Futbol - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Futbol

Günümüze dek, dünya üzerinde futbol üzerine söylenmiş birçok söz vardır. Bunlardan bazıları klasikleşmiştir. Örneğin, yıllar önce oynanan bir İngiltere-Almanya milli maçından sonra Linekeer’in söylediği gibi: “Futbol doksan dakika oynanan ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur” demişti ünlü futbol ustası. Ve sanırım ki bir gün gelecek Lineeker’in kendi unutulsa da, söylediği bu ilginç ve durumu tespit eden sözler hep hatırlanacaktır.

Bundan başka, kimin tarafından söylendiği dahi unutulmuş olan “Futbol Sadece Futbol Değildir” sözü neredeyse bir anayasal madde gibidir. Her ne kadar bu sözü benzer isimle bir kitap yayımlayan Simon Kuper’e atfedenler varsa da, sözcüğün daha eski bir tarihe dayandığını iddia edenlerin sayısı da bir hayli çoktur.


Ya “Futbol Kitlelerin Afyonudur” sözüne ne demeli? Bizim gençlik yıllarımızda, genelde sol düşünceli ama futboldan hoşlanmayan arkadaşlarımızın ağzından düşürmediği bir cümleydi bu. O zaman da düşüncem ki hala aynı düşüncedeyim, bu sözlerin futboldan anlamayan bir “Devrimci”den kaynaklandığıydı. Oysa pek çoğumuz farkındaydık ki dünyada pek çok siyasi hareket futbol kulüplerini nüve sayarak örgütlenmeye başlamıştı. İskoçya’da bağımsızlık kavgası verenler “Celtic” için statta bas bas bağırırken, ayrılığa karşı olanlar “Rangers” diye yırtınıyordu. Bugün bir dünya takımı olan “Barcelona FC’nin” kuruluşunda Katalan ülkesinin özgürlüğüne katkı koymak vardı. “Livorno”, İtalya’da komünizmin halen temsilcisi olmaya devam etmektedir. “Lazio”, aynı şekilde Faşist İtalyanların takımıdır. Güney Kıbrıs’ta da spor kulüpleri ideolojik örgütlenme üzerine gelişmiş sonra da ülkede ki ideolojik gelişmeye katkı koymuşlardır. Türkiye’de de demir-çelik işçileri tarafından kurulmuş olan “Adanademir Spor” bir sınıf takımı olarak göze batmaktadır. Son zamanlarda Beşiktaş’ın taraftar grubu “çArşı’da” aslında futbolun afyon değil aksine “bir motivasyon kaynağı” olduğunun açık delilidir.
Ve futbol şimdi bizi de çok yakından ilgilendiren bir olaya katkı koyma hazırlığındadır. Kasım ayının başında futbolun, Kıbrıs’ın Güney ve Kuzey tarafındaki patronları Zürih’te buluşacaklar. Onlara futbolun dünyadaki ve Avrupa’daki patronları da katılacak. Futbol için bir çıkış arayacaklar. Bu çıkışı bulabilecekler mi? Siyasilere parmak ısıttıracak bir çözüm üretebilecekler mi?
Futbola bulunacak olan çözüm, Kıbrıs sorununun sonlandırılmasını da motive edece bilecek mi? Kısacası, yukarıda saydığım cümlelere şimdi bir de “Futbol sorunların ilacıdır” diye klişe bir söz daha eklenebilecek mi? Bu soruların tümden yanıtı, KOP, KTFF ve tabii ki UEFA ve FIFA yetkililerinin Zürih’te ne yapacağına bağlıdır…
Yüz yıla merdiven dayamış bir dünya sorununda ilk kez futbol bir anlaşmanın ilk harçlarını koyabilir. UEFA ve FIFA biraz gayret ederse, Birleşmiş Milletler örgütünden daha fazla prestije sahip olabilirler. Ve aylar öncesi yazdığım gibi 2014 Nobel Barış Ödülü’ne, çok yakından tanıdığımız bazı isimler, gerek tek başına, gerekse birlikte aday olabilir.
Hiçbir şey çıkmazsa ne mi olur? Bu defa da yukarıda adını saydığım kurumlara, oynadıkları oyundan dolayı OSCAR adaylığı teklif edilir, olur biter.
Ne dersiniz?
Bekleyelim izleyelim ve görelim.

ANLAYAMADIKLARIM
Sahnede oynanmakta olan oyun sırasında, cep telefonu ile oynamaktan vazgeçmeyen bir insanın tiyatro salonunda ne işi olur? Bunu hiç anlayamıyorum.

Ve Şiir…
Nedense Ben Doğaya Hep Çocuk Gözlerimle Bakarım
Nedense ben doğaya
Hep çocuk gözlerimle bakarım
Bedenim kırlarda gezinirken
Ruhumla eski sulara dalarım

Anılar sallanır her dal ucunda
Masaldan ipliklerle astığım
Anam koşmuş bir gecelik ekmeğin arkasından
Yalnızım korkarım
En umarsız çığlıklarım
Rüzgarın dişleri arasında
En çok gecelerini severdim çocukluğumun
Güneşle orağa giderdi anam
Suçlusu güneşti anamın yokluğunun
Ne zaman ışık vursa yüzüme utanırım
Nedense ben doğaya
Hep çocuk gözlerimle bakarım
N’olursun n’olursun
Dökme yaprağını nazlı gelincik
Ben ne ile oynarım
Papatyalar özlenen şekere yolunurdu
Sevgiden yana zaten karnımız toktu
Uçuç böcekleri çok cimriydiler
Pabuç smarlar İstanbul’a gönderirdik
Dönüşlerinde elleri boştu
Nedense ben doğaya
Hep çocuk gözlerimle bakarım
Ne zaman deve dikeni görsem
Ta kemikten sızlar ayaklarım

Feriha Altıoklar

Fidancığın Çilesi isimli kitabından-1982

 

YORUMSUZ

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar