Eski ile yeni arasında - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Eski ile yeni arasında

Sonbahar gelince…

Yaprakların sararma ve dökülme mevsimi…
Genellikle hüzün mevsimidir…
Ama, birçok şeyin de habercisi…
İlk yağmur düşer mesela…
Kış’ı haber verir…
Kuşlar göçmeye başlar. Ayrılığı anımsatır; hasret basar…
Deniz mevsimi biter, bulutlar dağları, dağlar bulutları çağırır…
Ağaçlar, bulut toplar tepelerde…
Toprak ıslanır, keklik çoğalır…
Yılan uykuya dalar, nergisler açmaya hazırlanır…
Denizde yaşam değişir…
Yer değiştirir balıklar…
Hava nemsizdir…
Şafak vakti serin…

Sonbahar gelince, hazırlıklar başlar…
Lefkoşa temkinli… Yağmura, çağmura…
Akıtan damlar onarılır…
Panjurlara vernik vurulur; sobalar hazırlanır…
Avlular, sündürmeler elden geçirilir…
Yorganlar, battaniyeler çıkarılır, çarşaflar değiştirilir, kopan gargola sustası varsa onarılır…
Nöbet yerleri tertibat alır… Silahlar bir kez daha yağlanır… Karavanaya mercimek çorbası falan eklenir… Talim yerleri değiştirilir…
Okullar açılır…
Defter, kalem, kitap, önlük, çanta ve saire alınır…
Tekmil donanım sağlanır…
Öğretmenler de vaziyet alır… Çocuklar gibi hazırlanır…
Kışlık ayakkabılara bakılır; altı delikse parça konur eklenir…
Geçen yılki pantolonun beli biraz daralmışsa, genişletilir; paçaları kısalmışsa, uzatılır…
Hayat böyle idare edilir…
Sonbahar gelirken, bir değişiklik hissedilir…
Adamakıllı…
Yüncülerden yün alınır, kazaklar elde işlenir…
Turunç ve ceviz macunları telli dolaplarda saklanır…
Kestaneye henüz vakit var ama, mangallar da gözden geçirilir… Bir yerleri çürümüşse, icabına bakılır…
Bayram ve yılbaşı kapıda…
Hesap kitap yapılır, bütçeden ona da ayrılır…
Salepçi hazırlanır…
Arabasını elden geçirir…
Yazlık sinemalarda giderek seyirci azalır…
Filmin sonuna doğru serin kalkar; üşütür…
Kışlık sinemalar hazırlıkta…
Koltuklar, film makineleri, tahta kola kasaları, kantinler gözden geçirilir ve afişlerin asılacağı yerler bakıma alınır…

Sonbahar gelince…
Lefkoşa’da bir hazırlık…
Şimdi değil…
Eskiden…

İlk yağmur düştü…
Önceki gün…
Toprak ıslandı az biraz…
Yapraklar sararmaya başladı…
Lakin, hiçbir şey eskisi gibi değil…
Okullar açıldı fakat, sanki kimselerin haberi yok, velilerden gayrı…
Sinemalar zaten yok…
O insanlar…
Locadakiler, aşağıdakiler…
Fıstıkçı fındıkçı yok…
Londra Pastanesi yok.
Çocuk Bahçesi yok.
Ne Mücahitler Parkı’nda bir ses, ne Kuğulu Park’ta bir nefes…
Ne Ayşe’yi gören var, ne Necla’yı, ne Nalan’ı…
Ne Ferit’ten haber var, ne Memet’ten, ne Seyit’ten…
O Kız Lisesi’nin, o LTL’nin öğrencileri…
Ne evinin damını onaran var hummalı, ne terzilere, kunduracılara koşan…
Ne kazaklar elde dikilmekte, ne tel dolaplarında ceviz ve turunç macunu saklanmakta…
Günler birbirinin aynısı…
Mevsimler hepten alabora…

Hızla geçiyor günler, aylar, seneler…
Herkes birbirinden habersiz…
Azrail acele etmekte…
İşi hayli yoğun!..
Yetiştirememekte!..

Hayat, mırra kahvesi gibi…
Acı…
Bir yudumda bitmekte…

Bakarsınız bir gazete köşesinde bir ölüm ilanı…
Fotoğraftakini gözünüz ısırmakta…
Lakin seneler geçmiş…
Belki Lise’den, belki aynı mahalleden, belki Mücahitlikten tanıdığınız…
Çıkaramazsınız ilk bakışta…
Çekip gitmiş işte…
Eski ile yeni arasında…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar