Darbe hükümeti!.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Darbe hükümeti!..

Öncelikle şu saptamayı yapalım. KKTC, tipik bir parlamenter rejimdir. Ne bir başkanlık ve ne de yarı-başkanlık sistemi vardır. Tipik olmayan yanı ise Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçilmesidir. Bu düzenleme zamanında, Denktaş’ın durumu düşünülerek yapılmıştır. Parlamenter rejimlerde Cumhurbaşkanlarının rolü sadece seremoniktir. “Tarafsız” bir figür olarak işlev görür. Hükümetle tam bir uyum içerisinde çalışması beklenir. Çünkü halka karşı siyasal olarak sorumlu olan Hükümettir. Hükümetin de halk iradesinin bir tecellisi olarak Parlamento içinden çıkması gerekir. Çünkü Bakanlar Kurulu, Parlamento’ya karşı sorumludur ve anayasada öngörülen yöntemlerle Parlamento’ya hesap verir. Cumhurbaşkanlığı’nın tarafsızlığını yitirmesi veya hükümetle uyumlu çalışmaması sonucunda parlamenter sistem çalışmaz duruma gelir…

Şimdi gelelim mevcut duruma: Cumhurbaşkanı “liderliğinde” bir siyasal partinin içişlerine müdahalesi had safhaya varmış durumdadır. Nitekim kurultaya karıştığını veya en azından taraf olduğunu bizzat kendisi söylemiştir. Sonuçta, Cumhurbaşkanı destekli muhalefet, UBP Kurultayı’nda iki kez yenilgiye uğramıştır. Bununla da kalmayıp, ayyuka çıkmış söylentilere göre Cumhurbaşkanı’nın plan ve desteğiyle başka bir partiye katılmıştır. Yine söylentilere göre, amaç, azınlık olmalarına rağmen bu partiye hükümeti kurma görevi verilerek, seçime giderken seçmenin gözünde psikolojik etki yaratıp, siyasal çıkar sağlamaktır…
Parlamenter rejimlerde halk iradesini arkadan dolaşmaya çalışan her girişim bir darbedir. Bunun mutlaka topla tüfekle yapılmasına gerek yoktur. Nitekim günümüzde artık top-tüfekle, askerle darbe dönemleri de kapanmıştır. Artık post-modern darbeler yapılmaktadır. Hemen hatırlayalım, Türkiye’de 28 Şubat böyle bir darbenin ürünüdür. Halktan çok yüksek oy alan dönemin Refah Partisi, demokrasi dışı bir girişimle iktidardan götürülmüş ve dönemin Cumhurbaşkanı, Meclis’te çoğunluğa sahip Tansu Çiller yerine, azınlıktaki Mesut Yılmaz’a hükümeti kurma görevini vermiştir. Geniş çaplı operasyon, bir cadı avına dönüştürülmüş ve pek çok masum insanın da canı yakılmıştır. Şimdi o günler demokrasi için bir yüzkarası olarak anılmaktadır…
KKTC’de yürütüldüğü söylenen senaryo, tam da böyle bir darbe senaryosudur. Bekleyip göreceğiz. Ama Sn. Serdar Denktaş, yaptığı açıklamalarla Mesut Yılmaz ya da o dönemki ANAP’ın rolüne aday olduğunu her fırsatta tekrar etmektedir. “Ben Başbakan olmam” dese de, görevin partisinden birine verilmesini istemesi, bu durumu değiştirmiyor. Halk tarafından 3. parti rolü verilen bir partinin hükümet kurması halk iradesine açık bir saygısızlıktır. Seçim dönemi heyecanlarının, parlamenter demokrasi ve halk iradesine ilişkin kuralların çiğnenmesi için gerekçe olmamalı. Bu noktada CTP’nin halihazırdaki kafa karışıklığından kurtularak, sağduyulu davranacağını tahmin ederim…
Teknokrat hükümet olarak pazarlanan ve halkın sınav ve onayından geçmemiş kişilerden oluşan bakanlar kurulu da sistemimizle uyumlu değildir. Sistemimiz ancak bir iki bakanın dışarıdan atanmasına izin verir. Bütün bakanların dışarıdan atanmasına değil. Bu tarz bir yaklaşım, siyasetin kanallarının tıkanmasına neden olur. Oysa demokrasilerde, kötü siyasetin panzehiri yine siyasettir. Krizlerin aşılması, doğru siyasetlerle mümkün olabilir…


Cumhurbaşkanı’nın ne kadar “tarafsız” olduğunu bekleyip göreceğiz. Ama halk iradesi, bertaraf edilirse, bunu da hepimizin birlikte düşünmesi gerekecek. Çünkü demokrasi herkese bir gün lazım olacak… İradenin yeniden belirlenmesine, şunun şurasında ne kaldı ki…
Son sözümüz de Sn. Serdar Denktaş’a, bulabilirse 28 Şubat dönemi kitaplarını okumasını ve o dönem yapılan hataları öğrenmesini tavsiye ederiz. Özellikle de 28 Şubat’ın başbakanı Mesut Yılmaz’ın siyasal kariyerine ne olduğunu. Hatta mümkünse bu kitapları Sn. Mehmet Çakıcı’ya da versin. Darbe hükümetinin yancısı pozisyonu için münhale çoktan talip olmuş gibi…

YERİN KULAĞI VAR

BAŞBAKAN RAHATLAMIŞ: Başbakan Küçük, güvensizlik önergesinden sonra rahatlamış görünüyor. “Hükümeti düşüren onlar, ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için gayret göstermek de onlara düşer” sözleri bu rahatlığın göstergesi gibi. Aslında Başbakan, icraatlarıyla eleştirilebilir, eleştirilecek de, ancak hem erken seçim kararı, hem de bu son tutumuyla en azından koltuğa yapışıp kalma niyeti olmadığını da gösterdi…

HEPSİ KADÜK OLDULAR: Hükümet düştü, bununla birlikte bir çok can alıcı yasa tasarısı da kadük oldu. İşte bazıları, , halen Ad-Hoc Komite’de olan Borç-Alacak Yasası ile Ödünç Para Veren Finans Şirketleri (Düzenleme ve Denetim) Yasa Tasarısı, Ceza Yasası’nın Hırsızlık, Ahlaka Aykırı Suçlar ve İnsan Ticareti ile ilgili maddelerinin değiştirilmesi, tüm partilerin mutabık kaldığı BRT Yasası Doku ve Organ Nakli Yasa Tasarısı, Toptancı Halleri ve daha başkaları. Bunların hepsi , vatandaşı yakından ilgilendiren düzenlemelerdi. Şimdi bundan sonra ne olur bilinmez. O nedenle demiyor muyuz, bu ülkede siyaset, vatandaşa değil, siyasetçiye odaklıdır diye…

HANGİ SABUNU KULLANDI: DP-UG Milletvekili Hasan Taçoy dün katıldığı bir TV programında öyle bir laf etti ki, kulaklarıma inanamadım, “partizanlıkla hükümet edilmesine karşıyız.” Ömrünü UBP’nin geleneksel politikalarına adayan, bu politikaların en büyük savunucularından olan Taçoy’un, böyle bir söylemde bulunmasına inanın akıl sır erdiremedim. Yıllardır partizanlığın temsicisi UBP çatısı altında siyaset yapan Taçoy öyle görünüyor ki, ellerini çok çabuk yıkamış…

BATAN GEMİNİN DANIŞMANLARI: Devlette ne görev yaptıkları belli olmayan ancak, hemen her bakanlıkta var olan ve kendilerine danışman adı verilen bazı içerikliler de unutulmamış. Seçim günü sözleşmesi bitecek olanın sözleşmesi, son gün alelacele uzatılmış. Galiba aralarında sözleşmesi uzatılmayanlar da var ki, onlar da şimdiden dümen kırmışlar. Başka taraflara yağcılığa başlamışlar.

ONLARIN DERDİ BAŞKA: Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, ülkenin içinde bulunduğu siyasi süreçten endişe duyduklarını dile getirdi. “Bu süreci nasıl geçireceğimizi ciddi ciddi düşünüyoruz” diyen Çerkez, siyasi sürecin, ekonominin önünü tıkamaması gerektiğine de dikkat çekti. Kimin umurunda Sayın Başkan, baksanıza bizdeki siyasilerin tek endişesi, koltuğa kimin oturacağıyla ilgili. Ekonomi kötüye gidecekmiş, devlette işler yürümeyecekmiş, onların endişesi olamaz…

HEPSİNİ ANLADIM DA: İrsen Küçük ve kabinesi son gün dağıttıkları tabancalarla yine gündem olmayı başardılar. İstihdam, vatandaşlık, arsa dağıtımını anladık da, kusura bakmasınlar ama tabanca dağıtmakla neyi elde edebileceklerini pek anlamadım. Ülkede suç oranının hızla arttığı, resmen Teksas’a döndüğümüz böylesi bir süreçte birilerine silah ruhsatı verilmesine ne gerek var…

50 GÜN TATİL: Partilerin bu kadar uğraşmasına, yırtınmasına gerek yok. İlle de hükümet kuracağım diye günlerce partiler arası görüşme yapmaya da gerek yok. Benim önerim, şunun şurasında seçimlere yaklaşık bir buçuk ay kaldı. Siyasiler devlette işler yürüsün, ülkeyi başsız bırakmayalım derlerse de onlara önerim, ülkede 50 gün genel tatil ilan edin, o zaman hem hükümet sorunu olmaz, hem de bu kadar yırtınmanıza gerek kalmaz…

 

ZİRVEDEKİLER

Sivil Toplum: Siyasi partilerin birbirlerinden hiç farkları yok. Bir öncekinin dağıttıklarını geri alıp, kendi yandaşlarına dağıtacaklar. O nedenle de, iş çevreleri, sendikalar, dernekler, örgütler ve özellikle de gençlik örgütleri… Bu seçim öncesi dönemde, DAÜ-SEN’in ya da Ticaret Odası’nın yaptığı gibi neyi istediklerini, neyi istemediklerini açık ve kesin bir şekilde ortaya koymalılar. Toplumsal beklentilerin, bireysel taleplerin önünde olduğunu göstermeliler. Aksi takdirde, yine ona müdürlük, buna arsa vaatleri, toplumun genel beklentilerinin yerine geçecek ve hep beraber kaybolan bir seçim fırsatının daha arkasından bakacağız.

DİPTEKİLER

Mehmet Tancer: Katıldığı bir TV programında halka çağrıda bulunarak, “Pikniğe, denize gitmesinler. Halkımdan isteğim, iki biraya bir tabak yemeğe tav olmasınlar, vizyonu olan adaylara oy versinler. UBP çatısını benim halkım, benim seçmenim korusun…” Allah dualarını kabul etsin, zaten işin Allah’a kalmış…

"37'inci KKTC Uluslararası Fuar" dün açıldı

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar