Benim için ağlama Barça - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Benim için ağlama Barça

Don’t cry for me Argentina adlı şarkıda “Benim için ağlama Arjantin, gerçek şu ki seni asla terk etmedim. Tüm hiddetli günlerim ve çılgın varoluşum boyunca ben sözümü tuttum, kendini uzakta tutma” demişti söz yazarı Arjantin eski devlet başkanı Juan Domingo Peron. İşte bu müzikal, eski diktatörün ilk eşi Eva Peron’un hayatını anlatan bir eser olarak yazılmıştı. Bu şarkıyı yakın geçmişte Sinead O'Connor ve Madonna gibi sanatçılar da yeniden düzenleyerek ruhumuzun gıdası yaptılar sağolsunlar. Neyse, milli takımlar düzeyinde Maradona varken ‘Benim için ağlama Arjantin’ yoktu ama sonrası kuşakta olan uzaylı Messi, Higuain ve saz arkadaşları varken milli takımları için hep ağladı garibim Arjantinliler. E kulüpler düzeyinde durum ne? Barça bu aralar n’apıyor acaba? Bi’defa Cryuff sonrası efsane olmaya aday kim var oralarda? Guardiola tabii ki de. O n’aptı? Sadece gelecek yılki transfer bütçesi 250 milyon euro olan Bayern’le kapak yaptı ve bırakıp gitti. Arkasında da yardımcısı Tito Vilanova sahneye çıktı ama o da kulak altı bezlerindeki tümör nedeniyle zorunlu olarak bırakıp istirahate çekildi Allah sağlık versin. E ya şimdi? Şimdilerde de Camp Nou Stadı sürekli ağlıyor her mağlubiyet sonrası. Ya Barça taraftarı ağlıyor mu? Asla. Neden mi? Çünkü Barça demek “Mes que un club” demek. E o da ne demek? “Bir kulüpten fazlası demek” mâlum. Sonuç mu? Bizim için ağlama Barça, zira sen bir kulüpten fazlasısın. ‘Tüm hiddetli günlerim ve çılgın varoluşum boyunca ben sözümü tuttum, kendini uzakta tutma. Saçlarına yıldız düşmüş koparma Barça’. Asla yalnız yürümeyeceksin. Kısmetse yazın yanındayım ama daha çok Playa de Bossa plajında…

Tyson ve mâneviyata da yatırım


Çarşamba yazımızda sportif yıldızlardan bahsetmiştik, hani şu gün batınca ve de karanlık olunca ortaya çıkıp, parlayan yıldızlar var ya, işte bu gün de kayan eski bir yıldızdan bahsedeceğiz. E’ee, e’eesi ‘düşmez kalkmaz bir Allah’ ya, n’oldum dememeli. “E artık tezeğe karıştım” diyen sporcular da performans yaşamı bitince bi’bakıyolar ki sofrada yer veren birilerini geçtik, selam veren bile yok. ‘Taçsız Kral’ lâkaplı Metin Oktay evindeki akvaryum içerisindeki balıkları oltasıyla avlarken, ender de olsa onu ziyarete gelen arkadaşlarına yaşadığı ilgisizlikten şikayetçi olurdu ve nihayetinde de bi’gece Boğaziçi Köprüsü’nden altın dalışlı bi’vuruş yaptı ve rahmetine kavuştu cehennem azabında. N’apmalı? “Bi’defa performans en üst seviyelerde nakit yaparken, madde cinsinden yatırımlar yapmalı ama mâneviyata da yatırım yapmalı. Zira herkesin ilgiye ve de sevgiye ihtiyacı var. Yalnız yaşamak mümkü değil” diyor sosyal bilimci arkadaşlar. E biz de bu durumla hemfikiriz. Mike Tyson’u hatırlarsınız, hani şu ‘Demir Yumruk’ lâkaplı olan eski şampiyon boksör. “Dövüşe çıkmadan önce antrenman yaparken hep  korkarım. Hep dayak yiyeceğimi düşünürüm. Maç günü gelir ve soyunma odasında halen korkuyor olurum. Sonra ringe doğru yürüyüş başlar. Gittikçe kendime güvenim gelir. Güçlenirim ve ringe çıktığımda artık tanrıyımdır(!). Muzafferim, ben bütün zamanların en büyük boksörü Mike Tysonım” dermiş demişti bir röportajda. Ego boyutlarının zirvesi bu olsa gerek ancak bizim adam bu aralar beş parasız bir şekilde Las Vegas’ta yaşıyor ve ‘Tyson’la Kapışma’ adlı bir realite şov yapma derdinde. N’aparsınız ekmek parası. Har vurup harman savurma zamanları çoktan bitti Tyson’ın. Şan, şöhret ve para içerisinde yüzen bir boksör bu aralar ağzından güvercin beslemekle de meşgul. “Hayatımda ilk sevdiğim şey güvercindi” demişti bir TV şovunda eski dünya ağır siklet boks şampiyonu. Üç yıl tecavüz suçlamasıyla giydiği hüküm ve hapislik, intihara teşebbüs, Allah’tan müslümanlığa geçiş, ringde rakibin kulağını ısırma, ring dışındaki kavgalarıyla ünlenmişti bizim güvercinci Mike. 1997'de Evander Holyfield ile yaptığı ünvan maçının üçüncü raundunda rakibinin kulağını ısırdığı gerekçesiyle diskalifiye edildi. İki yıl men cezası alan Tyson'un Ohio eyaletinde ömür boyu boks yapması yasaklandı ama yasağı kaldırıldı ve 1999 yılında tekrar ringlere döndü. 8 Haziran 2002'de Memphis'te, Lennox Lewis ile Mike Tyson arasında yapılan dünya ağır siklet boks şampiyonası karşılaşmasında kazanan taraf Lennox Lewis oldu. Lewis, karşılaşmada pek varlık gösteremeyen Tyson'ı sekizinci rauntta yenerek ‘Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu’ ünvanını aldı ve Tyson için artık emeklilik zamanı gelmişti. Neyse, geçenlerde “Ben eskiden bir deliydim. Şimdi sakin bir hayat sürüyorum ama aslında hiç değişmedim. Aynıyım” demiş. Haklı da, tıpkı 14 yıl önce ringde Evander Holyfield’in kulağını ısıran boksörden bir farkı yok şimdilerde de. New York Times dergisinin ekonomi ekinde bir reklam bölümü var. Burada her gün sektörlerle ilgili bir havadis veriyorlar. Burada hedef, trendleri halkla paylaşmak. Bu derginin muhabirine; “O kadar çok farklı iş yapıyorum ki, bazen saçmalıyorum” demiş. Hemfikiriz, kalbimizde taht kuran bir bosör daha da çok saçmalamaz inşallah. Sonuç mu? Aha ‘yıldızlar da kayar, durmaz yerinde’ bildik dikine dikine. Mâneviyata da yatırım yapmakta fayda var değerli okuyucum…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar