“Sevgili Amerika, lütfen bizi bırakma” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

“Sevgili Amerika, lütfen bizi bırakma”

basaran duzgun banner

Amerika Suriye’den niye çekiliyor?

Amerika (bazılarının beklediği gibi) Kıbrıs sorununa niye ilgisiz kalıyor?


Türkiye, televizyonları, gazeteleri iki haftadır ekranlarına ve sayfalarına “uzmanlar” konuk edip birinci sorunun cevabını bulmaya çalışıyorlar.

Kelli felli uzmanlar Trump’ın durup dururken Suriye’den niye çekilme kararı aldığını izah etmeye çalışıyorlar ama boş boş konuşuyorlar.

Çünkü, aynı kelli felli uzmanlar daha önce de Amerika’nın niye Suriye’den çekilmemesi gerektiğini anlatıp duruyorlardı.

PKK/PYD’ye yüzlerce tır dolusu silah vermesine rağmen Türkiye’nin Amerika ile olan hassas ilişkilerinden dem vuruyorlardı.

Hepsi fos çıktı.

Amerika Suriye’den çekiliyor.

Trump “Suriye bizim için kum ve ölüm demektir. Çocuklarımız en kısa sürede evlerine dönecek” diyor.

Bunu dediği anda da bütün tumturaklı analizler yerle bir oldu.

Şimdi bir tarafta Türkiye’nin “mutlaka temizleyeceğiz” dediği terör koridoru ve diğer tarafta da Rusya’nın desteklediği Esat rejimi kaldı.

Haydi buyurunuz yeni tumturaklı analizlere.

Türkiye, iki haftadır, Suriye sınırına müthiş bir askeri yığınak yapıyor.

O kadar büyük bir yığınak ki Suriye’ye gireceği aşikar.

“Terör koridoru” diye nitelendirdiği bölgeyi temizlemekte kararlı.

Rusya ile anlaştıklarına ilişkin haberler var.

“Devrimci Kürtler” Amerikalıların gitmemesi için yalvar yakar pozisyonda.

Rusya ise ince bir siyasetle Türkiye ile Esat rejimini barıştırma ama bu arada da “Devrimci Kürtlerden” kurtulma hesapları yapıyor.

Fakat bilinmesi gerekir ki orası Ortadoğu’dur.

Akşamdan sabaha neyin ne olacağı belli değildir.

 

***

 

Uzun bir zaman önceydi.

Amerika’nın Lefkoşa Büyükelçisi ile “off the record” yani konuştuklarımızın kaynak belirterek yayınlanmaması noktasında anlaşılmış bir görüşme gerçekleştirmiştik.

Gazetecilik kuralları çerçevesinde bunun anladı şudur;

“Sana bilgi veriyorum ama benim adımı yazarak haberleştiremezsin.”

Özellikle diplomaside yaygın olarak kullanılan bir kuraldır bu.

Geçmişte yüzlerce kez benzer görüşmeler yaptım, kaynak belirtmedim ama görüşmenin detaylarını okuyucu ile de paylaştım.

Zaten paylaştığım konular da bir süre sonra “on the record” yani resmi olarak gündeme geldi.

Neyse, şimdilerde veda ziyaretleri yapan ABD büyükelçisi sondaj krizi ile ilgili şunları söylemişti;

“Rumlara sürekli olarak söylüyoruz, Türkiye ile dalaşmayınız yoksa başınız belaya girecek.”

Bu bilgi önemliydi ve kamuoyu ile paylaşılmalıydı.

Nitekim öyle yaptım ve kaynak belirtmeden bir köşe yazımda bu bilgiyi kamuoyu ile paylaştım.

Büyükelçi bize o gün küstü.

Ne Havadis’in kuruluş resepsiyonuna geldi ne de Kıbrıs sorunuyla ilgili sorduğumuz sorulara yanıt verdi.

Amerika ile gazetecilik anlamında ilişkilerimiz resmen kopmuş oldu.

 

***

 

Soruyu bir kez daha tekrarlıyorum;

Amerika Kıbrıs sorununa niye ilgisiz kalıyor?

Amerika’dan ilgi bekleyenler ölü gözünden yaş beklerler.

Bu sorunu çözersek biz Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar çözeriz.

Yoksa “devrimci Kürtlerin” durumuna düşeriz;

“Sevgili Amerika lütfen bizi bırakma…”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar