Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu

İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu:

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 13/02/2018 – Salı

  • Küresel mali piyasaların üzerine adeta çöken satış baskısı dün yerini daha ılımlı bir seyre terk etti. ABD borsalarında görülen sert satışların durması ile, küresel piyasaların geneline yayılan bir rahatlama görüyoruz
  • Geride bıraktığımız hafta yaşanan panik havasını bir düzeltme mi yoksa yeni bir sürecin ayak sesleri mi olduğuna henüz kesin bir cevap veremiyoruz
  • Lakin, ucuz finansman ve USD sat ne bulursan al yaklaşımının yavaş yavaş sonuna gelindiğine inanıyoruz
  • Bu kapsamda, Amerikan 10 yıllık tahvil faizinin %2,90 seviyesine dayanarak dört yılın zirve seviyelerinde dolaştığına mim koymak istiyoruz
  • ABD’de yarın açıklanacak TÜFE enflasyonu, tahvil faizlerinin kısa vadeli seyri üzerinde belirleyici olacaktır (beklenti: manşet TÜFE beklentisi yıllık % 1,9  ;  çekirdek enflasyon yıllık % 1,7)
  • Enflasyonun beklentileri aşması durumunda, piyasalardaki bozulmanın yeniden güç kazanabileceği unutulmamalıdır
  • ABD borsaları ve piyasanın tansiyon göstergesi olan VIX (korku endeksinde) göreceli rahatlama, Cuma günü 3,84 seviyesini test eden USD/TL kurunun 3,80 seviyelerine kadar gevşemesine neden oldu
  • USD/TL cephesinde kısa vadede iniş çıkışlar görebilecek olsak da, ana yönün yukarı olmaya devam ettiğini düşünüyoruz (bakınız grafik)
  • Bugüne döndüğümüzde ise, İngiltere’de açıklanacak Ocak ayı enflasyon rakamları Sterlin üzerinde belirleyici olabilir. (Aylık % 0,6 düşüş, yıllık %2,9 artış bekleniyor)

Uzunca bir süredir, yer altında biriken enerjinin açığa çıkması ile, geçen hafta piyasalarda orta ölçekli de olsa bir deprem yaşandı. Önde gelen merkez bankalarının 2008 küresel krizinden bu yana saçmış oldukları ucuz, uzun vadeli ve bol likiditenin yarattığı risk iştahına, ılımlı seyreden enflasyon ve beraberinde son yılların en iyi büyümesine imza atması beklenen dünya eklenince, piyasa oyuncularının da en sevdiği ortam oluştu: Hisse senetleri. Keza bir tarafta ılımlı seyreden enflasyon şirket karlarını artırırken, sağlam bir büyümeye imza atması beklenen ekonomilerin hisse senetlerine adeta hücum yaşandı. Öyle ki, FED’in başını çektiği parasal gevşeme adımlarına katılan önde gelen merkez bankalarının saçtığı para ile, neredeyse 1,5 yıldır kesintisiz bir şekilde “bodoslama” yukarıya giden hisse senedi piyasaları, geçen hafta ciddi bir yol kazası geçirdi. Kabaca 56 haftada % 29 yükselen ABD gösterge borsası S&P500, son 2 haftada neredeyse % 13 değer kaybetti. Piyasaların hep yukarı gitmesine alışan, risklere gözlerini kapayan piyasaların 2017 yılında “tansiyonu” haliyle “risk yok” algısı ile hep düşük seyretti. İnsan tansiyonu misali, S&P500 endeksinin volatilitesini ölçen VIX endeksi (namı diğer korku endeksi), 2017 yılı genelinde  9 ile 14 arasında sıkışık seyretti. Volatilitenin düşük seyretmesi, piyasaların korkusuz ve koruma aramadıklarının bir işareti olarak yorumlandı. Bu nedenle, yarın yokmuşçasına fütursuz bir şekilde dolar sat ne varsa al yaklaşımı ile coşan piyasalar, hatta bir adım daha ileriye giderek VIX endeksini açığa satan bazı fonların geçen hafta batması ile 9-14 bandında 1 sene rahat rahat bir seyir izleyen VIX, aniden 50 seviyelerine kadar yükseldi! İnsan tansiyonunun birde 10-12’lerden 18’lere fırlaması gibi, bir şeyler ters gidiyordu. Uzunca bir süredir biriken enerji açığa çıkmıştı. Adeta pimi çekilmişti. Bu olguyu tetikleyen ana unsurun ise özellikle ABD cephesinden gelmeye başlayan ve veriler ile desteklenen enflasyonun ayak sesleri olduğunu düşünüyoruz. Keza, ABD Doları’nın piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil faizlerinin getirisinin % 2,40 seviyesinde 1 ay gibi bir zaman içerisinde hızla % 2,90’a dayanması, artan finansman maliyeti (yükselen faizler) anlamını taşıyordu. Küresel mali piyasalarda risksiz kazanç döneminde sona gelindiğini şeklinde yorumlanması ile, borsalarda satışlar, VIX’te yükseliş, piyasaları panikletti. Uzunca bir süredir, USD/TL kurunda, 3,68 – 3,75 bandının orta vadeli riskler için pozisyon kapama anlamında fırsat sunduğunu defaten söylen bir kişi olarak, yaşanan piyasa şoku bizleri pek de şaşırtmadı. Yine de, geride bıraktığımız hafta yaşanan panik havasının bir düzeltme mi, yoksa yeni bir sürecin ayak sesleri mi olduğuna henüz kesin bir cevap veremiyoruz. Ancak, önümüzdeki dönemin temel özelliğinin yüksek volatilite olacağı aşikar. Artık fiyat davranışında, her iki yöne de, sert hareketlere alışık olmalıyız .Bu da yatırımcıların temkinli ve tedbirli olmalarını gerektiriyor.

Yukardaki paragrafta yaşanan ve geçen haftanın bir özetini teşkil eden satıcılı hava, Cuma kapanışa doğru yerini iyimserliğe terk etmesi ile, haftanın ilk gününde de piyasalar yara sarmaya devam etti. ABD borsalarının % 1,5 civarında geceyi artıda tamamlaması ardından, havanın da yumuşamaya başladığını not edelim. USD/TL kuru bu bağlamda 3,80 seviyesinin hemen etrafında gezinirken, VIX endeksi ise geçen hafta test ettiği 50 seviyesine nazaran 25 seviyelerine çekildi (halen daha oldukça yüksek lakin panik havası diniyor). Piyasaların seyrine ışık tutacak olan ABD TÜFE enflasyon verisinin ise yarın açıklanacağını not edelim. Reuters anketine göre, manşet TÜFE enflasyonunun yıllık % 1,9 ; çekirdek enflasyon ise yıllık % 1,7 artması bekleniyor. Beklentilerin üzerinde gelecek olası bir veri, ABD tahvil faizlerinin bir tur daha yukarı sıçramasına neden olabilir ki, böyle bir durumda, piyasalardaki tansiyonun yeniden zıplayacağını düşünüyoruz. Bugüne döndüğümüzde ise, İngiltere’de açıklanacak Ocak ayı enflasyon rakamları önemle takip edilecektir. Aylık % 0,6 düşüş ; yıllık ise %2,9 artış bekleniyor. Beklentilerden daha iyi bir enflasyon, GBP/USD paritesini yukarıya taşıyabilir. İngiltere cephesinde manşet ve çekirdek enflasyonun neredeyse son 6 yılın en yüksek seviyelerinde salındığını görüyoruz. Buna rağmen, ortalama kazançlar kriz dönemine göre halen daha zayıf seyrederken, büyüme tarafında da zayıf bir performans görüyoruz.


Doktor ne oldu bizim tansiyona?

Gelişmiş ülkelerden gelen enflasyon sinyalleri ve artan finansman maliyeti (yükselen faizler), küresel mali piyasalarda risksiz kazanç döneminde sona gelindiğine işaret ediyor. Önümüzdeki dönemin temel özelliği yüksek volatilite olacak. Artık fiyat davranışında, her iki yöne de, sert hareketlere alışık olmalıyız .

Bu da yatırımcıların temkinli ve tedbirli olmalarını gerektiriyor.

1518506843847606bc92e5a53399fe8330b551aa35_1.jpg

Kaynak: Reuters

USD/TRY kuru ile ABD Doları’nın piyasa faizi arasından ciddi bir korelasyon var

Son dönemlerde, ABD tahvil faizlerinde yükselişe karşı, USD/TL kurunun vermiş olduğu tepkinin cılız olduğunu görüyoruz. Grafiğin geçmiş tarafını incelerseniz, aradaki pozitif veya negatif ayrışmaların mutlak surette kapandığı, orta vadede korelasyonun çok yüksek seviyelerde olduğunu görüyoruz.

Pozitif ayrışan USD/TL kurunun, ABD Doları’nın piyasa faizini (10 yıllık tahvil getirisi) mutlaka daha yukarı seviyelerde yakalayacağını ön görüyoruz.

1518506843587e75a96ec488c3a4f44507cd9b701f_2.jpg

Kaynak: Reuters

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar