Hep anlattığım bir hikaye (kurgu) vardır.
“Cebime 1 milyar sterlin koysam ve İngiltere’ye yerleşsem, orada çeşitli sektörlerde iş yapmaya başlasam ve para kazansam. Sonra bir gazete çıkarsam, gazeteyi çok ucuza promosyonuyla birlikte piyasaya sürsem. İngiltere’de 100 yıldır yayınlanan gazeteleri zor durumda bıraksam. Sonra önde gelen bir televizyon kanalını satın alsam ve medya grubu oluştursam. Ardın da Kraliyet ailesine küfürlere başlasam. Kraliçe ve ailesinin asalak olduklarını her gün ama her gün yazsam. Hızımı alamayıp İngiltere siyasetine ayar vermeye başlasam. Seçimlere müdahale edip sahte anketler yayınlasam. Muhalefetten ve iktidardan bakan ve milletvekillerini satın alıp kendi adamım yapsam.”
Sizce ne olur?
Veya daha doğru bir soru soralım;
İngiltere’de ne kadar süre yaşayabilirim?
Benim kanaatim şudur;
Bir akşam üstü MI5 yetkilileri ofisime gelirler ve “size, ilk uçağa Kıbrıs’a dönüş bileti aldık. 4 saat içinde toparlanınız ve o uçağa binip ülkenize geri dönünüz” derler.
İşte o an yapacağınız tek şey o uçağa binip geri dönmektir.
***
Bizim buralara gelip de “büyük paralar çevirip” de bakanlar, milletvekilleri ve bil cümle bürokratları kendi memurları yapanlar vardır elbet.
Kumar baronlarıyla “içli-dışlı” olanları artık sokaktaki çocuklar bile biliyor.
Yaratılan ahlaki, kültürel ve çevresel sorunlara dikkat çekmeye çalışıyoruz da yöneten takımından kimsenin taktığı yoktur.
Çünkü göbeklerinden bağlandılar.
“Ulusal güvenlikle ilgili bir sorundur bu” dediğimizde de yüzümüze aval aval bakıyorlar.
Hiçbir ülke, yabancı sermayenin gelip de böylesi dizaynlar yapmasına izin vermez.
Her kim ki yeltenirse kapının önüne koyar veya ilk uçak için bileti eline verir.
***
Adam işin yolunu bulmuş.
Sahte anketlerle bizim buralardan para kaldırıyor.
Yasaları açıkça çiğniyor, mahkeme başkanı bunu resmen ifade ediyor ama ne işi ise adamın başına bir iş gelmiyor.
“Falan kumar baronu 1 milyon lira verdi, seçim gününe kadar anket yayınlayacaklar” kısmını herkes biliyor ama kimse ses çıkarmıyor.
Ve bu memleket “Dingo’nun hanı” deyiminde olduğu gibi her isteyenin her istediğini yaptığı bir yere dönüşüyor.
Sonra da “KKTC değil Dingo’nun hanı” dediğimizde de “pek milliyetçi ve muhafazakar” bize saldırıyor.
Sevgili kardeşlerim, yarattığınız düzene baksanıza.
Bizim değil sizin eserinizdir…
