Karma oy demokrasidir, kalmalıdır... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Karma oy demokrasidir, kalmalıdır…

Köş, MoreketMehmet Moreket

KKTC’nin tek seçim bölgesi yapılmasından sonra, şimdi de ‘karma oy kalksın’ tartışmaları sürüyor.

Bunun dünyada pek bir örneğine rastlamadım, sanırım bize özgü bir durum.


Yani nüfus küçük, herkes birbirini şahsen tanıyor, o nedenele de partilerin çıkarttığı adayların içinden de bildiklerini tikleyebiliyor. Nüfusu büyük ülkelerde böyle bir şey yapmanın imkanı yok. Hatta muhtar azasını bile karma yapamaz insanlar. Kimse kimseyi tanımıyor. Bire bir tanıtım yapmak da kolay değil…

Bu seçimde ilk kez KKTC tek seçim bölgesi olacak. Tek listede karma oy kullanımının zor olacağı endişesiyle konu yeniden gündeme geldi.

Karma oyun kaldırılmasını isteyenler arasında, popüler isimleri aday çıkartıp, barajı zar zor aşanlar da var, asla baraj sorunu olmayan, geniş tabanlı partilerden olanlar da var.

Bugün ne düşündüğünü bilmiyoruz ama, 2013’deki son seçimler öncesinde Serdar Denktaş, “Karmayı getirmekle aslında yanlış yaptık. Çünkü tüm bu yozlaşmayı getiren sistemlerden bir tanesidir” diyordu. Diyordu da, neden Seçim Yasası değişirken ısrarlı olmadı orası belli değil.

En son konuşan da Mehmet Ali Talat; “Karma oy partisel demokrasi mantığına uygun değil. Karma oy kişileri öne çıkarır ve popülizmi ön plana atar.  Avukatıdır, doktorudur, vatandaş gider oy verir, her parti bu kişileri aday gösterip meclise sokar. Bu insanların bir çoğunun siyasetle alakası da yoktur. Karma oy kaldırılmalıdır, en iyisi bu olur” diyor.

Talat’ın görüşünü paylaşan, partisinin bir başka vekili Ferdi Sabit Soyer… Soyer de, Yenibakış gazetesine yaptığı açıklamada, “Zaman içinde görüldü ki karma oy mevzusu bir kısım güç odakları ile partilerin içinde bulunan bazı şer odaklarının ortak çeteleşmesini getirdi. Bu çeteleşme, halk deyimiyle söyleyecek olursak gombinayla etkileme imkanı oluştu. Bunun doruğa çıktığı en önemli seçim 2013 erken seçimidir” diyor.

Onlar siyasi… Olaya bakış açıları bizimkinden farklı olabilir.

Ben buradan bir vatandaş olarak baktığımda, karma oyun feodal yapının devamını sağladığını, Meclis’te gerçekten yararlı olabilecek kapasitede olanların yerine, eş, dost, ahbap seçimi yapılmasına neden olabileceğini kabul ediyorum.

Ancak madalyonun bir yüzü daha var. Partiler “bazası” çok olan adaylar çıkartıp, milletvekili sayılarını arttırmak isterken, ben onların çok da demokratik olmayan aday belirleme ya da sıralama sistemlerine güvenmiyorum. Tam tersine, popüler olan, kaliteli olanı geçmesin, kaliteli olan daha çok oy alsın istiyorum. Bunun da yolu karmadan geçiyor.

Bu durumda asıl konuşulması gereken, karma oyun kaldırılmasıyla demokrasinin engellenecek olması… Karma oy kaldırıldığı takdirde, seçimlerde az da olsa farklı partilerden kaydadeğer milletvekilleri arasından seçim yapma seçeneği de elimizden alınmış olacak.

Başka ülkeler örnek gösterilerek gerekçe yaratmak da bana göre doğru değil. Her ülkenin kendi koşullarına bakılmalı bence. Parti içi demokrasisi çalışan ve parti listeleri bu demokratik yönteme göre şekillenen yerlerde, sıralamayı halka bırakmak gerekmeyebilir.

Ama bu ülkede parti içi demokrasi yok. Listeler ya parti başkanı tarafından şekilleniyor ya da parti içindeki güç odaklarının, çıkar çevrelerinin sultasıyla belirleniyor.

Seçmenler olarak, Meclis’te ya da hükümette bir başarı gösteremeyeceği bilindiği halde, “oyu çok” denilerek aday gösterilenlerle, “işimizi iyi yapar” denilerek aday gösterilenlere mahkum olmamalıyız…

Bugün Meclis’te göz dolduran, başarı gösteren, düşünen, vizyonu olan öyle vekiller var ki, eğer karma olmasaydı, kendi partilerinin oylarıyla seçilmeleri mümkün değildi. Çünkü bu tür adaylar,  listelerin sonlarına konuyor genelde.

Onun için bence dezavantajları olsa da, demokrasi açısından karma oyun avantajı daha fazla…

 

 


 

 

YERİN KULAĞI VAR

BAKANLAR KURULU NELER YAPIYOR BÖYLE:

Bir anaokulu öğretmeni, uyuşturucu alma, verme, tasarruf ve en korkuncu ithal suçundan yargılanıyor. Mahkeme sürerken, ödeneksiz izne çıkarılması tamam, ama koskoca Bakanlar Kurulu, başka işi yokmuş gibi, ödeneksiz izni dava süreci gerekçesiyle değil, “yüksek lisans yapma gerekçesi” ile  veriyor. Öğretmenler Yasası’nın 85. maddenin (5) (A) fıkrası uyuşturucu madde alışkanlığını kazanmak ve/veya kazandırmak ve/veya uyuşturucu madde üretmek ve/veya satmak amacıyla bulundurmayı, meslekten atılmayı gerektirecek bir suç olarak tanımlıyor.  Akıl alır gibi değil…

 

NİYE PAMUKLU:

Sağlık Bakanı, Karpaz’da, Pamuklu köyüne hastane yapılacağını açıkladı. Karpaz’daki insanların yollarda telef olduğu malum, hastane yapılması da doğru. Ancak niye Pamuklu’ya? Ülkesel Fiziksel Plan var ortada, ona göre nüfus, merkezi olması yani ulaşılabilirlik, sürdürülebilirlik gibi kriterlere bakılması gerekiyor. Pamuklu bu niteliklere uygun değil. Ha, ne var, bir tek Bafra’daki otellere yakın. Gördünüz sanırım, öncelik bölge insanı değil, turistler ve otel sahiplerinin talepleri. Kim takar Planı falan…

 

GENEL SAĞLIK SİGORTASI TEK ÇARE:

Mahkemenin hekimlere ikinci iş yasağı ile ilgili ürettiği karar için geçiş süresi olarak 6 ay verildiğini hatırlatan Sucuoğlu, “sıkışacağız, altyapımız hazır değil” değerlendirmesinde bulundu. Tüm sorunların tek bir çözümü var, Genel Sağlık Sigortası… Parası da hazır da neden herhangi bir ilerleme yok anlamak mümkün değil. Günü kurtaracağım derken, iyiden kaosa döndü sağlık konusu…

 

O DA KIVIRDI:

İlk günlerde masadan kalkan tarafın Rum tarafı olduğunu söyleyen BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide, gelen tepkilerden bunalmış olacak ki, müzakerelerde yaşanan krizle ilgili Kıbrıs Türk tarafını abartılı tepki vermekle suçladı. İyi de ne yapmamızı beklerdi ki, yapılan hakaretleri sineye çekip masada kuzu kuzu oturmamızı mı?

 

NEYE GÖRE:

Dünya Mutluluk Raporu 2017’ye göre, Kıbrıslı Türkler Kıbrıslı Rumlardan daha mutluymuş. 155 ülke arasında Kuzey Kıbrıs 61, Güney Kıbrıs 65’inci sırada yer almış. Bu sonuca nasıl vardılar bilmiyorum ama, milli gelir olarak, tanınmışlık, dünyada kabul görme, altyapı, sosyal yaşam olarak çok gerisinde olduğumuz Güneyden çok daha mutlu nasıl olabiliriz ki. Herhalde artık herşeyi deliliğe vurduğumuzdan olsa gerek…

 

NASIL BİR MUTLULUK:

Mutlu insanların yaşadığı bir ülkeymiş KKTC. Halbuki,  2016 yılında vatandaş, gıda alışverişlerinden dahi tasarrufa gitti. TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı yüzde 30’un da üzerine çıktı, vatandaşın cebindeki nakit eridi, alışverişlerde kredi kartlarına yüklendi. Son 14 ayda kapanan işletme sayısı tam 1645… Nasıl mutluluksa….

 

 


ZİRVEDEKİLER

LTB: Lefkoşa Belediyesi’nin denetimleri göz dolduruyor. 5 günde 35,362 kilo gıda ürününün imha edilmesi ne demek… Tarihi geçmiş ürünler, hem de tonla neden depolarda saklanır sizce? İşletme kendisi niye imha etmez? Denetimin Vergi Dairesi’yle birlikte yapılması ayrıca önemli. Bir sürü yerde de izinsiz çalışan tespit ediliyor. Bence Çalışma Bakanlığı da bu denetimlere katılmalı…

 


DİPTEKİLER

Bu Da Oldu:  Erkek olduğu iddia edilen bir şahsın, bir başka erkek şahsa tecavüz ettiği ve borç senedi imzalattığı öne sürülüyor. Bir süpermarkette müdür olarak çalışan M.B. ve koruması A.D. isimli iki şahıs tarafınca Kanlıköy’de bayıltılarak kaçırıldığı ve ardından tecavüz edilip, borç senedi imzalatıldığı iddia edildi. Olayda adı geçen iki zanlının mahkeme kararıyla 3 gün tutuklu kalacakları ve suçlarını kabul ettikleri öğrenildi…Durun bakalım, daha neler göreceğiz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar