Eroğlu, 2004’teki Anastasiadis’i Tercih Ederim - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Kıbrıs

Eroğlu, 2004’teki Anastasiadis’i Tercih Ederim

Eroğlu

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun, "Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in barış için 2004’te gösterdiği arzuyu şimdi görmek istiyoruz" dediği bildirildi.

Politis, Cumhurbaşkanı ile yaptığı söyleşiyi okurlarına “Derviş Eroğlu Politis’e Kendisine Göre İki Tarafı Ayıran Şeyin Ne Olduğunu Anlattı… ‘2004’teki Anastasiadis’i Tercih Ederim’ ” başlığı altında aktardı.


Gazetenin TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ilk liderler görüşmesi için işaret ettiği 4 Kasım tarihiyle ilgili sorusuna karşılık, Davutoğlu’nun ilgili açıklamayı keyfi yapmadığının altını çizen Eroğlu, “danışmanlar görüşme ışığı altında bir ortak açıklama üzerinde çalışıyor. Önceki hedefimiz , (görüşmenin) Ekim’de olması yönündeydi ancak şu anda hedef 4 Kasım’dır. Biz müzakerelerin 4 Kasım’da başlamasını arzu ediyoruz” dedi.

Bu konuda bir anlaşma olmadığının hatırlatılması üzerine “Hayır, şu anda tartışılan bir tarihtir” cevabını veren Eroğlu, ortak açıklamadaki sorunun nerede olduğu, sorunların neler olduğu sorusuna karşılık da şunları söyledi:

“Kıbrıs Rum tarafı ortak açıklamada, müzakere masasında görüşülecek konuların da yer almasını istiyor. Biz, bütün konuların görüşüleceğini ve ortak açıklamaya konulmalarına gerek olmadığını düşünüyoruz. Yine,  müzakerelerin yeniden başlamasından önce ortak açıklama yapmamızın şart olduğunu düşünmüyoruz"

Gazetenin “zemin konusunda anlaşmazlık var mı? Tek vatandaşlığı, tek egemenliği, BM’nin ilgili kararlarına ve Avrupa müktesebatına uygun iki bölgeli iki toplumlu federasyon zeminini kabul ediyor musunuz?” sorusuna karşılık Eroğlu ,“Zeminin ne olduğunu hepimiz biliyoruz, tekrarlamamıza gerek yok” diyerek şunları ekledi:

“Hâlihazırda BM kararlarına göre zemin iki bölgeli iki toplumlu federasyondur. Ancak BM kararları İncil değildir. Bizim hedefimiz çözüm bulunmasıdır, gerisi teferruattır. BM kararları zamanın gereklerine göre değişir ancak hedef iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliği olan federasyondur, müzakereler de bunun için yapılıyor.”

Eroğlu, “Tam olarak hangi kararlara itiraz var?” sorusu üzerine, “BM kararlarına itirazım yoktur ancak gerçekleri dikkate almamız gerekir. Downer’ın da dediği gibi kararlar İncil değil” vurgusunu yaparak şöyle devam etti:

“Kararlara itirazım yok, ancak (onlar) hedefe ulaşmamıza yardımcı olan işaretlerdir. Önemli olan müzakere masasıdır. Geçen zamanla ortaya çıkan bugünkü sorunları göğüslememiz gerekir. Güvenlik Konseyi’nin, çıktıkları dönemin sorunlarını yansıtan birçok kararı var ancak şu anda 2013’teyiz. Hedefimiz, yoğun müzakerelerle en kısa sürede bir çözüm bulunmasıdır.”

Gazetenin “zeminin iki bölgeli iki toplumlu federasyon ve kararların da çerçeve olduğunda mutabakat olduğuna, iki taraf da görüşülecek konularda mutabık olduğuna göre o zaman neden müzakerelerin başlangıç açıklamasına girmesinler?” sorusuna karşılık Eroğlu “gerekmez” cevabını verdi. Gazetenin “neden” diye üstelemesi üzerine ise şu cevabı verdi:

“Kararlar kaydedilmiştir, ortak açıklamaya konulmaları gerekli değildir. Bugünkü gerçekleri dikkate almamız lazım. BM kararları geçmişin gerçeklerini yansıtıyor. Geriye kalan problemleri müzakere masasında tartışmalıyız.”

Eroğlu, gazetenin “Bugünkü gerçekler iki devlet mi?” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Asla bunu demiyorum. İki devletten söz etmiyorum. Neredeyse 40 yıldan beri ayrı yaşayan iki toplumdan söz ediyorum. 40 yıldır kendi kendilerini yöneten iki halktan. Gerçekler olarak gördüğümüz budur, iki ayrı devlet değil. Hedef federasyondur. Biz, mümkün olan en kısa sürede çözüm olmasını istiyoruz çünkü halen çok fazla zaman geçti.  Bu fırsatı değerlendirmezsek, gelecek nesiller hakkımızda ne düşünecek bilmem.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu’na, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e güvenip güvenmediği de soruldu. “Birbirimize güvenmeliyiz. Korkarım Ulusal Konsey’e aşırı bağlandı ve serbest manevra yapamıyor. Başlıca korkum budur çünkü Ulusal Konsey’in tavrını biliyoruz” cevabını veren Eroğlu Anastasiadis’in 2004’te (Annan planı referandumu) “evet”, kendisinin ise “hayır” dediği hatırlatılınca şunları söyledi:

“ANASTASİADİS’İN BARIŞ İÇİN 2004’TE GÖSTERDİĞİ ARZUYU ŞİMDİ GÖRMEK İSTİYORUZ”

“Ben Cuellar’a ‘evet’ dedim ve meclisten de geçti. İkinci defa Kıbrıslı Rumların ‘hayır’ diyeceğinden ve beni ikinci defa aldatmak isteyeceğinden emindim. Haklısınız, Annan planına ‘evet’ dedi ancak o zamandan itibaren, seçim kampanyasında, bundan kurtulmak için her şeyi yaptı. Öyle ki 25 Nisan’da akşam yemeğinde bir araya gelmemiz söz konusu olduğunda, referandum hatırlatılabileceği için iptal etti. ‘Evet’ demesi gelecekteki faaliyetlerini yansıtmıyor.  ‘Evet’inin kendisini bağlamadığına ikna etmek için Ulusal Konsey’de DİKO ile ittifak yaptı. Desteğini almak için DİKO ile yaptığı anlaşmayı biliyoruz. Barış için 2004’te gösterdiği arzuyu şimdi görmek istiyoruz.”

Politis, AKEL’in geçmişte, Anastasiadis’in icraatlarına katılırsa, Kıbrıs sorununa çözüm anlaşmasını desteklemeye hazır olduğunu açıkladığını hatırlatarak “DİKO’nun Başkan Anastasiadis’i kısıtlayacağı korkusunun ötesinde başka bir yol var mı?” diye sorması üzerine Eroğlu “AKEL ve DİSİ’yi bir arada hayal etmek zor. Dahası Ulusal Konsey’de yüzde 75’le birlikte değiller” dedi.

“ANASTASİADİS’İN DOĞRUDAN TÜRKİYE’YLE KONUŞMA ÇABASI YANIŞTIR, ZAMAN KAYBIDIR”

Bulunacak çözümün AB çerçevesinde olacağından emin olunması için AB’nin, Avrupalı yetkililerin bazı düzeylerde müzakerelere katılması önerisiyle ilgili görüşü sorulduğunda ise Eroğlu “Biz itiraz ediyoruz. Anastasiadis hakemliği ve takvimleri kabul etmiyor. Biz garantör ülkelerle beşli konferans istiyoruz, bu öneri de kabul edilmiyor. Kıbrıs AB’ye üye oldu ve bu nedenle AB tarafsız değildir. Biz bu prosedürün Kıbrıslılara ait olmasını istiyoruz, bu nedenle itiraz ediyoruz” dedi ve  şunları ekledi:

“Bana göre Sayın Anastasiadis büyük bir hata yapıyor. Müzakereler aramızdadır, çözüm bulmak için benimle konuşması gerekir. Doğrudan Türkiye’yle konuşma çabası yanlıştır, zaman kaybıdır.  Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için konuşması gereken kişi, Kıbrıs Türk toplumu lideri olarak, benim. Baştan beri, çözümün Kıbrıslılar arasında bulunacağına inanıyoruz.”

ERTUĞ’UN ATİNA’DA, MAVROYANNİS’İN ANKARA’DA YAPACAKLARIYLA AYNI DÜZEYDE TEMAS YAPMASI ŞART

Eroğlu “Tarafların müzakerecilerinin Atina ve Ankara ile görüşmekleri kararına itiraz olup olmadığı” sorusu üzerine “Karşı değilim ancak Sayın Ertuğ’un Atina’da, Sayın Mavroyannis’in Ankara’da yapacaklarıyla aynı düzeyde temas yapması şartıyla” vurgusunu yaptı, şöyle devam etti:

“Her iki tarafın da dışişleri bakanlığı müsteşarlarıyla görüşmeleriyle ilgili anlaşma budur. Halen, Türkiye’nin masada olabilmesi için her iki garantör gücün de, belki İngiltere’nin de katılması gerektiği önerisinde bulunduk. Buna karşı değiliz. Karşı olduğumuz (Sayın Anastasiadis’in) müzakere masasını burada bırakıp Ankara’yla konuşmaya gitmesidir.”

Osman Ertuğ’un Atina’da ne konuşacağına karar verip vermediği sorulan Eroğlu “Karar vereceğiz, tartışıyoruz. Bu görüşmeler Ekim ayının ikinci yarsında olacak” dedi. Kıbrıs Türk toplumu ile Yunanistan arasındaki ortak ilgi noktalarının neler olduğu sorusuna ise “Biz konuşacağımızı biliyoruz. Sayın Mavroyannis ne görüşecek?” sorusuyla karşılık verdi.

Gazetenin “yerleşikler (TC kökenliler), garantiler, Türk askeri varlığı. Birçok konu var. Maraş gibi Türkiye’nin denetiminde olan somut konular” izahı üzerine Eroğlu “Türkiye Sayın Mavroyannis’le konuşacağı konuları biliyor. Biz müzakere masasında görüşürüz ve tutanak tutarız. Türkiye hangi konuların yer aldığını bilir. Türk Dışişleri Bakanlığı ve Yunan Dışişleri Bakanlığı uzun zamandır bu konularda telefonla irtibat halindedir” dedi.

Politis’in “Ancak Sayın Ertuğ’un Yunanistan’dan isteyeceği bir şey var mı?” sorusu üzerine “Elbette” diyerek söze başlayan Eroğlu şunları söyledi:

“Turistik gezi olmayacak. Bütün konular birbirine bağlantılıdır ve hepsi müzakere masasındadır.  Birini izole edip müzakere masası dışında halletmeyi umamazsınız. Müzakerecilerin görüşmeleri, gerçekleri ve sonra gerçekten çözümün ortaya çıkacağı noktanın Kıbrıs’ta müzakere masası olduğunu gösterecek.”

“MARAŞ’LA İLGİLİ BİR EROĞLU-ÖZERSAY PLANI YOK”

“Kudret Özerasay ile hazırladığınız, Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresi altında iade edilmesiyle ilgili bir plan, yapılan bir düşünce yayınlandı. Öneri tam olarak neleri içeriyor?” sorusu yöneltildiğinde Eroğlu şu cevabı verdi:

“Maraş konusu gündemde yoktur, elbette kapsamlı çözümün parçasıdır. İyi hatırlıyorsam, Denktaş döneminde Maraş’la ilgili öneriler vardı, sonuncusu da Sayın Papadopulos tarafından şiddetle reddedildi. Bugün Maraş’la ilgili ayrı bir konu yoktur, toprak başlığı kapsamındadır.”

Gazetenin “Yani bu Eroğlu-Özersay planı yok mu?” diye üstelemesi üzerine Eroğlu “Bu plan yok. Belki Kudret Özersay’ın burada çalıştığı süre içerisinde, kendi düşüncelerinin bir kısmı olarak hazırladığı bazı fikirler ve planlar hazırlamıştır ancak bizim tarafı bağlayacak bir şey değildir. Kıbrıs Türk tarafının tutumu, Maraş’ın kapsamlı çözümün parçası olduğu şeklindedir.”

Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın mevkiinden ayrılmasına kadar varılan görüş birliklerini benimseyip benimsemediği sorulan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinde BM Genel Sekreteri’ne, müzakerelere, kaldığı yerden başlamaya hazır olduğunu bildirdiği bir mektup gönderdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Sayın Anastasiadis’e gönderdiğim mektuplardan birinde kendisinden, görüş birlikleriyle ilgili yaklaşımının ne olduğunu netleştirmesini istedim. Görüş birlikleri konusunda bana cevap vermek yerine, Maraş’la ilgili öneriye vurgu yaparak, müzakerelerde görüşeceğimiz konulara ilerlemeyi tercih etti. Taahhüt vermek istemedi. Sıfırdan başlayacaksak bir 50 yıla daha ihtiyacımız olacak.”

“DURUMA BİR ELLİ YIL DAHA TAHAMMÜL EDEMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu gazetenin “Kıbrıs Türk tarafının dediği gibi Mart veya Nisan ayına kadar Kıbrıs sorununa çözüm bulunmazsa sonra ne olacak?” sorusuna cevaben “Öyle bir şey olursa durumu değerlendirip karar vereceğiz. Duruma bir 50 yıl daha tahammül edemeyiz” dedi.

Gazetenin “Kıbrıs Türk tarafı acele ettiğine göre müzakerelerde bütün konuların aynı zamanda görüşülmesini neden kabul etmiyor?” sorusuna karşılık da Eroğlu şunları söyledi:

“Tabii bütün konular birbiriyle bağlantılıdır ancak önce zemini de teşkil eden, önceki 4 yılda varılan görüş birliklerinde anlaşmamız gerekir. Daha sonra uzlaşma sağlanmayan konuları görüşmeye başlayabiliriz. İtirazımızın özü budur,  başlıkların bağlanmasını kabul etmememiz değil. Ancak halen yığınla görüş birliği var. Bunlar ne olacak? Mesele budur. ‘Yokturlar’ der ve sıfırdan başlarsak yıllar geçmez.”

Bu cevap üzerine gazete “varılan görüş birliklerinin neler olduğu ve hangisinin kalacağı konusunda uzlaşılırsa Kıbrıs Türk tarafı her şeyi topluca görüşmeye hazır mı?” sorusunu yönelttiği Eroğlu’ndan şu cevabı aldı:

“Bunu yapmazsak, ne zaman anlaşmaya varacağız? Kaderi, sonsuza kadar bu Ada’da birlikte yaşamak olan iki toplumun liderleriyiz. Bu nedenle meseleye düşman gibi değil vatandaşlar gibi yaklaşmalıyız.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar