Akıllı telefon ve tablet cihazlar her kesim ve yaştan insan için teknolojiye açılan en büyük bağlantı konumunda. Ağırlıklı olarak eğlence odaklı kullanılan ve 7/24 yanımızdan düşürmediğimiz bu cihazlar, mobil oyun dünyasının sınırsız eğlencesine açılan kapılara dönüşmüş durumdalar.
ABD ve Avrupa’da mobil kullanıcı sayısının 200 milyonu geride bırakmış durumda. Her iki bölgede her gün sadece iPhone ve iPad için indirilen oyun sayısı 8 milyon civarında. Küresel oyun piyasası sektörünün 2015’te 7.5 milyar dolar gibi bir potansiyele ulaşması bekleniyor. Türk girişimciler de, büyük fırsatlar içeren mobil oyun dünyasında her gün daha fazla yer ediniyor.
Türkiye’de bugün 30 civarında mobil oyun firması var. Genç girişimciler, mobil oyun dünyasının fırsatlarını değerlendirmek için büyük çaba sarf ediyor. Lastmoon Games’in kurucusu Levent Ahmet Sevgili, Purple Cape’in arkasında yatan stratejiden bahsederken, Angry Birds’ün sakladığı ipuçlarını ntvmsnbc’ye anlattı.
Sevgili, ‘Eğer mobil oyun alanında başarılı olmak istiyorsanız, oynanabilirliği basit bir oyun geliştirmek zorundasınız’ ifadesini kullandı.
Lastmoon Games piyasaya üç oyun sunmuş genç bir şirket. En yeni oyununuz Purple Cape çok dikkat çeken bir oyun. İlk iki girişimden sonra böyle bir projeye imza atmak size nasıl bir tecrübe kazandırdı?
İlk iki oyundan aldığımız tecrübe Purple Cape’i son haline getirmemizi sağladı. Purple Cape diğer iki oyundan farklı olarak New York ta bulunan Forest Moon Games adlı yayıncı bir firma ile çalıştığımız ilk oyunumuz. Her oyunla olduğu gibi bu oyunda da çok tecrübe edindik. Amacımız global çaplı mobil oyunlar geliştirmeye devam etmek ve bir sonraki bir öncekinden her zaman daha iyi olacağını garanti etmeye çalışmaktır.
Purple Cape, bazı yönleriyle Öfkeli Kuşlar’a (Angry Birds) benziyor. Kahramanımız olan kurbağanın sevgilisini kurtarmaya çalışması gibi. Purple Cape’i geliştirirken Angry Birds’ten ilham aldınız mı?
Angry Birds gibi bir devden ilham almamak kaçınılmaz. Purple Cape ilk hali Poke The Frog sonra Super Frog son hali Purple Cape olarak düzenlendi. Bu süreç zarfında da konusu epey değişti. Bu son hali bizim en sevdiğimiz hali oldu.
Angry Birds piyasaya çıkmadan önce aynı konsepte sahip birçok oyun geliştirildi ama adını bile bugün bilmediğimiz bu oyunlar çok renksiz kaldı ve başarısız oldu. Angry Birds mobil oyun kültüründe bilmediğimiz neyi başardı?
Bana inanın Rovio’nun CEO’su Mikael Hed bu sorunun cevabını şu an bile bilmiyor. Bana soracak olursanız burada önemli olan 3-4 tane unsur var:
Mobil oyuncu ile bilgisayar oyuncusu farklı karakterlere sahipler. Bilgisayar oyuncusu yaşı sınırlı fakat kabiliyeti çok yüksek iken, mobil kullanıcısı bu açılardan tam zıttı. Yaş yelpazesi geniş ve önceden hiç oyun oynamamış kişiler oyun oynuyor. Bu durumda hepsine hitap eden ürünler yapmak zor fakat Angry Birds bunu başardı.
Birincisi ufak ve basit bir hamle ile dünyaları yıkıyorsunuz. İkinci unsur seslendirmeler çok başarılı ve üç tabii ki görseller çok şirin ve her yaş gurubuna hitap ediyor. Bir şeyi fırlatıp atmanın ve bu kuşların sinirli olmasının bile psikolojik olarak insanları tatmin ettiğini düşünüyorum.
Küresel piyasaya baktığımız zaman karşımıza Zynga ve Rovio geliyor. Bu iki şirketin bugün geldiği nokta Türk firmaları için nasıl bir anlam ifade ediyor?
