Lefkoşalı kadayıfçı 63 yaşındaki 3 çocuk ve 5 torun sahibi olan Halil İbrahim Öztansu, teknolojinin çok hızlı ilerlemesi ile insanların birbirleriyle iletişimi kopardığını ve herkesin kendi dünyasında yaşadığını söyledi. İnsanların bir selam vermek için zorlandığı noktasına geldiğimizi söyleyen kadayıfçı İbrahim, eski alışkanlıkların unutulmaya yüz tuttuğunu bayramların ise kendi çocukluğunda güzel olduğunu söyledi. 30 sene gerek bayramlarda gerekse günlük hayatta kendi elleriyle yaptığı kadayıfların satıldığı günlerin çok gerilerde kaldığını artık havada bayram kokusunu bile hissetmediğini söyledi. Rahatsızlığından dolayı 10 yıl önce çok sevdiği işini bırakmak zorunda kalan Halil İbrahim Öztansu, çocukluğunu geçirdiği Selimiye Camisi yanında şimdi arkadaşlarıyla buluşup sohbet ederek vakit geçiriyor.
“Kendi ellerimle yapardım”
Bir zamanlar büyüklerimizin kapılarda beklediği kadayıfçı İbrahim insanların artık büyük marketlere yöneldiğini ve sokak aralarında satış yapanların sesinin kısıldığını söyleyerek, “30 yıl boyunca kendi ellerimle evde eşimin yardımıyla kadayıfları hazırlar satmaya çıkardım. Bayram zamanları arife gününde erkenden biterdi kadayıflar çünkü herkes sokakta beklerdi. Yoktu öyle marketler Bandabulya ve Surlariçi seyyar satıcıların sesleri ile inlerdi” dedi.
“Bayram zamanı buralarda yürümek imkansızdı”
Eskiden çevre köylerden gelen insanlarla dolup taşan Bandabulya’nın şimdilerde kimsesizliğe terk edildiğini söyleyen Halil İbrahim Öztansu, “Eskiden olsa bayramlara yakın bu sokaklar dolar taşardı insan kalabalığından yürüyecek yer bulamazdın. Köylerden otobüslerle dünya kadar insan gelirdi alışverişe herkes ihtiyacını buradan alırdı nerede o günler çok geride kaldı. Şimdi alışveriş merkezleri var kimse buranın yüzünü hatırlamıyor bile. Bandabulya gibi her yeri tarih kokan bir yerini kıymetini bilen bir biz kaldık” dedi.
“Kıyafetlerimle yatırdım”
Artık kıyafet almak için insanların bayramları beklemediğini söyleyen Öztansu, “Ben çocukluğumda çok sevinirdim çünkü bayramlar özeldi. Annem babam bayramdan bayrama ayakkabı alırdı, kıyafet bir kere alınırdı ve o mutluluk bize yeterdi. Sevinçten kıyafetlerimizle yatırdık biz böyle mutlu olan çocuklardık. Sabah kalkardık büyüklerimizin ellerini öperdik kimisi şeker, durumları iyi olanlar para verirdi. Bayram yerlerinin tadı bir başka olurdu, topladığımız paralarla koşar giderdik oyuncaklara binmek için şimdi bayram yerlerini bile kumara çevirdiler” dedi.
“Ütümüz bile yoktu”
Her şeyin son model olduğunu ve insanların rahata alıştığını söyleyen kadayıfçı İbrahim, “Bizim zamanımızda ütümüz bile yoktu annem kıyafetlerimizi gece yatağın altına koyardı sabah alırdık dümdüz giyerdik. Bugün öyle bir duruma geldik yürümeye usanır olduk” dedi.
.jpg)
Halil İbrahim Öztansu, 30 sene kadayıfçılık mesleğini 10 yıl önce sağlık sorunlarından dolayı bıraktı
