Türkiye’nin ünlü sosyoloğu Nilüfer Göze, Gezi parkı direnişinin ortaya çıkarttığı gerçekleri değerlendirdiği yazısında, “Yeni bir vatandaşlığın provası yapılıyor” diyor. Hareketin bir başkaldırı olduğunu, ancak daha öncekilerden farklı olarak, ekonomik taleplerin değil, demokrasinin ve özgürlüklere saygının öne çıktığını vurguluyor.
Türkiye’yi hepimiz dikkatle izliyoruz. Eylemler, iktidara yönelik de olsa, temelinde özellikle genç neslin dünyaya bakışındaki büyük değişiklik var… Onlar, özgürlük, herkesin görüş ve inancına saygı, dayatmaya “hayır”, dünyayla bütünleşme ama başkalarının kölesi olmama gibi bir inanışlar etrafında gökkuşağının renkleri gibi bütünleşiyorlar.
Ve ben eminim ki, hepimizin aklında da benzer bir değişimin bizde de yaşanıp, yaşanmayacağı düşüncesi var…
Bizim genç nesillerimiz de, aynen Türkiye’deki gençliğin geçtiği evrim sürecinden geçmekte. Oradakilerle aynı, hatta daha iyi eğitim olanaklarına sahipler. Teknolojiyi aynı ölçüde kullanıyorlar. Ancak bir eksiğimiz var, bilinçlenme ve örgütlülük… Bugünün Kıbrıs Türk gençliği, kendi dünyalarının dışındaki gelişmelere çok fazla duyarlı değiller. Siyasete ilgileri bizim gençlik dönemlerimizden de geride. Tabii belli gruplar, örgütlenmeler mevcut. Ancak onların radikal çıkışları, etrafındaki kitleleri büyütmelerine engel oluyor. Sahnede olan örgütlenmelere bakın, hepsi 40’lı yaşların üstünde. En örgütlü olanları, kırk yıldır değişmeyen sendikalar. Oysa onlar da kurulu düzenin bir parçası…
Burada, Kıbrıs’ın kuzeyinde, tam da bu dönemde büyük bir değişime ihtiyaç var. Siyasetteki çürümüşlük, tüm yaşamı olumsuz etkiliyor. Gençler, ne iş hayatlarında ne de sosyal ve ekonomik yaşamın içinde aldıkları eğitimin karşılığını bulabiliyorlar. Dünyada gördükleri çevre düzeni, sağlık sistemi, fırsat eşitliği ve yaşam kalitesinden çok uzaklar. En azından bunların mukayesesini yapmalılar.
Genel irade, 2013 yılında hala 1970’lerdeki gibi belli odakların arzusuna göre şekilleniyor. Eski tip “yurttaşlık” ya da “seçmenlik” anlayışının “Gör beni, göreyim seni” mantığı hala yürürlükte. Ülke her seçimde ileri gideceğine, bir 5 yıl daha geriye gidiyor. Her gelen iktidar, kendi çevresinin ihtiyaçlarını karşılamakla işe başlıyor. Bu durumda azınlığın keyfi iradesi devam edip gidiyor.
Ama bunu talep eden kim? Biz, kendimiziz…
Dediğim gibi bizim, “Yeni yurttaş” bilincine ihtiyacımız var. Bunu da bizim kuşaklar yapamayacağız. Çünkü hepimiz şöyle veya böyle kurulu düzene bir yanından bulaştık. Bu işi gençler yapmalı. Her türlü iletişim imkanını ve teknolojiyi kullanarak elini devlet malına sürenin karşısına dikilecek, partizanlığa dur diyecek, o parti senin, bu parti benim gezenin ipliğini pazara çıkarak öncü bir gençlik hareketi… Onlar, kendiliğinden bir tartışma ortamı yaratabilirler. Aynı şekilde, siyasetten “çıkar” beklentisi olanları bir bir deşifre edebilirler. Sonuçta, bu genel eğilim, tüm siyasi partileri sistemin yenilenmesi, kokuşmuş al-ver düzeninin yıkılması noktasına gelmeye zorlayabilir…
YERİN KULAĞI VAR
BENGÜ ŞONYA YOKTU: Üç muhalefet partisinin yeni hükümet kurma yönündeki uzlaşı arayışlarında, DP-UG’yi Genel Başkan Serdar Denktaş ile Ahmet Kaşif’in temsil etmesi dikkatlerden kaçmadı. DP’ye katılan 8’lerle ilgili parti tabanındaki rahatsızlık zaten biliniyordu. CTP ve TDP Genel Sekreterleri Akansoy ve Özyiğit’in toplantıda olması karşın DP Genel Sekreteri Bengü Şonya’nın yerine Ahmet Kaşif’in görüşmeye katılması, çeşitli dedikodulara neden oldu…
YEKTAOĞLU DA TALİP: CTP, DP-UG ile TDP’nin kuracakları seçim hükümetinde başbakanlık için DP-UG milletvekili İlkay Kamil ile TDP milletvekili Hüseyin Angolemli isimleri öne çıkarken, CTP’den de bir isim telaffuz edildiği iddia ediliyor. İddiaya göre CTP, halen Meclis Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Lefkoşa Milletvekili Mustafa Yektaoğlu’nun adı da başbakanlık adayları arasında konuşulmuş…
UBP’Lİ SEÇMEN TEPKİLİ: UBP tabanının, ülkede yaşanan başarısızlığın nedeni olarak gördüğü siyasilere olan tepkileri nedeniyle mühürden kaçıp, karmaya yönelecekleri iddia ediliyor. Özellikle seçimlere bir yıl daha olmasına rağmen, krizi iyi yönetemeyen ve partinin parçalanmasına neden olduklarını düşündükleri bazı isimlerin yeniden seçilmesini önlemek için seçimlerde mühür yerine, karma oy kullanılacağı konuşuluyor…
CTP’DE ÇATLAK:
Üç partinin kuracağı yeni hükümet, CTP içerisinde huzursuzlukları da beraberinde getirdi. İddialara göre, bazı milletvekillerinin, Genel Başkan Yorgancıoğlu’na rağmen, olası bir güven oylamasında Meclis’e katılmayacakları ve kurulan hükümetin güvenoyu almasına destek vermeyecekleri seslendiriliyor. Ancak söz konusu vekillerin, sayı olarak kaç kişi oldukları ise, henüz öğrenilemedi…
DEREYİ GÖRMEDEN: DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın partide, “Artık zamanı geldi, ben de başbakan olmak istiyorum” sözleri bazı partilileri oldukça kızdırmış. Ayrıca, UG kanadına tepkili olan birçok partili, Lefkoşa’da bu kanattan bir milletvekili için, “onun olduğu bir listeye, partimiz bile olsa mühür vurmayı düşünmüyoruz” diyorlarmış. Bence Serdar Denktaş’ın başbakanlık istemi ne kadar haklı olsa da, bu tür söylemler için biraz beklemekte yarar var. Partililerin tepki koydukları UG kanadındaki vekilin kim olduğunu ise, eminim herkes anladı…
SIRA ÇOCUKLARINDA: Kıbrıs Türk siyasetine damga vuran 3 önemli ismin çocukları, babalarından devraldıkları mirası sürdürmek için kolları sıvadılar. Her üçü de rahmeti olan bu siyasetçilerimizden CTP’de Genel Başkanlık yapmış Özker Özgür’ün oğlu Birikim Özgür ile yine CTP’nin efsane isimlerinden Naci Talat’ın kızı Sıla Usar, CTP’den aday olmaya hazırlanırken, DP-UG çatısı altında siyaset yapan İsmet Kotak’ın oğlu Serhat Kotak ise, 28 Temmuz seçimlerinde adaylık için çalışmalara başladı bile… Bir döneme damga vuran bu üç önemli siyasetçinin ardından, şimdi de çocukları siyaset sahnesinde…
KERMOĞLU GÖREV BEKLİYOR:
Geçen dönem UBP’nin Lefkoşa Belediye Meclis üyeliği görevinde bulunan, Kızılbaş bölgesinin sevilen isimlerinden Mehmet Kermoğlu, 28 Temmuz seçimlerinde UBP’den aday olabilmek için şimdiden kolları sıvadı. Bölgesinde geniş bir çevreye sahip olan ve sevilen Kermoğlu, LTB Meclis üyeliğindeki başarılı çalışmalarını bundan böyle vekil olarak devam ettirmek istiyormuş. Eski yüzlerden bıkan seçmen için yeni ve taze bir kan olarak seçime hazırlanan Kermoğlu’nun, listelerde yer alıp alamayacağı merak konusu oldu…
ZİRVEDEKİLER
Belediye-Esnaf Ortak Denetimi: Lefkoşa Türk Belediyesi ile Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Lefkoşa bölgesinde bulunan iş yerlerinin ortak denetimini gerçekleştirecek. Oda ayrıca, belediye araçlarının tamirinin, kendisine bağlı Kıbrıs Türk Oto Tamircileri Birliği tarafından yapılacağını açıkladı. Bu tür işbirliklerine öyle ihtiyacımız var ki…
DİPTEKİLER
Hastalıklı Tavuk Olayı: Tavukları bu kez de New Castle hastalığı sarmış. Veteriner Dairesi, “insanlara bulaşmıyor” diye müjde veriyor. Oysa literatürde, insanlarda konjoktivitis denen göz nezlesi ve gripal enfeksiyonlara neden olduğu biliniyor. Sebeplerinin başında da, kümeslerin bakımsız ve sıkışık olması geliyormuş. Yani olayın şakaya gelir tarafı yok. Seçim zamanıdır diye geçiştirilmeye gelecek gibi de değil…
Capital Bank’ın açılışı yapıldı
