştı.
KHK’daki şaibeli sınavlar ve sahtelenen başbakan imzası…
YÖDAK’ta ise, başkan ataması.
Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, bu ülkenin bir değeri.
Hayatı ,akademilerde, dirsek çürüterek geçti.
İz de bıraktı.
Ama, gelin görün ki…
YÖDAK Başkanlık süreci, tam bir skandal…
Akademik hayatının neredeyse tamamının geçtiği Yakın Doğu Üniversitesi…
YÖDAK Başkanı oldu olalı, hem kendisi yıpranıyor, hem de YDÜ ailesi.
Girne’de ansızın ortaya çıkan Girne Üniversitesi, yargı kararları ve YÖK yaklaşımlarına rağmen, ancak YÖDAK yardımı ile ilerledi.
YÖDAK, Yüksek Öğretim Denetleme ve Akreditasyon Kurumu…
Lakin…
Ülkedeki görevi, üniversitelerin sağlıklı büyümesi, birbiri ile “eğitimde rekabet etmesi ve kalitenin yükselmesi” olması gereken YÖDAK…
Şimdi büyük bir kavganın tarafı.
Gökçekuş ve diğerleri…
YDÜ ve diğerleri…
Gökçekuş YÖDAK Başkanı oldu olalı, “YDÜ’nün kayrıldığı” tartışılıyor.
YDÜ’ye de yazık, Gökçekuş’a da…
İlk günden bu yana atılan adımlar da bunu besliyor.
Girne Amerikan Üniversitesi, Girne Üniversitesi’ne yönelik ciddi bir hukuk mücadelesi başlattı.
Kazandı da…
Ortada Yüksek İdare Mahkemesi’nin de kararları var.
Başta YÖDAK olmak üzere, Yüksek İdare Mahkemesi kararını paspas eden edene…
Yaşananlar, “yargıyı da yıpratır” noktaya geldi.
YÖDAK güvenirliği, bizzat YÖDAK üyeleri tarafından “artık bu kuruma güvenmeyin” diye kamuoyuna sunulurken…
Şimdi, yargı da tartışılmaya başlandı.
“YİM kendi kararını takip etmiyor… Hiçbir devlet kurumu YİM kararına uymuyor…”
Buradan bakınca…
YÖDAK yıpranmış ve güvenilirliğini yitirmiş…
GAÜ hakkı yenmiş, YİM kararı ile bunu doğrulatmış ama uygulama yok, yıpranıyor.
Yargıya güven tartışılmaya başlanmış…
YDÜ ve “Girne Üniversitesi” hayda hayda yıpranıyor.
Nasıl oluyor tüm bunlar?
YÖDAK’ın uygulamaları nedeniyle…
Akıncı nasıl alsın?
Hüseyin Gökçekuş’u Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı atamadı…
Sürpriz bir şekilde, Derviş Eroğlu atadı.
Tüm üniversitelerin muhalefetine rağmen…
Uzun süredir, KTÖS, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya baskı yapıyor…
“Gökçekuş’u görevden al…”
“Hukuk içerisinde kalacağıma söz veriyorum” diyen bir Cumhurbaşkanı var.
Şimdi, “yasal gerekçe yokken” Gökçekuş görevden alınabilir mi?
Alamaz…
Nasıl alsın…
Ama girişim yaptı…
Şu gözlerden kaçmasın…
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, uygulamalardan rahatsız…
YÖDAK’ın attığı adımlardan rahatsız…
YÖDAK yapısından rahatsız…
Başındaki isimden rahatsız…
Başsavcılığa yazı yazdı…
Başsavcılık ise, “YÖDAK Başkanını görevden alacak bir durum olmadığını” belirtti.
“YÖDAK görev ve yetki alanları içerisinde, ama YDÜ’nün kayrıldığını” bilen ve bunu ima eden bir Cumhurbaşkanlığı makamı var.
Başsavcılık ise, “görevden alınma” koşullarının oluşmadığını söylüypr.
Yani çalmamış, çırpmamış falan…
Bu, “Cumhurbaşkanı sayın Mustafa Akıncı’nın, YÖDAK Başkanı Gökçekuş’u görevden almak istediği ama yasal zemin bulamadığı gerçeğini” değiştirmez.
Gökçekuş ne bekliyor?
Esas soru da bu…
Gökçekuş ne bekliyor?
YDÜ ve “Girne Üniversitesi” dışındaki tüm üniversiteler kendisine hakaret ediyor.
YİM, aldığı kararları dolaylı da olsa yanlış buluyor.
“Adam kayıran” pozisyonuna düşmüş.
“Yancı” muamelesi görüyor.
Hiçbir üniversitede itibarı yok, kapılarından içeriye giremiyor.
Yönetimdeki diğer akademisyenlerle ortak toplantı dahi yapamıyor.
Denetimlere yanında kimse gitmiyor.
Cumhurbaşkanı da kendisini görevden almak için, “koşul arıyor…”
Böyle bir ortamda, Gökçekuş’un YÖDAK başkanlığına devam etmesinin mantığı nedir?
Ne gerek var?
Anasının karnından “YÖDAK Başkanı” mı doğdu?
Yıllar içerisinde oluşan kariyerine yazık eden bir duruma düştü sayın Gökçekuş.
Bunu ben değil, meslektaşları söylüyor.
Gökçekuş’un “pervasızca birilerine yaranma çabası” ortaya çıkıyor bu tabloda.
Maalesef, ülkedeki üniversitelerin akademik olarak birbiri ile yarışması, seviyesinin yükselmesi falan hak getire.
YÖDAK bu misyonundan şimdi çok uzakta.
Bu yapı ile de bunu başaramaz.
Gökçekuş’un yerinde ben olsam, kendimi bu duruma düşürmem…
Bu tartışmanın öznesi olmam.
Zarar vermekten vazgeçerim…
Gereğini yaparım…
İstifa ederim…