Bence muhteşem bir fırsat mevcut. Sosyal ve mobil oyunda örnek alınacak şirketlerden en önemlileri Rovio ve Zynga. Angry Birds, Rovio’nun ilk oyunu değil. Önceden 50 tane oyun geliştirdikleri biliniyor. Bazen ısrarcı olmak faydasını gösteriyor. Her oyunda yenisini katıyorlar.
Türk firmaların mobil oyun geliştirme pazarında olmasını canı gönülden istiyoruz. En büyük gururumuz Peak Games bu topraklardan çıkmış çok güzel bir örnek. Sosyal oyunda Zynga ve King.com dan sonra 3’üncü sırada. Çok büyük bir başarı. Daha çoklarına ihtiyaçlarımız var.
Türk firmaları için küçük ekiplerle çok kaliteli global çaplı oyunlar geliştirilebildiğini bu firmalar dünya çapında gösterdi. Bu konuda örnek almamız gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye’de bugün yaklaşık 30 tane mobil oyun üreten şirket var. Bir röportajınızda ‘Türkiye olarak teknik bilgi eksiğimiz yok’ dediniz. Peki eksikler neler?
Büyük eksiklerimizden bir tanesi organize olmak. İyi bir yazılımcının iyi görsel, ses ve müziklere ihtiyacı var. İyi tasarımcının iyi bir yazılımcıya ihtiyacı var. Yaşadığımız sıkıntılardan en önemlisi de insan kaynağı bulmak oldu. Dışardan ilk bakışta anlaşılmasa da oyun geliştirmek çok özen isteyen spesifik bir konu. Bölüm tasarımcısından tutun da illüstrasyonlar, yazılan yazılımın optimizasyonuna kadar çok geniş ve bir o kadar spesifik temaları içeren bir konu. Türk firmalarının konusunda uzmanlaşmış ve odaklanmış insan kaynağına ihtiyacı var.
Bir oyunu oluşturan 3 unsur var: Sanat, mühendislik ve iş tarafı. Bu üç unsuru bir araya getirmek gerçekten zaman mertebesinde tecrübe isteyen bir yetenek. İşin başarısı bu 3 unsuru ne kadar verimli bir araya getirebildiğinizde yatıyor.
Mobil oyun geliştiren bir şirket olarak ilerleme adına sosyal ağlarla ortaklık kurulması gerektiğini düşünüyor musunuz?
Evet bir çok örneği piyasada mevcut. İlk aklıma gelen tür; oyuna girerken sizden Facebook Login isteyen oyunlar. Bu sayede ileriki bölümlerde Facebook arkadaşlarınızdan gerek yardım almak, gerek onlara oyunu tavsiye etmek gibi oyunun pazarlanmasına yönelik hamleler yapabiliyorlar.
Sonuçta oyunu piyasaya koymak yeterli değil. Milyonlarca ürünün olduğu bir markette pazarlama yapılması gerekiyor. Sosyal ağlar ile ortaklık kurulması pazarlamaya yönelik hamlelerden bir tanesi olarak gözüküyor.
Oyunların uzun ömürlü olmasını sağlamak için nasıl yenilikler sunulacak? Artırılmış gerçeklik ileriye dönük planlarınız arasında var mı?
Her oyunun bir replay value( tekrar değeri) mevcuttur. Bu değer genelde video oyunları için kullanılır. Tekrar değeri yüksek oyunlar, kullanıcılar tarafından çok tekrar edilip oynanır ve sizin kullanıcı sayınızın arttırmasına yardımcı olan oyunlardır. Bu değere etki eden bir sürü unsur mevcut. Bunlara örnek vermek gerekirse; online oyunlar, strateji oyunları, farklı sonlar, farklı karakterler gibi oyunun tamamen oynanışı ile ilgili yada yeni bir eklenti bile olabilir. Şu an replay value sunu arttırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
Arttırılmış gerçeklik ile ilgili bir planımız yok. Ama bizi heyecanlandıran bir konu olduğu kesin.
