Sermayenin göçmen kuşları - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Sermayenin göçmen kuşları

84 yılıydı. Güzel bir bahar gecesinde sağdan serbest vuruşa öyle bir çaktı ki hep birlikte topu aynen filelerde gördük. Top, ünlü İspanyol kaleci Luis Arconada’nın önce koltuk altından, sonra da bacak arasından geçerek o meşhur gol hatıralara kazındı. İşte, vuruşu yapan o sol ayak ile o gece tanışmıştı tüm Avrupa. Sonuçta da Fransa’ya 2-0’lık mağlubiyet ve kaleyi Andoni Zubizaretta’ya bıraktı garibim Arconada. Saha içerisindeki topa yatkınlığı yanında taktik stratejilerin de tesis edilmesinde hep o vardı. Kimden mi bahsediyoruz? Tabii ki Fransız horozların ünlü futbolcusu ve de lider – yöneticisi mösyö Platini’den bahsediyoruz. Michel Platini; “Üstünlüğün parayla kazanılmadığı bir sistem bulmak gerek. Yoksa bütün yoksullar yok olup gidecek ve zenginler baş başa kalacak. Ben bu amansız kapitalizmi futbolumda istemiyorum” demişti vakt-i zamanında şimdilerin UEFA Başkanı Michel Platini. Gerçi bizim adamın eylemleri başka, söylemleri başka oldu bildik üz’re. “Futbol en büyük kitle sporudur” diye anonim bir deyiş vardır. Bu saptama Hun Türkleri’nin futbol dünyası için geçerli olabilir ama günümüz futbol disiplini için geçerli değil. 300 bin futbol kulübü, 240 milyon aktif lisanslı futbolcu ve 250 milyar USD’lik finansmanı olan ‘bacası tütmeyen sanayi’ tanımlaması sizi yanıltmasın. Küresel ısınma sayesinde sayıları giderek azalan buzul dağlarının görünen yüzünde bu rakamlar var ama görünmeyen yüzünde de Titanic yolcu gemisi gibi buzula çarpıp su almaya başlayan bir futbol dünyası var artık. “Futbol kitlelerin değil, kitleleri yönetenlerin sporudur” diyebiliriz, zira perde gerisinde şike, şiddet, doping, müşterek bahis çeteleri, şantaj ve terör gibi kemiren gibi kanserli hücreler var üstümüzden uzak. Futbol’un yeni sahiplerinin amacı; herhangi bir spor etiğini veya ahlakını savunmak değil, yatırımlarını verimli kılıp kârlarını artırmaktır. Futbol artık maalesef vahşi kapitalizmin oyuncağı oldu artık. Geçmiş dönemde futbolun yoğun bir şekilde milliyetçilik ve şovenizm tehdidi altında olduğu düşünüldü ama sınırların kalkması ile küreselleşen bu fâni dünyada futbol artık ticari bir fuar halini aldı. Hatta ve hatta futbol artık ultra-liberal kapitalizmin emrinde bir tür Troya Atı olduğu izlenimi de uyandırıyor. Racing Club de Paris’in kulüp başkanı Jean-Luc Lagardere; “Ekonomi alanında savaş veren firmalar için kullanılan sportif model, başarının en önemli anahtarıdır” demişti. Haklı da, zira spor 2,5 milyar insanın direkt ilgilendiği birinci hobisi. Ekonomi dünyası futbolu artık istila etti yukarıda belirttiğimiz üzere. Bu durumdan yararlanan piyasa; simgelerini, değerlerini ve yöntemlerini yaymak için futbolu kullandı. Her yeri işgal eden reklamların ve diğer mali atılımların sonucunda Nicolas Anelka, Cristiano Ronaldo gibi futbolcuların transfer ücreti, yeşil banknotlardan döşenmiş halılara dönen çim sahalarda çırpınıp duran genç insanların gelir ve servetleri artık kimseyi rahatsız etmiyor. Bununla beraber TV kanallarının reyting oranlarını ve kulüplerin kasalarını beslemeye yönelik maç yayınlarındaki sınırsız artış da usandırıcı bir hâl aldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Paranın sporun özüne yaptığı müdahale konusu artık apaçık ortada. Özelde sporu, genelde ise futbolu pazarlama konusunda uzmanlaşmış medya patronları, her geçen gün daha da vahşileşmekte. Müsabaka başlama saatlerine bile müdahaleyi etmeyi görev bilen sermaye grupları, futbolu bir spor dalı değil de, bir sirk olarak algılamakta ve algılatmakta. Futbol bir  işletme modeli olabilir ancak futbol asla anonim bir şirket modunda yönetilmemelidir. Yazar Simon Kuper; “Futbol asla sadece futbol değildir” demişti. Hemfikiriz. Belki bir gün UEFA Başkanı Michel Platini’nin hayali gerçek olur ve cihana değer. Platini bir basın açıklamasında; “Üstünlüğün parayla kazanılmadığı bir sistem bulmak gerek. Yoksa bütün yoksullar yok olup gidecek ve zenginler baş başa kalacak. Ben bu amansız kapitalizmi futbolumda istemiyorum” demişti ya, düşüncesi ile arazideki uygulamaları eş kutuplar gibi birbirini itiyor. İşte, bu felsefeden yola çıkarak günümüz futbolcularına “sermayenin göçmen kuşları” dersek yanlış olmaz hani…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar