Gerek KKTC gerekse Türkiye Cumhuriyeti finans piyasalarını etkileyen enflasyon rakamları temmuz ayı itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nde açıklandı. Haziran ayında kurda meydana gelen % 7’lik artışın enflasyona etkisi pek gözükmemiş gibi. Türkiye’de şuan itibarıyla yıllık enflasyon % 9. KKTC’de ise % 15 civarlarında. TCMB’nin yıllık enflasyon tahmini % 9 idi.
Şu an enflasyon tahminlerin doğrultusunda gittiği için bizi de etkileyen faiz oranlarında temmuz ayı itibarıyla gerileme gözlemlendi. İçinde bulunduğumuz ağustos ayı baz etkisiyle faizlerde düşüşü görüyoruz. Çünkü geçen yılın aynı aylarına göre yani haziran ve temmuz ayları enflasyonu yüksek çıkmıştı. Eğer yıl sonuna kadar enflasyon bu doğrultu da devam ederse 2014 yılının ilk yarısına kadar baz etkisiyle enflasyon bu doğrultuda hareket edebilir. Tabii ki bu konuda kurun seviyesi önemli.
Yedi aylık devrede finansal yatırım araçlarının reel getirilerini hesapladığımızda negatif olduğunu görüyoruz. Dövizin son aylarda göstermiş olduğu performans ile yılın bugüne kadar olan kısmında sepet bazında dövizin % 3’lük reel getirisi var. Dövizin dışında tüm finansal enstrümanların reel getirisi negatif durumda.
Gelişmekte olan piyasaları analiz ettiğimizde 2008 yılından sonra gelişen piyasalardan çıkan fonların tekrar geri gelmekte olduğunu hatta bununda ötesinde piyasalardan çıkan fonlardan daha da fazlasının tekrar geri gelmeye başladığını görüyoruz. Bu durum finansal işlemlerimizin yapıldığı Türkiye Cumhuriyeti finansal piyasalarına da büyük oranda yansımış durumda. Bu durumda yılın geriye kalan 5 ayında gerek TCMB’nin açıklamalarından gerekse kur sepetinin şu anki oluşumundan anlaşılan senenin sonuna kadar bugün ki faiz nispetleri ile kur sepetinin pek değişikliğe uğramayacağıdır. Yani döviz dışında ki yatırım araçlarının reel getirisinin pozitif bir durum almayabileceğidir.
