Süper Lig’in 14. haftasına; 7 puanla 15.sırada girmesi nedeniyle, öncelikle, halen yaşamakta olduğu “Doğrudan küme düşme” sıkıntısını bertaraf edip, daha sonra da, play out barajını aşarak tehlikeli bölgeden bir an önce uzaklaşmayı hedef alan Girne Halk Evi ile 20 puanla 7. konumda olan Türk Ocağı arasında dün oynanan bölge derbisini kazanan Ocak, puanını 23’e çıkartarak, üst sıralara yanaştı.
Her iki takımında mutlak kazanmak zorunda olduğu karşılaşma, beklendiği gibi “Tempolu” başladı. Heyecanı ve stresi yüksek bir maç oldu. Bu süreç içerisinde, her iki takım da, rakip ceza alanı içerisinde pozisyon arayışlarından taviz vermedi. Ancak takımlar buna rağmen, rakip ceza alanında çoğalamadılar ve isabetli final pasları ile üçüncü bölge oyuncularına pozisyon üretemediler. Ta ki, takımın atom karıncası Ahmet Coşkun’un, 17.dakikada yoktan var ederek Ocak adına attığı gole kadar.
Gol bir yerde de, karşılaşmanın “Fişinin” çekilmesine neden oldu ve takımların birbirlerine ayak uydurmalarıyla da ortaya, heyecan ve mücadele kat sayısı düşük kalitesiz bir “Orta Oyunu” ortaya çıktı.
GHE’nin ikinci devreye, “Temposuz” devam etmesi, rakibine nazaran daha fazla oyuna hakim olmaya başlayan Türk Ocağı’nın kazanma adına ortaya koyduğu mücadelenin yanı sıra, diğer oyuncularına da yansıyan “İnançlı” ve “Arzulu” futbolu ile oyuna tamamen hakim olması sonucunu ortaya çıkardı ve neticede Türk Ocağı, ikinci devre oyuna giren Ahmet Can’ın 2 ve Remzi’nin attığı gollerle de GHE’den hak ettiği üç puanı aldı. İlk devrenin önemli bir bölümü hariç, karşılaşmada “Kalite” yoktu. Fakat “Kazanmak” uğruna fevkalade mücadele veren, inanmış Türk Ocağı’nın ortaya koyduğu futbolun yarattığı heyecan vardı.
Böylesine bir rakip karşısında GHE’nin maç boyu hakimiyet kurma çabası yetersizdi. Fizik kapasitesi daha iyi bir takıma karşı karşılaşmayı “Pas” ve “Beceri” oyununa çevirmek gerekir. O beceriye sahip değilseniz, elinizi açıp, “Allaha” dua etmekten başka çareniz yoktur.
