Ahmet ÖZSOY
Geçtiğimiz hafta Esentepe deplasmanından 2-0 mağlup ayrılan Cihangir bir tarafta, Mağusa Türk Gücü’ne mağlup olan Gençlik Gücü bir tarafta. Cihangir açısından ligde bir iddia veya tehlike kalmadı. Ve oyuncuların performansı da bu durumu kabullenmiş olduklarını gösteriyor. Bu rahatlık içinde olan Cihangir özellikle ilk devrede “top bende kalmasın, ben top oynamak istemem bugün” mantığı ile oynadı. İkili mücadele bile olmadı hatta ilk 45 dakikada.
İkinci devrede oyun kalitesi Cihangir açısından çok yükselmese de ilk devreye göre daha iyiydiler. 70’inci dakikada şanssız bir şekilde parmağında kırık olduğu söylenen Ali Öztürk’ün oyuna devam edememesi Cihangir açısından önemli kayıp oldu. Yannick, Uche ve Henri’nin etkisiz kaldığı günde Musa’nın çabaları da sonuç vermedi. GG orta sahası Fırat’a topla oynama şansı çok vermeyince Cihangir’in organize olması da doğal olarak kolay olmadı.
Buna rağmen 1 topu direkten dönen Cihangir’in, 1 pozisyonda da Henri’nin resmen gol atmak istememesi kendilerine çok pahalıya mal oldu.
Gençlik Gücü’nde hemen her maç olduğu gibi Prince Boateng ve Debola rüzgarı vardı. Özellikle Debola dün çok iyiydi. İdan’ın da bu ikiliye 3’lemesi Cihangir’e çok zor anlar yaşattı. Gençlik Gücü’nün rahat 4 net gol pozisyonu vardı dün.
İlk devredeki kötü oyundan GG adına tek olumlu yan Debola ve Prince’in iyi toplar taşımaları idi. Oyunda kaldığı sürede Özgür da takımı adına çok olumlu şeyler yaptı ve Cihangir savunması kendini durduramadı. Ali’nin orta alandaki mücadelesi ve olumlu toplar kullanması Cihangir’in oyununu bozması GG’nin 3 puan almasına önemli idi.
Dün Cihangir’de ikili mücadeleleri kazanan, daha çok koşan bir GG vardı maç boyunca. Her iki kanadı da kullanan GG, Cihangir karşısında bana göre haklı bir galibiyet aldı.
