“Seçim sonuçları sürpriz değil”
“28 Temmuz seçimlerinden çıkan sonuç sürpriz olmadı. Bana göre beklenen bir sonuçtu. Öncelikle E-devlet altyapısına geçmemiz lazım. Seçmen yapımızın tam olarak belirlenmesi için. Türkiye de veya başka bir ülke de yaşayan fakat buraya gelip oy kullanan insanlar var. Büyük ülkelerde dışarıda yaşayanlar oy kullanabilir. Bu büyük nüfuslarda etki yapmaz ama bizim gibi küçük nüfuslu toplumlarda önemli etki yapabilir. Her anlamda E-devlete geçilmesi şart.”
“En mantıklı olan CTP-UBP hükümetidir”
“Hükümet modeli olarak bir koalisyon hükümeti olacağı belli. Bence en doğru ve mantıklı hükümet modeli bir CTP-UBP hükümetidir. Neden? Çünkü UBP eski UBP değil. Genel Başkanı Genel Sekreteri değişti. Eski anlayışlardan arındı. Halk gerekli cezayı verdi. Umarım gerekli dersi almışlardır. UBP’nin daha homojen bir yapısı var. Yani hepsi de UBP’lidir. Demokrat Parti-Ulusal Güçler gibi düne kadar UBP den ayrılan bir gurubun devşirilmesi ile oluşan bir parti değil. Diğer nokta sayısal olarak Anayasayı bile değiştirebilecek bir çoğunluk sağlayabilirler. Ki bu bir ihtiyaçtır. Bir diğer nokta DP Sayın Derviş Eroğlu’nun kanatları altındadır. Sayın Eroğlu DP için bir vesayet odağıdır.”
“Sayın Eroğlu tepki koymadı, müdahil oldu”
“Sayın Eroğlu az mı uğraştı UBP’yi bölmek için. Tüm bunları düşündüğümde CTP ile UBP’nin oluşturacağı bir hükümet Eroğlu’nu da uzaklaştıracak. Eklenti bir halde olan DP-UG’yi de içine almayacak bir yapı ortaya çıkacak. Fakat bunun başka faktörleri de var. CTP’nin tabanı, halkın beklentileri, halk UBP’yi uzaklaştırdı. Bu şartlarda bu elbette kolay değil. Sonra eski hükümetin araştırılacağı söylenen icraatlarının üzerine gidilebilecek mi? Bunlarda zorluklarıdır. CTP tabanı adeta futbol takımı tutar gibi UBP’ ye kökten karşıdır. Ama ilginçtir, UBP’nin yıllarca başkanlığını yapan şuanda Cumhurbaşkanlığı pozisyonun da olan ve yine Cumhurbaşkanının kanatları altına aldığı DP’ye ayni tepki yoktur. Bu da tabanın garipliğidir. Sayın Eroğlu UBP de müdahil oldu. Delegeleri günde üç-beş defa aradı. Delegeler söylüyor. Kurultaya müdahale etti. Bir kere Anayasa aykırı bir durum var. Tavukayağı gibi karıştırdı. UBP’nin yarattığı kaosun bir sorumlusu da Sayın Eroğlu dur.”
“Reform hükümetine gerek yok”
“Kıbrıs konusu bu seçimde çok konuşulmadı. Zaten konuşulacak neyi vardı ki? Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bir heyecan yok. UBP’nin yarattığı yıkım ve Sayın Eroğlu’nun UBP ile yarattığı kaos bu seçimin ortak konusu oldu. Sayın Serdar Denktaş’ın bir yıllık reform hükümeti neden bir yıllık düşünüldü ve önerildi orasını anlamadım. Muhalefetsiz bir meclis bir kere demokratik olmaz. Bence gereksiz, çünkü çoğunluğu oluşturacak hükümet olasılıkları var. Teknokrat hükümet ayrı. Meclis dışından atama. Biz bunu denedik. Olabilir. Şart getirilebilir bir sonraki seçimde de bu isimler aday olmasın. Veya partiler bunu uygulasın. Biz bunu yaptık. Şuan gerek yok.”
“Türkiye’nin etkisi eskisi gibi değil”
“Türkiye’nin her desteklediği kaybeder gibi bir yorum var. Bir kere Türkiye’nin etkisi eskisi gibi değil. Yıllar önce Türkiye’den gelen bir işaret bile etkili olurdu. Fakat şuan için böyle bir etki yok. Benim seçimimde Türkiye’den destekleyici bir açıklama bile olmadı. UBP kurultayında doğrudur, müdahil olundu hatta fazlası yapıldı. Ama yanlış ata oynandı ve Türkiye kaybetti. Bu durumu Sayın İrsen Küçük istedi. Sayın Erdoğan İrsen beye maaşını sorunca bizim Kıbrıslılar bunu aşağılayıcı tavır olarak gördü. Hâlbuki öyle değil bunu Sayın İrsen Küçük söyledi. Şikâyet etti. Daveti yapan hep bizimkiler oldu.”
“CTP’yi dışarıdan izliyorum”
“CTP kurultayında hükümette olunursa çok adaylı bir seçim beklemiyorum. Hükümet partisi değilse çok adaylı bir yarış olabilir. Ben de dışarıdan izliyorum.”
“Sıfırdan başlamak olacak şey değil”
“Kıbrıs konusunda biz tamamen dışarıdayız. BM de yalnız kaldı. Biz sahip çıkmıyoruz. Türkiye’nin tabi ki tepki koyması gerek ama bunu biz bile yapmıyoruz. Türkiye Anastasiadis’e cevap vermez çünkü muhatap kabul etmez. Rum tarafına şaşırıyorum. Talat ve Hristofyas arasındaki mutabakatlardan söze diyor güvenlik konseyinde diye müdahale ettiler çıkardılar ve seviniyorlar. Varılan bir mutabakattan söz ediliyor diye müdahale etmek ve çıkartmak, nasıl olur böyle bir şey? BM 2010’dan sonra çok kötü bir rol oynadı. Resmen ilerlemeyen süreci kamufle etti. Genel sekreteri bile alet ettiler. Diplomasi iş yapmam sanatı mı? Doğru olanı ve sorumlularını da açıklayarak söyleyeceksiniz. Sıfırdan başlamak olabilecek bir şey değil. Geçmiş mutabakatlar zemin teşkil etmeyecek. Rum tarafı buna sevindi bizim taraftan ses çıkmadı. Hiçbir tepki olmadı. Bizim taraf hiç olmazsa çağırırdı Güvenlik Konseyi daimi üyelerini ve derdi ki nedir diyor bunlar? Ve dikkate de alınırdı.”
“Ses kaydı olayında amaç beni ve CTP’yi zor durumda bırakmaktı”
“Ses kaydı olayında öncelikle kim yaptı onu tespit etmek lazım. Onu da tespit edeceğim. Bizim ne yazık ki yasalarımız böyle bir rezilliği, böyle bir kepazeliği suç kabul etmiyor. Ben istediğimi dinleyip yayınlayacağım ve bu bir suç değil. Neden? Çünkü bizim yasalarımızda ki İngiliz sistemidir, böyle bir suçun tanımı yok. 1920’lerden kalan yasalardır. Bizim devletimizin en büyük zafiyeti de budur. İlgili yasaların önümüzdeki dönemlerde yapılması lazım. Bir şey daha var. Böyle bir kepazelik yapıldı. Bir görüşme kaydedildi bunu bazı basın organları aldı ve yayınlandı. Fakat bunlar kınanmadı. Bu bir tesadüf değil. Beni ve CTP’yi zor durumda bırakacaklardı. Bunu basın da yayınladı. Böyle bir şey olur mu? Gizli olan bir görüşmeyi nasıl alır ve etik olarak basın nasıl yayınlar. Yanlış olan budur. Gazeteciler birliği buna da el atmalı. Bu işin faillerini bulup kamuoyuyla paylaşacağım. Ülkemizde dinlenmek istedikten sonra herkesi dinleyebilirler.”