Birçok yeni uygulama gibi oyunlarınızı iOS’te sundunuz. Bunun sebebi iOS’in uygulamaları sınamak için tercih edilmesi mi?
iOS işletim sistemi rakip bir çok işletim sisteminden çok daha düzenli ve verimli bir işletim sistemi. Ayrıca güvenli bir satış sistemine sahip. Bunun sebebi arkasında Apple gibi işini ciddi yapan ve kalite stratejisi olan dev bir yapının olmasından kaynaklanıyor. Uygulamayı piyasaya koymadan önce bir filtreden geçmesi, bu piyasanın kaliteli olmasını sağlayan faktörlerden biri. Denemek için gerek yazılım alanında gerek ödeme konusunda, kısacası her açıdan çok uygun ve büyük bir platform olduğunu düşünüyoruz.
Android sizin için de kaçınılmaz mı?
Android kaçınılmaz evet. Android toplam kullanımda iOS cihazlarını geçmiş olsa da hala gelir konusunda iOS önde gidiyor. Şu bir gerçek eğer ürününüz bir platformda başarıya ulaşamıyorsa, bunu diğer platformda denemek çok mantıklı olmayabilir. Başarılı ürününüzü her yere port etmenizi gereken bir hamle olarak düşünüyorum.
Mobil oyunların oyuncu kitlesi nereden geliyor? PC, konsol, internet ve mobil oyuncuları sizce farklılaşıyor mu yoksa tüm alanlarda oyuncu sayısı artış mı gösteriyor?
Oyuncu sayısı kesinlikle artıyor. Mobil oyuncunun kitlesi kritik bir önem arz ediyor. Mobil oyuncular bahsettiğim üzere çok farklılar. Çok büyük bir yelpazeyi kapsıyorlar. Bunun hem iyi hem de kötü yanı var.
Kötü yanı belirli kesime oyun yaptığınızda diğer kesime hitap edemiyorsunuz. İyi tarafı ise mobil oyuncuların sahneye girmesiyle dünya oyun geliştiriciler açısından bir çizgi haline geldi. Kimse artık oyun yapmayı bilmiyor diyebilirim belki kabaca J Bu çok büyük bir fırsat. Hızlı ve akıllı oyunlar mobilde küçük ekiplerle kısa zamanda milyon dolar cirolara ulaşabiliyor. Bunların en basit örneği aklıma gelen Temple Run oyunu.
İkincisi mevcut olan oyun, karı-koca tarafından yapılmış ve şu an toplamda 200 milyon indirilme rakamına ulaşan bir oyun. Mobil oyun geliştiricilere tavsiyem oynanabilirliğin çok basit olması gerektiğidir. Bunu oynayan insanlar genelde otobüs beklerden veyahut bir yerde 5-10 dakika bekleme esnasında bu oyunları oynayacaklar. Sizin oyununuzun bir bölümü 30 dakika sürüyorsa bu oyun emin olun mobil oyuncular tarafında pek tercih edilmeyecektir.
Konsol ve PC’ler çok daha hardcore dediğimiz kullanıcılardan oluşmaktadır. Bu arkadaşlara oyunu tanıtmanıza bile bazen gerek yok. Oyuna girdiği anda tecrübesiyle hemen adapte olabilir. Öğrenme eğrisinin süresinin de çok büyük bir önemi yok. 10 dakika harcayacaksa öğrenmeye harcayabiliyor ama mobil oyuncusunun 10 saniyesi var. 10 saniye içinde yapamazsa hemen kapatıyor. Silmeye bile üşeniyor diyebilirim ta ki mobil cihazında yer sorunu olmaya başlayana kadar.
Bir yıl içinde Lastmoon Games’i nerede görüyorsunuz? Özellikle Purple Cape’den beklentiniz nedir?
Dünya çapında mobil oyunlar yapmaya devam edeceğiz. Bir yıl içinde eski tecrübelerimizle daha fazla oyun üreteceğiz. Şu an üzerinde çalıştığımız 5 adet oyun prototipimiz var. Bunlar üzerine çalışıyor ve derecelendirme yapıyoruz. Çalışmamız tamamlandığında bu oyunları geliştirmeye başlıyor olacağız.
Bir yıl içinde 3-4 oyun hedefimiz var. Purple Cape çok güzel gidiyor. Üzerinde epey emek olan bir oyun oldu Purple Cape. Gerek su fiziği olsun gerek bölümler olsun kullanıcıya epey zevkli zaman geçirtiyor. Satışların ivmelenerek artması en büyük başarımız olacaktır. Bunun için pazarlama üzerine çalışmalarımız devam ediyor.
