‘Gitmek,
O olmaktan göçmektir‘
Gitmeler en çok akşamüstlerinin bilincine karışır ve yalnızlaştırır yosun kokan perdelerini evlerin. Pancurlardan sızan son ışıklara biten bir günün son kesitleri bulaşır. En çok bu saatlerde zorlaşır hafızalara yer eden kareleri kovmak pencerelerden. Eflatun kokulu akşamüstlerine siner dizeler. Bulutlanır ranzasız odaların örtüleri, demir parmaklıklara benzeyen sözler uç verir. Orhan Veli mahalledeki akşamlara seslenir bu saatlerde:
Kımıldanır mahallemin daralan ruhu
Basma perdelerimde gün batarken…
Gitmek bir çocuğun bakışlarını kör kuyularda sallandırır ve tırtıllar kozalaklarını delemeden zamansız can verir ipek bir yaşam dantelinde. Akşamüstleri daha çok koyar insana gittiğini sanıp, hiçbir yere gidemediğini farkettiğinde. Tüm acı veren kılçıklarını ayıklayıp hormonlu duyguların, armudun sapı, incirin çöpü, karpuzun kabuğu ile birden ortada kalıverir insan, kendinden geriye gidince.
Gidişin ardından bir süpürme duygusu peydahlanır yaşam kapılarının önünde. Bir süpürmek gelir en dağınık saatlerde. Tozu, toprağı, artığı, toplayıp bir köşeye, imha etmek geçer birikintileri, kimyasal artığa dönen düşüncelerle. Oysa ki gitmek, susan bir ismin tüm artıklarını içine, ruhuna, derinlerine süpürmek demektir en fazla ve bunu da akşamüstleri öğretir biraz da.
Akşamüstleri sakinlerinin içinden, serinlemek için balkonları sulayan hortumlarının tazyikli suyuna karışmak geçer
birisi güneşin kızıllığından hızla kaçarken,
birisi ayın izdüşümünü uzak bir kentte sorgularken,
birisi hiç varamayacağı şiirleri uzağına iterken,
akşamüstlerini sulamak geçer birilerinin içinden, alevlenen öfkeleri kurtarmak için taş
bir mermere dönen sesinden.…
Yanıtlanamayacak sorular karışır -daha gece inmeden ve henüz ölüler gömülmeden- gidişlerle bezeli akşamüstleri cebelleşmesine. Fikret Demirağ şiirini bir dedektif, bir casus gibi takarak gidenlerin bileğine, yazılmaz acıları gönderir adresime:
Yoksa kış mıydı gittiğin
Yennar yağmurlarının süzülmesi
Camlardan ondan mı?
Gittiğinde ilkyaz değildi kesin
Hiçbir çiçek açmadı senden sonra
Ne bende ne şiirimde
Gittiğin yollardan, ıssızlıklarda
Rüzgarda üzgünlükler gibi kağıtlar
Dağılmış dizeler, yanıksız şiirler…
der ve yürür gider günbatımının peşinden. Basarak en ince dizesine, kanatır hiç gitmeyeceğine güvendiğimiz günlerin hecesini.
Gidişler, beyinlere üşüşen düşünceleri kovmak için, toprağimızi istila eden karıncalara yarayan bir ilacın olmadığını anlamakla başlar. Gitmek, arı kovanına düşen yüreğin acısını alacak bir reçetenin bulunmadığını kanıksamakla anlaşılır. Gitmek, doğurulmayacak o çocuğun dölyatağında gezinmekten başka gidilecek bir yerin kalmadığını bilmekle noktalanır.
Bir akşamüstü
Kimse gitmemiş
Ve geriye dönen yokken
“O”nun aslında “O”lmadığı
Kurgusu düşerken gerçekliğe
Anlamaktır
Gitmek
“O” olmaktan göçmektir…
SENİ SEVMEKTEN NE ZAMAN VAZGEÇTİM
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
BENCİL OLDUĞUN İÇİN VAZGEÇTİM!!
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
FRIDA KAHLO
————————————————————————————-
Gideceğim
Gözlerini
Kör kuyulara atıp
Saçlarını çalı dikenlerine takıp
Gülüşünü taşlı ova yolunda sürükleyerek
Gideceğim
Sözüm mermi
Şiirim silah
Yüreğim siperim olacak
Bu kanlı sonda
Seni
Sessizliğimle
Öldüreceğim
Bedia Balses
SORU
KUŞLAR DA GİDER Mİ BURALARDAN
GÖZLERİN EKSİLİNCE (GÖK)YÜZÜMDEN?